Ey parti kuranlar Peter Handke’ye Nobel Ödülü verildi!

An geliyor insan yaşananlar karşısında ne söyleyeceğini ne yapacağını bilemiyor! 

“Ne yapılabilir ki bu yaşananlar karşısında”, ya en iyisi susup bir köşeye çekilmek deyip bir köşeye çekileceksiniz ya da ısrarla ne demeniz gerekiyorsa, onu bıkmadan, usanmadan, korkmadan diyeceksiniz! 

Kendi içimizde hemen hemen her şey, insan olma vasfının tamamen dışına savrulmuş, vasat bir insanın bile asla taşımaması gereken kin, intikam, düşmanımın düşmanı dostumdur temeli üzerinden yürütülmekte! Vefa, hatır, liyakat, ehliyet, had bilme kalmamış, insanlar özellikle de siyasetten elini eteğini çekmiş bulunmakta! 

İnsanların bu hale gelme sebebi nedir diye, kendinize sorduğunuzda, yukarıdaki kaybedilen hasletler çıkıyor karşınıza! 

İster istemez de şunu soruyorsunuz, “Be insanlar, dost var düşman var, elalemi kıs kıs güldürmekten de mi çekinmiyorsunuz?”

Yedi düvelle boğuşurken, daha birkaç yıl öncesinde yaşadığımız acıların yarası kanarken, dört bir tarafımız ateş çemberiyle çevriliyken, gerek içeride vatan evlatları gerekse de İslam aleminde bebekler varil bombalarıyla paramparça edilerek şehit olurken, bu neyin nesidir, Allah aşkına? 

Hele hele, bugün yaşananların doğrudan veya dolaylı olarak sebepleri içerisinde bulunan kişiyseniz, bu acılar bitmeden gerek içerdeki hal gerekse İslam aleminde sulha ermeden bu yapılmaya çalışılanlar nedir, Allah aşkına? 

Hiçbir zaman AK Parti üyesi olmamış, hükümette hiçbir makamda bulunmamış, oy vermiş, çevresine oy verdirmiş, doğrularının yanında, yanlışlarını eleştirmiş bendeniz bile, yaşananlarda benim de bir dahlim olmuştur mesuliyetini taşırken, birileri yaşananların sebeplerinin içerisinde başbakan, bakan, milletvekili olarak bulundukları halde en yabancıdan daha yabancı, en düşmandan daha düşman nasıl olabiliyorlar, insanın aklı havsalası almıyor! 

Çoğunuzun isimlerinin başında profesör, doçent yazıyor. Bu payeler de mi zamanın ayrılık değil bir ittihat  zamanı olduğunu öğretmedi? 

O kadar makamlarda bulundunuz, bizlerin bilmediklerini biliyorsunuz, o makamlar, o bizim bilemeyip sizin bildikleriniz de mi zamanın kenetlenme, kişisel hesapların, kırgınlıkların bir tarafa bırakılma, karşılıksız dünya ahiret kardeşi olma zamanı olduğunu hatırlatmıyor sizlere? 

Hadi, kininizi, hırsınızı anladım diyeyim, sadece şu Nobel ödülü kime verildi onu da mı göremeyecek kadar körleştiniz? 

Bakınız, Nobel ödülü Avusturyalı Peter Handke isimli birine verildi! 

Kim bu Peter Handke? 

Bosna soykırımının suçlusu olarak yargılanırken geberen Slobodan Miloseviç‘e destek vermiş, yetmemiş, bir de Lahey’de mahkemede onun lehine şahitlik yapmak için başvuruda bulunmuş, dahası ‘’Bosna’da Müslümanlar birbirlerini öldürdü, suçu Sırplara attı’’ diyebilmiş birisi! 

Bakın, bugün güya İnsan Hakları Günü ! 

Bakın, gözlerinizi dört açın da bakın bugün İnsan Hakları Günü’nde son yüzyılın soykırımına yalan diyen, son yüzyılın soykırımının emrini bizzat veren katile destek veren Avusturyalı Peter Handke’ye Nobel ödülü veriliyor! 

Şimdi, vicdan sahibi herkese soruyorum, dün Başbakanlık, Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Birliği Bakanlığı dahası Cumhurbaşkanlığı yapmış birileri, bugün ayrılığı nifakı körükleyecek tavır içerisinde mi olmalılar, yoksa başta Avrupa ve dünyaya, ‘’Siz bu Avusturyalı Peter Handke’ye nasıl Nobel ödülü verirsiniz’’ diye hesap mı sormalılar?