İstanbul'un fethi nasıl gerçekleşti, kaçıncı yıl dönümü? Tarihte bugün ne oldu?

Yayın Tarihi: 29 Mayıs 2019 Çarşamba 09:50:00

Güncelleme Tarihi: 29 Mayıs 2019 Çarşamba 09:52:00

İstanbul'un fethi nasıl gerçekleşti? Tarihte bugün ne oldu? sorularının yanıtları araştırılıyor. Çağ değiştiren, dünyanın en önemli olaylarından biri olan İstanbul'un fethinin 566. yılı bugün kutlanuıyor. İstanbul, 29 Mayıs 1453'te Osmanlı Devleti padişahı Fatih Sultan Mehmed tarafından fethedildi. II. Mehmed’in İstanbul’u fethetmek için pek çok nedeni vardı. Dini, siyasi ve stratejik sebepler II. Mehmed’i adım adım İstanbul’a yaklaştırdı. İstanbul, tarih boyu pek çok devlet tarafından defalarca kuşatıldı. Ancak bu kuşatmaların hiçbiri sonuç vermedi. Ta ki Fatih Sultan Mehmed’e kadar. İstanbul’un Osmanlılar tarafından ilk kez kuşatılması 1391’e dayanıyor. Kent, I. Bayezid tarafından kuşatıldı ama sonuç alınamadı. I. Bayezid, iki kez daha ordusuyla İstanbul önlerine dayansa da sonuç değişmedi. Osmanlı dönemindeki bir başka kuşatma ise 1412 yılında Şehzade Musa Çelebi tarafından gerçekleştirildi. Sonuç yine aynıydı, kentin güçlü surları yine aşılamadı... İstanbul’u Fatih’ten önce son kuşatan padişah ise II. Murad oldu. Fatih Sultan Mehmet’in babası olan II. Murad, Küçük Mustafa’nın İznik’te padişahlığını ilan etmesi üzerine kuşatmayı kaldırmak zorunda kaldı. İstanbul’un fethedilmesi Osmanlı Devleti açısından pek çok nedenden ötürü gerekliydi. Peki, bu zorlu kuşatma nasıl gerçekleşti? İstanbul'un fethi neden önemli? İşte tüm merak edilenler...

İstanbul'un fethi, tarihin akışını değiştiren olaylardan biri olarak insanlık hafızasında yer etti. Bugün İstanbul'un fethinin 566. yılı kutlanıyor. İstanbul, 29 Mayıs 1453'te Osmanlı Devleti padişahı Fatih Sultan Mehmed tarafından fethedildi.  Bu özel ve anlamlı günde bir çok vatadanş İstanbul'un fethi nasıl gerçekleşti? Tarihte bugün ne oldu? sorularının yanıtlarını araştırıyorlar. İstanbul, 29 Mayıs 1453’te tamamalanan kuşatma ile 566 yıl önce bugün Osmanlı Devleti padişahı Fatih Sultan Mehmed tarafından feth edilmiştir. 6 Nisan'dan 29 Mayıs 1453'e kadar süren kuşatma sonucunda Osmanlı ordusu o zamanki adı Konstantinopolis olan İstanbul'u fethetti ve Bizans imparatorluğu sona erdi. Fetiften sonra İstanbul Osmanlı’nın başkenti olmuştur. İstanbul’un fethedilmesi Osmanlı Devleti açısından pek çok nedenden ötürü gerekliydi. İstanbul'un fethi hakkında merak edilenlerin tümüne haberimizin detaylarından ulaşabilirsiniz. İşte tüm merak edilenler... 

İSTANBUL'UN FETHİ NASIL GERÇEKLEŞTİ? 
İstanbul, tarih boyu pek çok devlet tarafından defalarca kuşatıldı. Ancak bu kuşatmaların hiçbiri sonuç vermedi. Ta ki Fatih Sultan Mehmed’e kadar…
İstanbul’un Osmanlılar tarafından ilk kez kuşatılması 1391’e dayanır. Kent, I. Bayezid tarafından kuşatıldı ama sonuç alınamadı. I. Bayezid, iki kez daha ordusuyla İstanbul önlerine dayansa da sonuç değişmedi. Osmanlı dönemindeki bir başka kuşatma ise 1412 yılında Şehzade Musa Çelebi tarafından gerçekleştirildi. Sonuç yine aynıydı, kentin güçlü surları yine aşılamadı... İstanbul’u Fatih’ten önce son kuşatan padişah ise II. Murad oldu. Fatih Sultan Mehmet’in babası olan II. Murad, Küçük Mustafa’nın İznik’te padişahlığını ilan etmesi üzerine kuşatmayı kaldırmak zorunda kaldı.

