Çok şaşıracaksınız! Osmanlı dönemindeki burcunuzun karşılığını biliyor muydunuz?

Yayın Tarihi: 28 Mayıs 2024 Salı 20:37:00

Güncelleme Tarihi: 28 Mayıs 2024 Salı 20:37:00

Osmanlı zamanında astrolojiye büyük önem verilmişti. Hatta padişahların sefere çıkmadan önce ya da önemli bir olay sonrasında yıldızların konumuna bakarak yorumlamalar yapan 'müneccimbaşı'larına danıştığı söylenir. Osmanlı döneminde, on iki takımyıldızdan her birine farklı isimler verilmiş ve yorumlar getirilmiştir. Burçların gökyüzünde bulundukları alanın ismi ise Felek-i samin'di. Şimdi bakalım, Osmanlı'da sizin burcunuzun ismi ve yorumlaması neymiş?

Osmanlı döneminde, bilim tarihi kapsamında astroloji çalışmaları için geniş bir yer ayrılmıştır. 15. yüzyılda kurulan Müneccimbaşılık makamı tam 500 yıl boyunca birçok konudan sorumlu olmuştur. Müneccimbaşılık makamının ilgilendiği alanlar arasında; Ramazan ayı için imsakiye yapılması, yıllık takvimlerin hazırlanması ve uğurlu saatlerin belirlenmesi gibi konular yer alıyordu.

OSMANLI'DA ASTRONOMİ VE ASTROLOJİ TEK ARAŞTIRMA KONUSUYDU

Osmanlı döneminde astronomi ve astroloji çalışmaları tek bir araştırma konusu olarak kabul ediliyordu. Bu dönemde iki bilimi tanımlamak içinse; ilim-i nücüm, ilm-i hey'et ve ilm-i eflak gibi terimler kullanılırdı. Aynı şekilde müneccim kelimesi de hem astronomları hem de astrologları tanımlamak için kullanılan bir ifadeydi.

ASTRONOMİ ALANINI CANLANDIRAN ALİ KUŞÇU

Osmanlı devlet teşkilatında müneccimbaşılık makamının kurulmasına Ali Kuşçu öncü olmuştur. 1470'li yıllarda Fatih Sultan Mehmet'in davetiyle İstanbul'a gelen Ali Kuşçu, şehirdeki pek çok medresede matematik ve astronomi dersleri vermeye başladı. Daha sonra Ayasofya Medresesi'ne müderris olarak tayin edildi. Kuşçu'nun İstanbul'a gelmesiyle astronomi alanında çalışmalar canlanmaya başladı. II. Bayezid döneminde, Kuşçu'nun yetiştirdiği öğrenciler takvim çalışmalarıyla adından çok söz ettirmişlerdi.

OSMANLI DÖNEMİNDE TAM 37 MÜNECCİMBAŞI BULUNMUŞTUR

Topkapı Sarayı'nda yer alan arşiv belgelerine göre; Osmanlı'nın ilk müneccimbaşısı II. Bayezid döneminde göreve getirilen Seydi İbrahim B. Seyyid'di. Osmanlı dönemi sona erene kadar tam 37 kişi müneccimbaşılık makamında bulundu. Sarayın Birun erkanı arasında yer alan müneccimbaşılar, müderrislik ve kadılık gibi görevlerde de rol alıyordu. Müneccimbaşıların en temel sorumluluğu, her yıl hicri aylara göre yeni bir takvim hazırlamaktı. Hazırlanan takvimler süslenir ve o senenin gökyüzünde meydana gelecek tutulmalar belirtilirdi. Takvim hazırlandıktan sonra önce dönemin padişahına ardından da sadrazama gösterilirdi. En son ise diğer devlet ricaline sunulurdu.

OSMANLI'DA EŞREF SAATİ

Osmanlı döneminde, devlete ait önemli işlerin yapılması isin uğurlu zamanların belirlenmesi görevi müneccimbaşılarındır. Bu göreve ise "zayiçe hazırlamak" denirdi. Zayiçe, bir işe başlamak için en uğurlu zaman diliminin belirlenmesi demektir. Ancak bu uğurlu saatlerin, vakt-i sa'd ya da eşref saati olarak isimlendirildiği de olurdu. Eğer müneccimbaşıları uğurlu saatleri doğru tahmin ederlerse binlerce akça bahşiş alırlardı. Müneccimbaşıları, yıldızların burçların ve gökyüzü hareketlerinin insan hayatında etsinin olduklarına inanırlardı. Bu sebepten dolayı ise eşref saatlerini dikkat ederlerdi.

OSMANLI DÖNEMİNDE TAKVİM

Müneccimbaşıların hazırladığı takvimlerin ikinci kısmında "Mevâki'-i Buruc" başlığı altında özel bir sütun hazırlanırdı. Burada burçların Arapça isimleri şu şekildeydi: Kavs, Cedy, Delv, Hüt, Hamel, Sevr, Cevza, Seratân, Esed, Sünbüle, Mizan, Akreb. Burçların özelliklerinin belirlenmesinde güneş, ay ve gözlemlenen diğer gezegenlerin yörünge içindeki hareketleri temel alınırdı.

HAVA VE ATEŞ GRUBU ERKEK, SU VE TOPRAK DİŞİ

Osmanlı astronomisi, kainatı belirli katlara ayırmıştı. Ay bir aylık döngüsü sırasında 28 durak geçer, her bir durakta bir gün kalırdı. Ayın geçtiği bu durak yerlerininse, günlük hayatı etkilediğine inanılırdı. Ayın değil Felek'te bulunan bütün gezegenlerin birbirlerine karşı konumları da burçları etkilerdi. Osmanlı'da burçlar bu anlayış çerçevesinde şekillenmişti. İleriye dönük alınacak kararlarda yıldızların vazgeçilmez rehber olduğu düşüncesi vardı. Önemli detaylardan biri; hava ve ateş burçlarının erkek, su ve toprak burçlarının ise dişi sayılmasıydı.

OSMANLI'DA BURÇLARIN GRUPLARI

Burc-ı bâdî (Hava burçları): İkizler, Terazi, Kova

Burc-ı âteşî (Ateş burçları): Koç, Arslan, Yay

Burc-ı âbî (Su burçları): Yengeç, Akrep, Balık

Burc-ı hâkî (Toprak burçları): Boğa, Başak, Oğlak

OSMANLI DÖNEMİNDE BURÇLARA VERİLEN İSİMLER

1. Hamel Burcu – Koç / 21 Mart – 20 Nisan

Hamel burcu ayrıca o dönemde Burc-ı bere ismiyle de anılıyordu. Çoğunlukla güneşin yörüngedeki hareketleriyle birlikte ele alınan Hamel burcu, ilkbaharın başlangıcından itibaren başlar. Koç simgesi, Hamel burcunun minyatürdeki sembolüdür. Bu tarih aralıkları, ava ya da sefere çıkmak için en uygun zaman olarak kabul edilmiştir. Ayrıca Hamel burçları, sadık, aceleci, samimi ve lider vasıflarıyla ön plana çıkardı.

2. Sevr Burcu – Boğa / 21 Nisan – 20 Mayıs

Sevr burcu ayrıca Osmanlı döneminde, Burc-ı süreyyâ ve "burc-ı gâv" olarak da biliniyordu. Gezegenler sevr döngüsündeyken evlenmek ya da kurban adamak için uygun zaman olarak kabul edilirdi. Kullanılan boğa simgesinin ağır işlere dayanıklı olması nedeniyle bu burca sahip kişilerin güçlü karaktere sahip olduğu düşünülürdü. Sevr burcu olan kişiler ayrıca dürüst, çalışkan ve çekingen kişilikleriyle bilinirdi.

3. Cevzâ Burcu – İkizler / 21 Mayıs – 21 Haziran

Bizim ikizler burcu diye bildiğimiz Cevza burcu, bu dönemde burc-ı dü-peyker ya da cevzâ olarak da isimlendirilirdi. Cevza, o dönemde yücelik ve yükseklik ifadeleriyle birlikte anılan bir burçtu.

4. Seretân Burcu – Yengeç / 22 Haziran – 22 Temmuz

Seretân burcu, halk arasında burc-ı harçeng olarak da bilinirdi. Ay, bu burca geldiğinde avlanmak, yeni kıyafetler giyinmek ve şerbet içmenin hayırlı olacağı düşünülürdü. Seretân burcunun ayın evi olduğundan da birçok kaynakta bahsedilmektedir. Bu tarih aralığında doğan kişilerin, yalnızlığı seven ve inatçı karakterler olarak tasvir edildiği görülür.

5. Esad Burcu – Aslan / 23 Temmuz – 22 Ağustos

Burc-ı şîr olarak da bilinen esed burcu, aslan figürü ile temsil edilmiştir. Güneşin yeryüzünde en etkili olduğu an, yörüngenin aslan burcunda olduğu düşünülmektedir. Bu dönemde aslan burcunun, güçlü duruşundan söz edilmiştir.

6. Sünbüle Burcu – Başak / 23 Ağustos – 22 Eylül

Osmanlı'da burc-ı hûşe olarak da geçen sünbüle burcu, elinde başak veyahut orak bulunan insanlarla tasvir edilmiştir. Bu dönemde ay bu burçta olduğunda, bilimle uğraşmak ya da sefere çıkmanın hayırlı olacağı düşünülürmüş. Bugün titizlikleriyle adından söz ettiren başak burçları o dönemde de benzer şekilde tertipli olmalarıyla bilinirdi.

7. Mîzan Burcu – Terazi / 23 Eylül – 23 Ekim

Mizan burcu, Zühre yıldızını ifade etmektedir. Terazi simgesiyle tasvir edilen burçta doğan kişiler zevk düşkünü ve güzel sanatlara eğilimli insanlar olarak kabul edilmiştir. Ay, terazi burcuna geldiğinde mektup yazmak, elçi göndermek ya da düğün yapmanın hayırlı olduğu düşünülürdü.

8. Akreb Burcu – Akrep / 24 Ekim – 22 Kasım

Merih (Mars) gezegeniyle birlikte anılan akreb burcu, sabit halde bulunan ve akrebe benzeyen yıldız kümesini tanımlardı. Daima uğursuzlukla özdeşleştirilen akreb burcunun nereye giderse fitne götüreceği düşünülürdü. Ay, akrep burcundayken kötülüklerden sakınmak gerektiği savunulurdu. Ayrıca bu zaman diliminde sefere çıkmanın ise uğursuzluk getireceğine inanılırdı.

9. Kavs Burcu – Yay / 23 Kasım – 21 Aralık

Kavs burcu ayrıca burc-ı kemân veya hâne-i kemân olarakta biliniyordu. Ay, sıklıkla ok kelimesiyle anılan kavs burcuna geldiğinde mutluluk ve huzurun artarak yayıldığına inanılırdı.

10. Ceyd Burcu – Oğlak / 22 Aralık – 20 Ocak

Burc-ı buzgâle olarak bilinen ceyd burcunun simgesi ise oğlaktır. Oğlak kurban edilen hayvanlar arasında olduğu için edebiyatta kurban ve bayram gibi kelimelerle birlikte anılmasına neden olmuştur. Osmanlı döneminde oğlak burçlarının çok duygulu olduğuna inanılmaktadır. Osmanlı edebiyatında, Hamel ve ceyd yani koç ve oğlak burçlarının sevgilinin aşkından yanıp tutuşmasından sıklıkla bahsedilmiştir.

11. Devl Burcu – Kova / 21 Ocak – 18 Şubat

Osmanlı edebiyatında delv-i sipihr olarak da isimlendirilen devl burcu, su ve kuyu ile ilişkilendirilmiştir. Bu sebeple simge olarak kuyudan su çeken insan figürleriyle tasvir edilmiştir. Bu dönemde bahçe işleriyle uğraşmak iyiye yorulurdu.

12. Hût Burcu – Balık / 19 Şubat – 20 Mart

Hût burcu, yazma eserlerde Burc-ı mâhî olarak da kabul edilmektedir. Bu dönemde, gökyüzündeki yıldızların balık şeklinde olmasından dolayı simgesi balık olarak tasvir edilmiştir. Balık burcu baharı müjdeleyen tarihler arasında olduğundan mütevellit bu dönemde yapılan tüm işler hayırlı olarak kabul edilmiştir. Balık burcu insanın ise iyi huylu ve cesur olduğu düşünülürdü.