Yayın Tarihi:
01 Haziran 2021 Salı 08:00:00
Canımız burnumuzdan düştü düşecek!
Sizi bilmem, ama zaman zaman benim canım burnuma geliyor, hıh desem sanki canım burnumdan düşecek gibi geliyor!
Olan bitene, akıl sır erdiremiyorum!
Sanki, herkes herkesin hangi açığını yakalarım diye, erketeye yatmış da birbirini kolluyor! Kim kimin açığını, hatasını, kusurunu yakalasa, bırakın vicdan mahkemesi kurmayı, usüldende olsa bir mahkeme kurmadan infaz ediyor!
Her fırsatta Mevlana'nın, "Kusur görmekte gece gibi ol" sözünü zikreden, ama idrak etmeyen biz, ne hale geldik?
Lakin, bazı hadiseler var ki, ne kusura ne hataya ne de suça sığar!
Bakınız, bundan 568 yıl önce bugün (1 Haziran 1453) merhum Akşemsettin, Ayasofya Camii'nde ilk Cuma namazını kıldırmış!
Ben de Google'un yalancısıyım(!)
568 yıl sonra adı da "Dijital Çağ" olan çağın eşiğinde Türk'ün gündeminde Ayasofya ve Ayasofya İmamı...!
568 yıl önce bir imam Ayasofya'da Cuma namazı kıldırıyor, 568 yıl sonra bugün Ayasofya ve Ayasofya Camii gündemde!
Nasıl mı gündemde?
"İbadete nasıl açarsınız " diye ya da Ayasofya'da hafızlık töreninde bir dua ile...!
Tuhaf değil mi?
Ayasofya 568 yıl önce Ayasofya Camii oluyor, 568 yıl sonra bugün, Ayasofya Camii ibadete açılsın mı açılmasın mı, tartışıyoruz!
Gerçekten tuhaf değil mi, bu işte bir terslik yok mu?
Olmaz mı...?
20. yüzyılda 1931 yılında ibadete kapatılıyor, 1935 yılında da müze oluyor!
Ne zaman ki takvimler, 24 Temmuz 2020' yi gösteriyor Ayasofya Camii ibadete açılıyor!
Peki, kimse bu 85 yılda ne kazandık ne kaybettik, düşündü mü?
Kıyaslamayı size, mali veriler üzerinden yaptırtmayacağım!
Artık sosyal medya diye, bir şey var, baksanıza İstanbul'un Fethi bile dijital ortamda kutlanıyor!
İnönü Stadyumu'nda yürütülmeye çalışılan gemi maketi kutlamayı düşündüm de bir an, nerden nereye...!
Siz, ABD'de, Rusya'da, Japonya'da, Çin'de, Avrupa'da herhangi bir ülkede, bir ibadethanenin ibadete açılmasının ya da bir din adamının duasının, bedduasının bu kadar tartışıldığına şahit oldunuz mu hiç?
Ben kendi adıma, duymadım...
Bugün, bu ülkeler bütçeleri 400 milyar EURO fazla verdiği için, bir tiyatro sanatçısına 8000 Sterlin verebiliyor !
Ülkemizde hiçbir tiyatro sanatçısı, o kadar parayı hayatının hiç bir döneminde göremiyor! Hani, Müslüman bir delikten iki kere sokulmazdı?
Hesap ortada, 85 yıl önce aynı şeyleri tartışırken kaybettiklerimiz ortada!
Dedelerimiz, kaybetti!
Babalarımız, kaybetti!
Biz, kaybettik!
Çocuklarımız, kaybediyor!
Yeni bir çağın eşliğindeyiz...
Biz kaybettik, bari torunlarımız kaybetmesinler...!