HZ. MUHAMMED’İN HADİSİ
İstanbul’un fethedilmesi Osmanlı Devleti açısından pek çok nedenden ötürü gerekliydi. Bunun ilk sebebi, Hz. Muhammed’in bir hadisinde İstanbul’un alınışını müjdelemesiydi: “Kostantiniyye elbette fetholunacaktır. Onu fetheden kumandan ne güzel kumandan, onu fetheden asker ne güzel askerdir.” İstanbul’un fethi siyasi sebeplerden dolayı da gerekliydi. Bizans İmparatorluğu, şehzadeleri kışkırtıyordu. Şehzadeler birbirine düşerek taht kavgasına tutuşuyordu.

BİZANS’IN KIŞKIRTMA HAREKETLERİ
Bizans, konumu itibariyle Osmanlı Devleti’nin Rumeli’de büyümesine engeldi. Anadolu ve Rumeli toprakları arasında bağlantı sağlanamıyordu. İstanbul’un alınmasıyla bu engel ortadan kalkacaktı. İstanbul’un fethiyle Anadolu ve Rumeli arasında askeri geçiş için de engel kalmayacaktı. Bizanslılar, Avrupa’daki Hristiyanları kışkırtarak Haçlı Seferleri’nin yapılması için uygun koşulları yaratıyordu. Dahası, Anadolu beyliklerini de Osmanlı Devleti’ne karşı kışkırtıyordu. Bu da Anadolu’daki Türk birliğinin bozulmasına neden oluyordu. Ekonomik sebepler, İstanbul’un fethini gerekli kılan bir başka unsurdu. İstanbul’un fethiyle Osmanlı Devleti, kara ve deniz ticaretinde avantajlı konuma geçecekti. Ayrıca İpekyolu’nun bir koluna da hakim olacaktı.

TARİHTE BUGÜN NE OLDU?
II. Mehmed, 53 gün süren zorlu kuşatmanın ardından İstanbul’u fethetti. Böylece adını tarihe “Fatih Sultan Mehmed” olarak yazdırdı.
II.Mehmed, beyaz atının üzerinde İstanbul’un surları önüne geldiğinde henüz 21 yaşındaydı… Tahta çıktığı andan itibaren İstanbul’u almak en büyük tutkusuydu. Bu uğurda uzun süre hazırlık yaptı, her ayrıntıyı tek tek düşündü.

KUŞATMA 6 NİSAN’DA BAŞLADI
Osmanlı ordusu, II. Mehmed önderliğinde harekete geçtiğinde takvimler 6 Nisan 1453’ü gösteriyordu. Ordu, Haliç’ten Marmara’ya doğru surların önünde mevzilendi. Bizanslılar da buna karşılık, bugün Edirnekapı olarak bilinen Adrianopolis Kapısı’na konuşlandı.

İmparator Konstantin’in İstanbul’u vermeye niyeti yoktu. O da boş durmayarak bir savunma planı yapmıştı. Romanos Kapısı (Topkapı), Giustiniani ve askerleri tarafından tutuluyordu. Romanos Kapısı (Topkapı) ve Adrianopolis Kapısı (Edirnekapı) arası Bizans-Ceneviz kuvvetleri tarafından korunuyordu. Romanos Kapısı (Topkapı) ile güneydeki Selymbria Kapısı (Silivrikapı) arası savunmayı ise Bizans-Venedik kuvvetleri yapıyordu. İmparator Konstantin, kuşatmanın başladığı gün, zırhlı ve silahlı bin askerini hem halkın hem de Osmanlı ordusunun görebileceği şekilde surlara çıkardı. Amacı halkın moralini yükseltmek ve Osmanlılara gözdağı vermekti.

Osmanlılar, buna aldırmadan kuşatmaya başladılar. Önce topların yerleştirileceği noktaları belirlediler. Bunun için surların en zayıf bölgelerini seçtiler. Galata cephesine Zağanos Paşa’nın kuvvetleri, surların güney kısmına Anadolu Beylerbeyi İshak Paşa, kuzey kısmına ise Rumeli Beylerbeyi Karaca Paşa yerleşti. Romanos Kapısı (Topkapı) ve Adrianopolis Kapısı (Edirnekapı) arasındaki merkez cephede ise II. Mehmed, yeniçerileriyle birlikte konuşlanmıştı.

Osmanlı ordusu, topların namlularını surlara çevirdikten sonra II. Mehmed, veziri Veli Mahmud Paşa’yı İmparator Konstantin’e gönderdi, şehrin teslim edilmesini istedi. Ancak Konstantin bunu kabul etmedi. Böylece 12 Nisan 1453 günü ilk topçu ateşi başladı.

