Ben bu topa girmeyeceğim diyorum ama gel de girme!

Asrın bu felaketinde, felaketin ilk iki gününde afet bölgesine gidilip gidilemediği tartışmasına girmeyeyim diyorum, ama gerçek bu değil arkadaş!

Kaldı ki, tüm jandarma birimleri 11 vilayette en geç 3 saat içerisinde hareket etmiş, afete müdahale etmişlerdir. Ki, çoğu da afeti bizzat yaşamış oldukları halde!

11 tane birbiriyle kara sınırı olan vilayette art arda iki büyük deprem olacak, afet dönemlerinde müdahale için planlanan tüm kurum, kuruluş, görevliler yıkıntının altında kalacak, yol kapalı, havaalanı kapalı, bir tane liman var orada da yangın var, sen tutup devleti yerden yere vuracaksın!

Peki, o fetvaya ne demeli?

Nereden çıkar, kimler servis eder, belli değil!

Birileri de bunu mal bulmuş mağribi gibi alır ve hemen tezgâhına koyar!

Evet, bunu yapsa yapsa her türlü değerden, acıdan, sevinçten geçinenler sınıfı yapar!

Televizyon kanallarının ortaklaşa yaptıkları bizzat benim de katıldığım yardım kampanyasında toplanan paraları kimlerin, hangi kurumların, nasıl, ne niyetlerle verdikleri tartışmasına girmeyeceğim!

Bu bir deprem değil...

Evet, yanlış okumadınız bu bir deprem değil, bu bir kıyamet!

Geçen Salı günkü yazımda da bunu vurgulamıştım.

Onun içindir ki, kim ne konuşursa konuşsun tüm konuşmalar, kıyametten önce, kıyametten sonra mihenginde olmadıktan sonra, hiçbir kıymeti harbiyesi yoktur!

Bu günlerdeki lakırdıların hepsi de geçinenler sınıfının dini, dili, ırkı ne olursa olsun, insanlık vicdanındaki enkaz altında kalışları ve son iniltileridir!

Üstelik bir de sen kentsel dönüşüm kararına karşı, vicdansızca, ahlaksızca insanları sokağa döküp, şimdilerde timsah gözyaşları dökeceksin!

Bunun adı sadece vicdansızlık da değildir...!

Kıyamet kopmuş, birileri baraj olmayan yerde barajın patladığını anırıyor!

Sonra, ''Ben de yanlışlık yapabilirim" diyerek işin içinden çıkmaya çalışıyor!

Bana bak Efendi, hiç olmazsa nedamet et de sus!

Gelelim şu ahbap çavuş olayına, aksi ispat edilmedikten sonra, hiç kimsenin bu ahbap çavuş organizasyonuna tek bir kelime etme hakkı yoktur!

Aksini ispat etmek de devletin görevidir!

Siz hala, devletin, devletin kurumlarının itibarsızlaştırılmasının ne büyük bedellere mal olduğunu ve ağır faturayı da milletin ödediğini 15 Temmuz Başarısız İşgal Girişimi'nden sonra da anlamadıysanız ne diyeyim...?

Hele, o binaları yapıp, cennetten bir köşe diyerek satan kan emiciler ve bu kan emicilere ruhsat veren aymazlar, yazık size çok yazık!

Evet, bu kıyamette canlarımız gitti!

Allah, her birine rahmet eylesin!

Evet, binlerce yaralımız var, Allah, her birine şifa versin!

Evet, yetimlerimiz, öksüzlerimiz, yalnızlarımız var!

Her biri, Asil Türk Milleti'nin tertemiz yüreklerine emanettir!

Evvel Allah, kimselere muhtaç etmez!

Siz geçinenler sınıfı, biliniz ki, bu kıyamette geberenler sizler oldunuz!

Bu zırvalıklarınız, sizin son hırıltılarınızdır...

Benim asil mazlum milletim, bakınız 58 yıl önce bugün (21 şubat 1965) vefat eden Malcolm X ne demiş, ''Eğer dikkatli değilseniz, gazeteler sizin zulüm gören insanlardan nefret etmenizi ve zulmü uygulayan insanları sevmenizi sağlar''!