0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Tanpınar ile Narmanlı Han arasına kara kedi girmiş!

“Beş Şehir” in asıl konusu, hayatımızda kaybolan şeylerin ardından duyulan üzüntü ile yeniye karşı beslenen iştiyaktır. İlk bakışta birbiriyle çatışır görünen bu iki duyguyu, sevgi kelimesinde birleştirebiliriz. Bu sevginin kendisine çerçeve olarak seçtiği şehirler, benim hayatımın tesadüfleridir. Bu itibarla onların arkasında kendi insanımızı ve hayatımızı, vatanın manevi çehresi olan kültürümüzü görmek daha da doğru olur. Bizden evvelki nesiller gibi bizim neslimiz de bu değerlere, şimdi medeniyet değişmesi dediğimiz, bütün yaşama ümitlerimizin bağlı olduğu uzun ve sarsıcı tecrübenin bizi getirdiği sert dönemeçlerden baktı. Yüzelli senedir hep onun uçurumlarına sarktık. Onun dirseklerinden arkada bıraktığımız yolu ve uzakta zahmetimize gülen vaitli manzarayı seyrettik.”

Yukarıdaki alıntı, Ahmet Hamdi Tanpınar’ın “Beş Şehir” adlı eserinden...

Ahmet Hamdi Tanpınar ismi zikredildiğinde, sadece edebi kimliği gelmiyor insanın aklına, Tanpınar medeniyetimiz ve kültürümüzün bir nevi hafızası adeta!

Onun eserlerinde makinayla çekilmiş fotoğraflardan ziyade, medeniyet ve kültürümüzü iliklerine kadar hissedip, tahlil eden gelecek için de endişe taşıyan bir ressamın tuvalinden çıkmış muhteşem tablolar bulursunuz!

Bir de elbette, Tanpınar’ın adeta bir parçası olarak nam salan kara kedisini de unutmamalı!

Birazdan yazdıklarımı okuyunca, bendenizi daha iyi anlayacağınızı, yüreğimde nükseden acıyı daha iyi anlayacağınızı umuyorum.

Uzunca bir aradan sonra İstanbul Beyoğlu İstiklal Caddesi’ne gittim. Kolay değil, İstiklal Caddesi’nde bu caddenin değerlerinden Muammer Karaca Tiyatrosu’nda ve Tarık Zafer Tunaya Kültür Merkezi’nde müdürlük görevlerim münasebetiyle, dokuz yılım geçti!

Ne zaman İstiklal Caddesi’ne yolum düşse, olmazsa olmaz simge mekanlarım vardır.

Bunlardan biri, 81 ildeki tiyatro turnelerim vesilesiyle defalarca anlattığım, “Mehmet Akif Müzesi olsun” diye başlattığım imza kampanyası neticesinde, Zat-ı Devletleri tarafından ihdas edilen Mısır Apartmanı, diğeri ise üzerine bir çok projeler yapıp da bir tekini gerçekleştirmeye muvaffak olmadığım Narmanlı Han”!

Çünkü medeniyetimizin ve kültürümüzün dili merhum Ahmet Hamdi Tanpınar, Narmanlı Han’ın küçücük bir odasında yaşamış..!

Narmanlı Han’ın bir odasında okşamıştır, kara kedisinin başını!

Bedri Rahmi Eyüboğlu, Narmanlı Han’da tuvaline dökmüş hayallerini!

Ve ben, İstiklal Caddesi’ne son çıktığımda uzunca bir zamandır restore edilen Narmanlı Han’ın önüne geldiğimde bir de ne göreyim?

Narmanlı Han sana ne oldu böyle? Elbiseni kimler soydu senin?

Bir tek mi Türkçe tabela olmaz sırtında ?

Girişinde ayıp savmak maksadıyla konmuş, iki tabela ve içeride gözlerimize kara kedisiyle bakmasına alıştığımız, ancak bize yüzünü çevirmiş Tanpınar var sadece!

Neden?

Ne adına?

O oda, korunamaz mıydı?

Hadi onu da geçtim, kucağında kara kedisiyle alıştığımız bize adeta, “Huzur’u okudun mu? Beş Şehir’i mutlaka oku” diye fısıldayan fotoğrafını heykelleştirseydiniz bari!

İçimin nasıl yandığını anlamak için, yazımın girişinde merhum Tanpınar’dan yaptığım alıntı metni bir daha okuyun lütfen!

Ancak, o zaman anlarsınız bendenizi!

Evet, merhum Tanpınar ile Narmanlı Han arasına kara kedi girmiş!

Anlaşılan, bendenize bir 81 il yolu daha göründü.

Ahmet Yenilmez Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX