Suç duyurumdur!

"Alem sevgi pıtırcığı olup, pıtır pıtır pıtlarken, sen de ne suç duyurusunda bulunuyorsun?" diyeceksiniz belki!

Zaten başımıza ne geliyorsa, şu özentimizden, kendimizin değil de birilerinin anlamlandırdıklarının peşinden koşmakla geliyor!

Giyimimiz, yemeğimiz, yemek yeme şeklimiz, derken değerlerimiz değişe değişe, bize dair kültürümüzün, medeniyetimizin tüm değerleri utancından ar edip, alıp başını gitti!

En acısı da birileri başımıza da vursa, vurmakla da kalmayıp, başımıza bombalar da yağdırsa, aklımızı başımıza toplamıyoruz, korkarım ki, bu gidişle de toplayamayacağız!

Baksanıza, sevginin dili Hazreti Mevlana, Hacı Bektaşi Veli, Yunus Emre'nin torunları, bugün o değerleri atlayıp, 1525 yıl öncesinin Roma Katolik Kilisesi'nin inanışına dayanan, Valentine ismindeki bir din adamının adına ilan edilen bir bayram günü olarak ortaya çıkmış, "Sevgililer Günü"(!) kutluyoruz!

"Biz gelmedik dava için, bizim işimiz sevgi için" deyip, 365 gün sevgiden beslenelim diyen Yunus'u terk edip, sevgiyi bir güne indirdikten sonra davaya, yani kavgaya mahkum olduk ve dünyayı yaşanamaz hale getirdik!

Rol modelleri değişen gençlik, artık sevgililer gününün, sevgi rol modellerini, kendilerine rol model aldılar!

Üzerine bir de yarışma, magazin programlarını koyun..!

Netice mi?

Gençlerimiz, ''Ne yapsam da ben de bir diziye ya da okyanus ötelerinde adalarda yapılan yarışma programlarına katılıp şöhret olsam" diyerek şöhret virüsüne teslim oldular!

Meslek sahibi olmayı, mektep okuyup bitirmeyi bir yana bırakın, ya kendi isteği ile ya da gençlerimizin hastalığını fırsat bilen sözümona cast ajansı adı altında vicdansız ahlaksızların tuzağıyla, intiharın eşiğine geldiler!

Bunlar, öylesine vicdansız ahlaksız insanlar ki, alın size bir örnek:

Bu vicdansız ahlaksızlar İzmir'den kalkıp, benim memleketim Ordu'ya gidip (isimleri bende vardır) beş yıldızlı bir otele yerleşip tuzaklarını kurmuşlar!

''Oyunculuk dersi vereceğiz ve dizilerde oyuncu olacaksınız'' minvalinde ilanlar verip, akın akın gelen gencecik evlatlarımıza sözleşmeler imzalatıp, başvuru ücreti adı altında paralarını alıp, çekip gitmişler!

Çocuklar, bizi çağırıp bize oyunculuk dersi verecekler, diye beklerken, kapılarını icra memuru çalmış!

Evet, yanlış okumadınız icra memuru..!

Sebep mi?

Başvuruda çekilen resimleri bir sitede yayınlandı diye, para ödememeleri..!

35 yıldır sinema, tiyatro alanında yapımcı, oyuncu olarak çalışmış bir kişi olarak ben, asla böyle bir hizmet kalemi duymadım, işitmedim!

Sözümona Cast Ajansı olan firmanın adını arama motoruna yazdığımda, dolandırılanların yüzlerce şikayetiyle karşılaştım.

Bendenizi arayan hemşerim bir kızımızdan öğrendiğim hukuk bürosunu aradım (söz konusu hukuk bürosunun adı bendedir), kendimi tanıtıp, bunun dolandırıcılık olduğunu, 35 yılını bu sektöre yapımcı, oyuncu olarak veren biri olarak, böyle bir iş tanımının olmadığını söylediğimde aldığım cevap tüyler ürperticiydi, "Bizi ilgilendirmez"!

Mağdur gencecik evlatlarımızın sayısı öyle fazla ve hikayeleri de öylesine iç yakıcı ki..!

Hemen hemen hepsi saf Anadolu çocukları olduklarından ve olayı ailelerinden sakladıklarından ne yapacaklarını bilemez haldeler!

Olayı, İzmir Valimiz Sayın Yavuz Selim Köşger Bey'e ilettim, kendileri ilgilenecekler inşallah!

Aman ha sakın, "Akılları yok muydu imzalamasaydılar'' demeyelim de şunu düşünelim, asıl suçlu o çocuklar mı?