Top atışları çok güçlüydü ve çıkan ses, Bizanslıların moralini bozuyordu. Surlarda açılan gedikler, Bizanslılar tarafından çeşitli yöntemlerle onarılmaya çalışıyordu. Top atışı 18 Nisan’a kadar sürdü. Ve nihayet Osmanlı merkez ordusunun bulunduğu noktada, birinci ve ikinci surlarda büyük gedikler açıldı. Surların önünde yer alan hendek dolduruldu. Osmanlı ordusu o gece taarruzu başlattı. II. Mehmed, savaş kuleleri inşa ettirerek taarruzu destekledi. Ancak istenilen sonuç elde edilemedi.

II. MEHMED ATINI DENİZE SÜRDÜ
Osmanlılar denizde de taarruza başladı. 15 Nisan 1453’te Haliç önlerine gelen Osmanlı donanması geri çekilmek zorunda kaldı. 20 Nisan’da bir Bizans ve üç Ceneviz kalyonundan oluşan yardım filosu İstanbul’a yaklaştı. Bunun üzerine Baltaoğlu Süleyman Bey, 18 gemiyle yardım filosunu engellemeye gitti. Ancak başarılı olamadı. Osmanlı donanması ağır kayıplar verdi. Çarpışmayı bir tepeden izleyen II. Mehmed, o kadar sinirlendi ki atını denize sürdü. Peşinden Baltaoğlu Süleyman’ı kaptan-ı deryalıktan azletti

GEMİLER KARADAN YÜRÜTÜLDÜ
Hem karada hem de denizde yaşanan bu başarısızlıklardan sonra II. Mehmed, donanmanın Galata surları önünden kızaklarla kaydırılarak Haliç’e indirilmesini emretti. Yine Haliç surlarını ve donanmayı vurmak için Galata civarındaki hakim tepelere toplar yerleştirildi. Gemilerin geçeceği mesafe 2 ila 4 kilometreydi. Güzergah ormanlıktı. Askerler hızla ağaçları kestiler. Zeytinyağıyla kayganlaştırdıkları ağaçları yere sabitlediler. Gemiler, Bizanslıların fark etmemesi için 21-22 Nisan gecesi karadan yürütüldü. Hatta Bizanslıların dikkatini başka yöne çekmek için Romanos Kapısı (Topkapı) civarında büyük bir gedik açıldı. Bizanslılar bu gediği kapatmakla uğraşırken gemiler Haliç’e indirildi.

Sabah olduğunda Osmanlı donanmasının 72 gemisi Haliç’teydi. Bu beklenmedik hamleye karşı Bizanslılar boş durmadı, Haliç’teki Osmanlı donanmasına saldırdılar. Osmanlı donanması her saldırıyı ustaca savuşturmayı başardı. Osmanlılar, Galata’da mevzilenen topçular ve Haliç’teki gemilerle birlikte surları vurmaya başladı. Bizanslılar da bu ateşe karşılık verdi. Gece gündüz süren ateşe rağmen her iki taraf da birbirlerinin toplarını imha edemedi.

KUŞATMA 53 GÜN SÜRDÜ
İmparator Konstantin’in işi giderek zorlaşıyordu. Osmanlı donanması Haliç’teydi. Savaş hem yerin üstünde hem de yerin altında kıyasıya devam ediyordu. Üstelik kıtlık, imparator için savunmayı iyice çıkmaza sokuyordu. II. Mehmed bunun üzerine İsfendiyaroğlu Kasım Bey’i İmparator Konstantin’e elçi olarak gönderdi ve teslim olmasını istedi. Ancak Konstantin yine ret cevabı verdi.

Aynı günlerde Macaristan Krallığı elçisi ordugaha geldi. Kuşatmanın kaldırılmaması halinde Macar-Bizans ittifakının kurulacağını ve büyük bir Haçlı donanmasının da yola çıktığını iletti. Bunun üzerine 27 Mayıs’ta Osmanlı ordugahında bir toplantı yapıldı ve 29 Mayıs’ta son hücumun gerçekleştirilmesine karar verildi. 29 Mayıs’ta güneş doğmadan muharebe başladı. Kıyasıya süren muharebe sonunda yeniçeriler, açtıkları gediklerden içeriye girmeyi başardılar.
Nihayet, 53 gün süren kuşatmanın ardından II. Mehmed, vezirleri ve komutanları eşliğinde Romanos Kapısı’ndan (Topkapı) İstanbul’a girdi. Başardığı, sıradan bir fetih hareketi değildi. İstanbul’un fethiyle bir çağın kapanıp bir çağın açılması bu yüzdendi. Büyük fethin mimarı II. Mehmed ise artık tarih kitaplarında “Fatih Sultan Mehmed” olarak anılacaktı.