Evet #HemenŞimdi!

Perşembe günü masa yıkıldı(!) Pazartesi yıkılan masa ayağa kalktı(!)

Sahi, masa neden yıkıldı?

Ne oldu da ayağa kalktı?

Bilen var mı?

Hadi, daha açık sorayım; Sayın Kılıçdaroğlu, Sayın Akşener, Sayın Uysal, Sayın Davutoğlu, Sayın Babacan, masayı neden yıktınız?

Ne oldu da tekrardan kurdunuz?

Bütün mesele, Sayın Yavaş ve Sayın İmamoğlu'nun seçilmemiş cumhurbaşkanına yardımcı(!) olmaları mıydı?

Yani, altınız bir araya gelip doğmamış çocuğa don mu biçtiniz(!)?

Siz ne yaptınız!?

Ülke yıkıldı!

Aileler ocaklar yıkıldı!

Hayaller yıkıldı!

Kimine göre, "Asrın Felaketi", benimse "Kıyamet" diye adlandırdığım bir enkazın, yıkıntının altında kalmışken, siz, bu masayı neden yıktınız da sonra yapıp, Pazartesi tekrardan ayağa kaldırdınız?

Sayın Akşener, "Kumar masası" dediniz ya, peki, o masada neden rest çektiniz sonra da pas dediniz?

Sayın Kılıçdaroğlu, Perşembe akşamı masa devrildiğinde sizin ilk sözünüz, "Taşlar yerine oturacak" idi, peki, ne oldu, dört taşın ortasına taş çekip, okeyi boşa mı çıkardınız?

Sayın Davutoğlu, Sayın Babacan, Sayın Uysal, sizlere diyecek sözüm yok, sizler arada göstermeyle idare ediyorsunuz zaten.

Çıkan metni okuyorum, dönüyorum tekrar okuyorum, yeni olarak bir madde, 12.madde var!

Buyurun siz de okuyun, "İstanbul ve Ankara Büyükşehir Belediye Başkanları Sayın Cumhurbaşkanının uygun gördüğü zamanda ve tanımlanmış görevlerle Cumhurbaşkanı Yardımcısı olarak atanacaklardır."!

Masa, bu maddeden mi yıkıldı(!)?

Bakın, en az 5-10 yıl gündemin birinci sırasından inmemesi gereken, ocaklar söndüren, gelecek nesli, doğacak her bir çocuğu bile bir enkazın altında bırakan Asrın Felaketi'ni gündemin üçüncü, dördüncü sırasına düşürdünüz!

Eğer, masa yıkıldıysa, sebep 12. madde olamaz!

Peki, sebep neydi?

Azıcık vicdanınız kaldıysa, asrın felaketini yaşamış bu milletin huzuruna çıkın ve gerçek sebebi söyleyin!

Bu, sizin boynunuzun borcudur!

Bu cevabı, enkazın altında anasını, babasını, evladını, kardeşini, komşusunu kaybetmiş yaralı yürekler bekliyor?

Sayın Kılıçdaroğlu, merhum Erdal İnönü'den duyduğum şu sözü, size bir daha hatırlatmak isterim, "Gerçeklerin er geç ortaya çıkmak gibi huyu vardır"!

Hülasa, adını "Millet İttifakı" koyan ittifak, millet, sizden gerçek sebebi öğrenmeyi bekliyor.

Gelelim, Cumhur İttifakı'na...

Yükünüz ağırdı, ama daha da ağırlaştı!

Çünkü, bu zamana kadar güçlü bir muhalefetiniz yoktu, bugünden sonra ise hiç muhalefetiniz kalmamıştır!

Asıl muhalefetiniz, uzunca bir zamandır kendi içinizdeki muhalefettir, dikkat edin, gereğini yapın!

Aynı saatlerde, Sayın Cumhurbaşkanımızın, Bakanlar Kurulu sonrası yaptığı konuşma, çok çok önemli bir konuşmadır, dahası bir manifestodur!

En az birkaç kez, altını çize çize medeniyetten, kültürden bahsettiği konuşma...

Sayın Cumhurbaşkanım, yirmi yıllık iktidarınızda muhtelif defalar, "Kültür alanında istediğimizi başaramadık" dediğinizde içinizin nasıl yandığını, iliklerime kadar hissetmişimdir!

Ne olur, bu sefer işi başkalarına bırakmayınız!

Asıl mesele bu...

Kültür; insanların, milletlerin, yediğinden, giydiğinden, oturduğu evden, içtiği suya kadar hayat kılavuzudur!

Hani, dediniz ya, "Hemen şimdi..."!

Evet, hemen şimdi...