Yarın 23 Nisan!

Neşe dolacak insan da...

''Da...'' çünkü iş geldi, 23 Nisan'a kadar dayandı!

Kimi, ''Siz 23 Nisan'ı kaldırdınız'' diyecek, kimi de 23 Nisan'ı kaldırmadıklarını, malum süreçten dolayı neşe dolarak kutlanamadığını, anlatmaya çalışacak!

Bizi biz yapan tarihi olayları bilmediğimizden, özellikle de geçinenler sınıfının sesi de çok çıktığındandır, ortak acılarımız, ortak sevinçlerimiz, bayramlarımız bir olmamıza, beraber olmamıza, iri olmamıza, diri olmamıza sebep olması gerekirken kavgaya, ayrışmaya sebep olmakta!

Ne hazindir ki, yangın yerinden kurtarılan en kıymetli hazine olan vatan toprağımızın değerinden, o vatan toprağımızın kimler tarafından neler yaşanarak, ne bedeller ödenerek, bizlere miras bırakıldığından bihaberiz!

Emin olun, kuruluşun ve kurtuluşun şehri Bilecik'te, bugün sadece minareleri kalan, işgalciler tarafından içerisine Müslüman ahali doldurularak, cayır cayır yakılan camilerden bir tanesinin bile hikayesini dinlemeye, vicdan sahibi yürek dayanmaz!

Hangi birini saysam..?

Bugün Bilecik'te, Osmanlı Cihan İmparatorluğu'nun rüyasının görüldüğü Şeyh Edebali Mescidi'nin yanan kirişleri, yaşananları bize, ''unutma, unutma, unutma'' diye haykırmakta!

Ya, az ötesinde Osman Gazi Camii'nin mahzun minaresi...! Evet, yarın 23 Nisan..!

Acaba kaçımız, bundan tamı tamına 101 yıl öncesinde (23 Nisan 1920), 23 Nisanların bayram olması için mücadele edenlerin adını sanını biliyor?

Özellikle dinden, diyanetten söz açıldığında, herkes, açıyor ağzını yumuyor gözünü!

Peki, ilk direniş fetvasını veren ve örgütünü kuran Denizli Müftüsü Ahmet Hulusi Efendi'yi kaçımız biliyoruz?

İzmir işgaline karşı çıkılmaması emrini veren dönemin İzmir Valisi İzzet Bey'e, Ahmet Hulusi Efendi bakınız ne diyor, ''Vali Bey... Bu sakalım kanımla kızarabilir, ama bu alına Yunan alçağını sükûnetle selamlamış olmanın karasını sürerek, huzur-u İlahiye çıkmam''!

Isparta'da elinde silah düşmana karşı, ''Demiralay'' ismiyle gönüllüler alayı kuran Hafız İbrahim Efendi'yi, kaçımız duydu?

Mesela, bırakın ülke genelini, bugün Afyonkarahisar'da gençlerin kaçı, ''Çelikalay'' isminde gönüllüler alayını kuran Hoca İsmail Şükrü'yü biliyor?

Bütün şehir halkını Milli Mücadele'ye katan Amasya Müftüleri Hacı Tevfik Efendi, Abdurrahman Kamil Efendi ve daha niceleri..?

Gazi Mustafa Kemal Atatürk Milli Mücadele'nin manevi mimarları için bakınız ne diyor, ''Halk hakiki vaziyeti anlamamışlardı. Fikirlerde karışıklık vardı. Dimağlar adeta durgun bir haldeydi... Pek çok din adamı hakikati halka izah ettiler... doğru yolu gösteren vaaz ve

nasihatlerden sonra herkes çalışmaya başladı'' (Prof. Dr. Ali Sarıkoyuncu -Milli Mücadelede Din Adamları I,2,3 ).

Bütün kaynaklar gösteriyor ki, Milli Mücadele'nin manevi mimarları olmasaydı, bugün 23 Nisan belki de bayram olarak kutlanamayacaktı!

23 Nisan'da neşe dolacaksa insan, başta Milli Mücadele'nin manevi mimarları olmak üzere, Milli Mücadele'nin hikayesi çok, ama çok iyi bilinmeli!

Ruhları şad olsun...