0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

“GELECEK Mİ İKLİM KATİLİ Mİ?”

Birkaç haftadır aileyi konu alan yazılar da yazıyorum. Bunların sebebi gündelik hayatta karşıma çıkan farklı durumlar. Bazen sabah programlarında karşılaşılan aldatma meseleleri, bazen sosyal medyaya yansıyan boşanma davalarında karşılaşılan problemli durumlar... Gün geçmiyor ki, bir yenisiyle daha karşılaşmayalım. Bu seferki anormallik, yine sosyal medyada karşıma çıkan bir reklam panosu. Almanca konuşan ülkelerden birinden.

Panodaki görüntüde çocuğunu emziren suratı asık bir kadın var ve altındaki yazı şu: "Gelecek mi, İklim katili mi?" Yani, gelecekte iklimin düzelmesini istiyorsan yeni nesillerden feragat et! Bu bebek gelecek için tehlike, iklim katili! Fotoğraftaki annenin de yalnız olması cabası, ortada bir baba yok! Tabi o konuyu, zaten hallettiler. Babasız ailelerin sayısı aldı başını gidiyor. Fakat bu sefer ki bambaşka bir mesele. Kadının kucağındaki masum sabi için, iklim katili diye, bir ibare kullanılmış! Kime ve neye göz dikildiğinin anlaşılması için fazla söze gerek yok.

Malum, bu tarz konuların pilot bölgeleri Avrupa'dır. Orada servis edilir, olgunlaştırılır, batıdan gelen her şey en iyisiymiş algısı da bize zamanında yerleştirildiği için, döner dolaşır Türkiye'ye de uğrar. Bizde hala babasız aile projesi yürürlükte, hele bir onu tamamlasınlar, sıra buna da gelir.

Bunları belki bizim reklam panolarımızda görmeyeceğiz, fakat sosyal medya ve sabah programları,' yine üzerine düşeni fazlasıyla yapacaktır.

Geçim sıkıntısı, gündemdekiler, futbol maçları, diziler zamanımızı, zihnimizi, öfkemizi, duygularımızı öylesine meşgul ediyor ki, gelmekte olan tsunaminin farkına varmamız mümkün değil. Kafamız resmen dezenformasyon ve manipülasyon kumuna gömülmüş durumda.

Kafamızı bir an önce o kumdan çıkarmazsak, kendi ellerimizle gelecek nesillerimizi kurban vereceğiz.

Neye mi...?

Küresel iklim krizi denen yapay gündeme. Geçen yazılarımda biraz daha ayrıntıyla bahsetmiş olduğum bu suni gündem ile çok fazla şey başaracaklar. Toprağı, suyu, tohumu zaten kaybettik. Şu aralar da kırmızı ve beyaz et kaynaklarımızı kaybetme tehlikesiyle karşı karşıyayız! Bir sonraki adımın da ne olduğunu, yukarıdaki reklam panosunda görüyoruz.

Dünya tarihi, dönem dönem büyük yozlaşmalara şahit olmuştur. İslam'ın indiği topraklardaki kız çocuklarını diri diri toprağa gömme geleneği nasıl oluştu sanıyorsunuz. Onlar da senin benim gibi insandı. Senin benim gibi beyni olan, duyguları düşünceleri olan insanlar, o hale gelmişti, hatta, koca bir toplum...! Teknolojinin gelişmiş olması medeniyetin de geliştiği anlamına gelmiyor, hiçbir zaman. Nazi Almanya'sı, çok teknolojik aletlerle neler yaptı, bu dünya şahit! Veyahut şu anda yapılan ve kumdaki kafalarımızın görmediği nice insanlık dışı mesele, teknolojinin nimetleri kullanılarak yapılmıyor mu?

Yüzyıllar önce, sahte tanrı Baal'e veya Moloch'a verilen bebek kurbanları, mitolojik hikayelerden görüyoruz. Kuran'dan önceki Arap topraklarındaki kuma gömme adetini, bizzat kutsal kitabımızdan okuyoruz. Bunlar efsane değil, yaşanmış gerçekler. Sadece isimleri değişiyor.

Bir yerlerde bu konular dillendiriliyor. Küresel ısınmanın sebebinin bebekler olduğu, bunun için acilen tedbir alınması gerektiği, konferanslarda dile getiriliyor.

Açın gözlerinizi, çıkarın kafanızı kumdan! Bunlar komplo teorisi değil, kabak gibi reklam panosu karşımızda duruyor. Bunun yayınlandığı devlet buna izin veriyor, her gün önünden geçip giden insanlar tepkisiz kalıyor. Biz de kaynatılan sudaki kurbağa misali, yavaş yavaş alıştırılıyoruz bir şeylere. Ne yazık ki, bu, bireysel bir mesele değil toplumsal bir mesele ve toplum olarak uyanılmadığı taktirde, bireysel fark edişler hiçbir işe yaramayacak.

Ahmet Yenilmez Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX