0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Boraltan Köprüsü filmi çekmek istiyorum…

"Boraltan bir köprü, aşar geçer aras'ı,

Yuğsan aras suyuyla, çıkmaz yüzün karası.

Karası, karası, merhamet fukarası,

Karası, karası, merhamet fukarası. Düşman bekler karşıda, önüne kattı beni,

Can alınan çarşıda, kardeşim sattı beni.

Dönüp seslendim geri, merhametsiz birine,

Beni siz vursaydınız, şu gavurun yerine."

Sayın Murat Darga'nın bu mısralarını, Sayın Esat Kabaklı Hocamdan dinlediğimde, sanki mazinin en derinliklerine dalmışım da ayağıma kramp girmiş gibi olurum!

İşte, o anda merhum Elmas Yıldırım'ın şu mısraları gezer yüreğimin kılcal damarlarında, hem de kılcal damarlarımı yırta yırta...!

"Türk denince özü sözü mert olur,

Dost deyince ayrılmaz bir fert olur,

Kardeş deyip dara düşsem, sığınsam,

Şimden geru bu bana bir dert olur.

Ben ne diyem bu vefasız dağlara,

Öz kardaşı dönek olan ağlara!

Türk; o Altayların dünkü eri mi?

Yolunda can koydum, verdim serimi,

Düştüğü ağlardan kurtulsun diye,

Serdim ayağına doğma yerimi...

Kardaş armağanı, dökülen kanlar,

Bana mükâfat mı giden kurbanlar?

Ben diyorum, Kayıhan'dır soyumuz,

Bir kaynaktan varlığımız, boyumuz,

Dilim dili, yolum yolu, emel bir,

Bir bayrakta, yıldız'ımız, ay'ımız.

Azerî, Türk, Türkmen; var mı ayrılık,

Nerden doğdu bu imansız gayrılık?

Alnımın yazısı, karadır kara,

Karadan bir mendil yolladım yara,

Yol uzun, el uzak, yetişmez eller,

Türklüğün kanayan kalbini sara.

Felek kıymış beslenen bu dileğe,

Lânet Türk'ü hançerleyen bileğe.

Bir suç mu düşmana göğüs gerdiğim?

Günah mı Türklüğe gönül verdiğim?

Rusların açtığı yaradan derin,

Anayurtta öz kardaştan gördüğüm.

Seslenseydim, ses çıkardı her taştan,

Ne beklersin sağırlaşan bir baştan.

Kaçtır, eli kanlı çıktı oyundan,

Ne bilem, kahpelik varmış soyunda,

Girdiğim öz yurttan döndürülürken,

Kanımın aktığı sınır boyunda

Açan lâlelerden bir çelenk örsem,

Türklük dünyasına armağan versem."

Ben bundan sonrasını diyemem, bundan sonrası haldir, hal!

Öyle bir hal ki...!

Harı, yakar kavurur, köz gibi için için...!

Yüreği yeten varsa, Sayın Alper Aksoy'un Boraltan Köprüsü romanını alsın, okusun!

Ben diyeceğimi, ya beyaz perdede sinema filmiyle ya da mavi camda yani televizyon dizisiyle demek istiyorum!

İster sinema filmi ister televizyon dizisi, ben Boraltan Köprüsü filmi çekmek istiyorum...

Ahmet Yenilmez Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX