0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

SİSTEMSİZLİĞİN SİSTEMİ

Efendim takdir edersiniz ki, bendeniz koyu bir Trabzonspor taraftarıyım. Bunu bir çok defa dile getirdim, lakin her defasında söylemekten sıkılmadan, bir Ordulu olarak niçin Trabzonspor taraftarı olduğumu bir kez daha deklare edeceğim. Sebebi şu ki, Anadolu'dan da bir şampiyon çıkabileceğini, biz Anadolu çocuklarına gösterdiği için ve benim gibi Anadolu'nun çeşitli şehirlerinde yaşayan çocuklara umut aşıladığı içindir. Bundan dolayı da şu ahir ömrümde, bir Trabzonspor taraftarı olarak hayatımı sürdürmekteyim. Trabzonspor yönetimi, son zamanlarda anlamlandıramadığım işler peşinde olsa da bu konuyu başka bir yazıya bırakıyorum ve asıl paylaşmak istediğim konuya giriş yapıyorum.

Konumuz Türkiye Milli takımı... Bir şeyin baştan hatalı olduğunu düşünsem de hemen karşı çıkmam ve uygun zamanı beklerim, böyle bir özelliğim vardır benim ve işte o zamanın da geldiğini düşünüyorum. Tabii ki, her konunun uzmanları vardır, onlar daha iyi analiz ederler, ama insan bu kadar yürekten sevdiği bir olgu hakkında yorum yapmadan veya sevinip, üzülmeden edemiyor. Ben de birkaç kelam etme hakkını kendimde görüyorum. Milli takımımız 4 sene önce yıldızlar karması gözüyle görülüp, genç kardeşlerimizin neredeyse yarısından fazlasının yurtdışında top koşturduğu ve hala yurtdışında top koşturduğu bir dönem yaşadı, yaşıyor. Hele bir Fransa maçı var ki, dillere destan bir futbol sergilenmişti. Ve bu gazla kendimizi, Avrupa şampiyonasının favori takımlarından görüp, olmaması gereken bir özgüvenle, turnuvadan sıfır çekerek ayrıldık. Neredeyse, gol dahi atamayacaktık. Ve ne olacaktı? Bir günah keçisi aranacaktı, o ceza da Sayın Şenol Güneş'e kesildi. Nedenine niçinine girmenin manası yok, olan oldu ve geçmişte kaldı önümüze bakmalıyız dedik, her zamanki gibi. Sayın Şenol Güneş'in yerine de daha önce büyük takım çalıştırmamış, bırakın büyük takım, doğru düzgün normal kulüp bile çalıştırmamış, sadece Almanya alt yaş kategorilerinde teknik adamlık yapmış Stefan Kuntz'u getirdiler. Sebebi de Avrupalı olmasıydı. Başarıları var mıydı? Yok! Biz gariban halka ise futbolculuğuna hayran olmamanın imkanı olmadığı sevgili Hamit Altıntop kardeşimizin gençliğinde Almanya'dan tanınıyor ve güveniliyor olması, denildi. Bizim anladığımız da, "hııı demek ki, bu adamda bir şey var demek ki, sistemsel olarak başarılı, amma velakin bu başarıyı sadece Hamit kardeşim ve Kuntz beyefendi biliyorlar" dedik, sineye çektik, bekledik, bekledik, bekledik.

Nihayetinde, Fareo Adalarına yenilecek düzeye geldik. Futbolda rakibi küçümsemek, başınıza gelebilecek en kötü durumlara yol açabilir. Karşınızdaki takımın kalecisinin asıl mesleği kasaplık olsa da veya forvetin tuhafiye dükkanı olsa da futbol bir garip oyundur, hiç beklenilmeyecek sonuçlara gebedir. Ama futbolcu kardeşlerimizin bu kadar ruhsuz, bu kadar birbirinden kopuk, yüzlerinden düşenin bin parça olduğu durum kabul e-di-le-mez!

Kuntz beyefendi bu takıma ne kattı acaba, bizim görmediğimiz?

Sistemsel olarak tüm alt yaş kategoriler ve A milli takımımız bir bütünlük sağlayıp bir sistem harikasına mı büründü ?

Sistemi geçtim, futbolcu kardeşlerimizle diyaloğu çok mükemmel ve harika bir takımdaşlık mı sağladı ?

Kuntz beyefendi bu ülkeye ve futbol kültürümüze ne kattı?

Tolga Ciğerci'yi stoper oynatmak gibi bir faciayı gerçekleştiren ve sebebinin de uzun boylu olması gibi saçma sapan bir açıklama yapmaktan başka ne yapıyor dostlar, bilen duyan var ise benimle de paylaşsın Allah rızası için (Tolga kardeşim sen bu tartışmanın dışındasın, çağırılınca tabi ki koşa koşa gideceğinden Milli takıma ve ne görev verilirse elinden gelenin en iyisini yapacağından da şüphem yok).

Bakın efendiler, hayat zaten zor, sıkıcı bir çok şeyle karşılaşıyor ve akıl sağlığımızı kaybetmemek için, biz garibanların elinde kalan iki üç şeyden biri de futbol. Gerek kombine alarak gerek yayıncı kuruluşa bir ton para vererek, 90 dakikalığına dünyadan kopup güzel vakit geçirmek istiyoruz. Ama Milli takım bunların dışında, Milli takımın bir mağlubiyeti bizi daha derinden etkiliyor, üzüyor (futbol sadece futbol değildir). Bir sürü tecrübeli ve çok başarılı olacağı şimdiden belli olan Türk teknik direktörlerimiz mevcut. Türk olunca istemediğimiz mağlubiyetler olmayacak mı, tabi ki olacak. Futbol bu, yenmek de yenilmek de en doğal kural, lakin hiç olmazsa, bizim çocuk denedi olmadı der, önümüze bakarız, ama Sayın Kuntz bu takıma ne verebilir? Herhangi bir başarısı olmamış bir teknik adama Türkiye Milli takım hocalığını veremezsiniz kardeşim. Başarılı olmuşu da geldi, Hiddink ve Lucescu gibi, ama hiç olmazsa ne olduklarını biliyorduk, olmadı gittiler. Sayın Kuntz'un insanlığından ve karakterinden şüphem yok, çok doğru bir insan olabilir, ama biz futbol konuşuyoruz. Ve en büyük sebep olarak, "Sistem bilgisi" olan bir hoca diye pazarlandı Kuntz beyefendi. Zaten başımıza ne geliyorsa, kendimizde var olmayan sistem ve uzun soluklu birliktelikler ve sırf bu sebeple kimsenin tanımadığı, bir başarısı olmayan yabancı hocayı getirilebilecek en tepe noktaya oturtmaktan geliyor.

Sebep...?

-Ama adam Alman yaa sistem biliyor abii...!!!

Sistemli ve planlı olamamanın acısı böyle böyle çıkıyor efendim. Bu sadece futbolla sınırlı da değil, ama neyse o da başka yazının konusu.

Umarım, biz de milletçe kendi değerimizi bileceğimiz, sistem ve planlama gerektiren alanlarda kendi sistemlerimizi yaratacağımız günleri görürüz. Biz göremesek de inşallah evlatlarımız görür.

Hayırlı Pazarlar efendim...

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX