0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Eyvahlar olsun size!

Yine, yok göçmenler yok Suriyeliler yok Afganlılar diye, birileri düğmeye bastı!

Hem de utanmadan...!

Hem de yanı başımızda ibretlik bir olay yaşanırken...!

Rusya Ukrayna savaşından canını, malını, ırzını kurtarmak için Avrupa'ya sığınan Ukraynalıların Avrupa'da karşılanışına bakıp, ar etmeden...!

Siz hiç bir Avrupalıyı, Ukraynalı sığınmacılardan şikayet ederken duydunuz mu?

Oysa, küçük bir çocuğun ayağına çelme takan batılı gazeteciyi görmüştük biz, ne tez de unuttuk!

Biz değil miydik, Aylan bebeğe ağlayan?

Utanıyorum gerçekten, bu kıyaslamayı yapmış olmaktan ar ediyorum ve utanıyorum!

Ne acıdır ki, canı, malı, evladı için çırpınıp can havliyle bize sığınan insanların üzerinden en hafif ifadeyle, suistimal yapılıp, siyasi rant elde etmeye kalkanlar utanmıyorlar.

Bu ne aymazlık bu ne sığlıktır ki, dünyaya ''Devlet'' kavramını öğretmiş bir devlet geleneğine sahip Türkiye Cumhuriyeti Devleti'ni yönetmeye talip olmuş, parti kurmuş, o partiye genel başkan olmuş kişi ya da kişilerin, yönetmeye talip oldukları devletin hangi medeniyete, nasıl bir kültüre ait olduğunu bilmiyor olmaları ne acı!

Suriyelilerle 1000 yıl, Iraklılarla 1000 yıl, Kosovalılar, Bosnalılarla 400 yıl aynı kaderi paylaşmışız...

Aynı yöne dönmüş, aynı yere secde etmiş, aynı şeye talip olmuşuz, ya şehitlik ya da gazilik...!

Bağdat da Şam da İstanbul'dan daha eski bir Türk şehirleridir...!

Üsküp, Piriştina ve Prizren, İstanbul'dan daha eski Türk şehirleridir...!

Bakın, bugün Anneler Günü...

Biz, Suriyeliler, Iraklılar, Afganlılar ile birlikte Hazreti Hatice'yi, Hazreti Ayşe'yi, ''Ana'' bilmedik mi?

Onların evlatları, torunları olmaktan şeref duymuyor muyuz?

Sorarım o halde, Suriyeliler, Iraklılar, Afganlılarla biz ne oluyoruz?

Bu kardeşlik değil de nedir?

Hele de kimliğinizde Türk Milliyetçiliği varsa...

Hele de her lafınızın başında, Ülkücü geçmişinizden bahsediyorsanız...

Bugün, ''Suriyeliler defol'' demek Türk tarihini inkar etmek, Türk tarihine hakaret etmektir!

Unutmayınız ki, şerefli Türk milletinin anaları, mazlumları yavrusundan kestiği lokmalarla doyurmuştur!

Unutmayınız ki, Şerefli Türk Anaları, o topraklar, o toprakların üzerindeki insanlar için kuzularını kınalayıp, ''Ya şehit ol ya da gazi! Sana sütümü helal etmem '' diyerek evlatlarını kurban verdiler!

Unutmayınız ki, sadece İstanbul'da mazluma, sığınana yatak seren, ekmek veren şerefli Türk analarının vakıfları imarethaneleri vardır!

Elbette, sıkıntılar vardır.

Elbette, hoş olmayan olaylar vardır.

Merhum Halil İnalcık Hoca, ''Türk Milleti'ni çıkardığınızda dünya tarihini yazamazsınız, İslam sadece bir çöl dini kalır '' demişti.

Bugün Suriyeliler, Iraklılar, Afganlılar bu haldeyse, bunda en fazla suçu olan bizleriz.

Evet, yanlış okumadınız, onların hepsi şunun şurasında 50, 60 yıllık devletler, hepsi bizimle aynı kimliği taşıdılar.

Bakınız, Sayın Nesli Çölgeçen'in Züğürt Ağa filminde bir sahne vardır, kahyanın anası hasta olur, günleri sayılıdır, kahya, ayağında tokyo olan Züğürt Ağa'ya gelir ve halini arz eder. Züğürt Ağa verecek parası olmadığı için tütün tabakası, çakmak ve tespihini verir!

Gerçi, bunun ne anlama geldiğini, siz bilmezsiniz...

Bunun adı, vefa, mesuliyet, şereftir...

Bu hesap, ensar muhacir hesabı değil...

Bu, mazlumla zalimin hesaplaşmasıdır...

Tıpkı, Milli Mücadele' de olduğu gibi...!

Hedef 2023...

Az kaldı Allah'ın izniyle...

Türk, bu hesabı elbet görecektir!

Şüphesi olan, şerefli Türk tarihine baksın.

Asil Türk analarının evlatlarının şerefiyle oynamayın!

Vefa sahibi evlatlar doğurup yetiştiren şerefli Türk anası, günün kutlu olsun...

Ahmet Yenilmez Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX