Yayın Tarihi:
11 Haziran 2020 Perşembe 06:55:00
#AyasofyaCamiiİbadeteAçılmalı !
Her vesileyle dillendirmeye çalıştığım bir şeydir, “Geçinenler”...
Özellikle de değerler üzerinden geçinenler...
Kimi Atatürk, kimi din kısacası medeniyet ve harsın ürettiği değerler her daim satıcı da bulur alıcı da...
Baktığımızda bu, “geçinenler” sınıfından en fazla zarar gören de bizim ülkemiz bizim medeniyetimizin çocukları olmuştur!
Çünkü, “Geçinenler” sınıfının çok olduğu ortamda değerler itibarsızlaşır!
Değerlerin itibarsızlaştığı toplumlarda da insanların aidiyetleri zayıflar, o toplumda ayrık otları türer ve kargaşa, kavga hakim olur!
Dönüp son yüzyıla baktığımızda yaşadığımız tüm olumsuzlukların sebebinin bu, “Geçinenler” sınıfı olduğunu acı bir şekilde görmekteyiz!
Ne zaman ki, tüccar sermayesini kaybedeceği korkusuna kapılır, işte o zaman agresifleşir, saldırgan bir hal alır!
Malumunuz son zamanların en çok tartışılan konusu, “Ayasofya”!
Özellikle de sosyal medyada “tag”lar oluşturuluyor, herkes taraftar toplama gayretine düşüyor!
Kimisi #AyasofyaCamiOlacak diyor, kimisi #AyasofyaMilletinCamisiOlsun diyor, kimisi de ortalığı ayağa kaldırıp avazı çıktığı kadar, Atatürk de Atatürk diye karşı çıkıyor!
Hani, deveye sormuşlar boynun neden eğri diye, deve de nerem doğru ki, diye cevap vermiş!
Her iki kesimin de neresi doğru ki, “Şu da haklı” diyebilsek!
İlk kesime cevap, “Ayasofya camidir”!
İkinciye verilecek cevap ise, “Atatürk burası ibadete kapatılsın müze olsun, dememiştir ki”!
Eğer bir istek dile getirilecekse o da, #AyasofyaCamiiİbadeteAçılsın olmalıdır!
Karşı çıkan da Atatürk’ü pazara sürüp, Atatürk üzerinden geçinmekten vazgeçmelidir!
Unutulmamalıdır ki, Atatürk kendisini, “Bağımsızlık benim karakterimdir “ diye tarif etmiştir, Ayasofya Camii de bağımsızlığımızın sembolüdür!
Burada yapılması gereken ilk iş, “Geçinenler ”in tezgahını dağıtmaktır!
“Geçinenler “ in tezgahı dağıtıldıktan sonra da tarihçiler, ilahiyatçılar, sosyologlar tarafından, Ayasofya Camii’nin bizim medeniyetimiz, harsımız açısından ne anlam ifade ettiğinin bu millete sağlıklı olarak anlatılmasıdır!
Nihayetinde, bir çağın kapanıp, yepyeni bir çağın açılmasına sebebiyet veren bir mekandan bahsediyoruz!
Demek ki, Ayasofya Camii cami olmanın ötesinde bizim için başka bir anlam taşımaktadır!
Bu anlam da ister Müslüman olsun, ister ateist olsun, bizim için var olma, yok olma anlamı taşıdığıdır!
Hadiseye sadece bir dinin ibadethanesi açısından bakılacaksa, o zaman bugün Atina’daki yüzlerce camiden bir tanesinin bile ayakta olmamasından başlamalıyız.
Ayasofya Camii bir kimliğin, bir var olmanın adıdır!
Ayasofya Camii bu topraklarda muktedir olabilmenin adıdır!
Bu da bir dini ibadethane olmasının çok daha ötesinde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’ne vatandaşlık bağı ile bağlı olan herkesi bağlayan bir durumdur!
Bu anlatıldığı taktirde, bir ateistin bile bu topraklarda ferah yaşamasının Ayasofya Camii’nin ibadete açılmasıyla artacağının farkına varmasıdır!
Demem o ki, bizden 567 yıl önce Kostantinopolis ‘i fetheden Fatih Sultan Mehmet Han tarafından Ayasofya, cami yapılmıştır!
Bize düşen ecdadın bize bıraktığı şekliyle asıl fonksiyonunu sağlamaktır!
Ayasofya bizim için, medeniyet , hars, vefa hukukuyla onurumuzdur!
İster Müslüman olsun, ister olmasın her Türkiye Cumhuriyeti Devleti vatandaşına düşen de onurunu tartışmamaktır!
Aksine onurunu korumaktır!
Hülasa, #AyasofyaCamidirİbadeteAçılmalı!
Vesselam …