Meğer gerçek çok farklıymış! Kurşun dökmekten nişan törenlerindeki kurdeleye kadar İslamiyet'e ait sandığımız Şamanist gelenekler

Kökeni Orta Asya'ya dayanan Türk ırkının yüzyıllar geçse de başından geçen her türlü dini, fiziki, coğrafi değişikliğe rağmen farkında bile olmadan gündelik hayatında hâlâ gerçekleştirdiği Şamanizm'e dayanan adetleri vardır. Günümüzde bu davranışlar batıl olarak nitelendirilse bile, kökenleri araştırıldığında hemen hepsi manaya bürünür. Birazdan okuyacağınız belki de her gün yaptığınız davranışlar aslında Şamanizm'e dayanmakta... Peki nedir bunlar? Beraber bakalım…

20.08.2024 19:07:00

Yayın Tarihi

20.08.2024 19:07:00

Güncelleme Tarihi
1/37

KURŞUN DÖKMEK


Kurşun dökme adeti, Şamanizm geleneklerinden biridir.

2/37

Şamanizm'de buna 'kut dökme' denir. Kötü ruhlardan birinin çaldığı kutuyu 'talih, saadet unsurunu' geri döndürmek için yapılan bir sihri ayindir.

3/37

KIRMIZI KURDELE


Gelinin beline, nişan törenlerinde yüzüklere bağlanan kırmızı kurdeleler, okumaya yeni geçmiş çocukların yakasına takılan kırmızı kurdeleler, hayırlı bir açılış öncesi kurdele kesilmesi; hep uğuru ve kısmeti temsil eder.

4/37

Ayrıca kötü ruhların şerrinden korunma sağladığına inanılır.

5/37

GİDENİN ARKASINDAN SU DÖKMEK


Bir diğer adetimizde yolculuğa uğurladığımız insanların arkasından su dökmektir. Bu hareket 'su gibi git su gibi gel' anlamı taşır.

6/37

Bu adet Şamanlar arasında değerli bir içkinin bir kısmının tanrılar için yere dökülmesiyle başlamış ardından ölen kişi için yere bir miktar su dökülmesine dönüşmüştür.

7/37

Onun ruhunun geri gelmesi için. Zamanla birkaç değişikliğe uğrayarak bugün sahip olduğumuz yolculuğa çıkanın ardından su dökülmesi adeti haline gelmiştir.

8/37

SU İÇERKEN BAŞI TUTMAK


Şamanizm'den bize kalan su ile ilgili diğer bir gelenekte, su içerken başı tutmaktır. Su içerken insanın aklının başından çıkacağına inanan Şamanlar başlarını tutardı.

9/37

Bu gelenek tıpkı diğerleri gibi günümüzde yaşatılmaya devam edilmektedir.

10/37

TAHTAYA VURMAK


İstenmeyen bir şey duyulduğunda kulağı çekip tahtaya vurma adeti Şamanizm'den gelmektedir.

11/37

Ormanda ağaçlık alanlarda kötü ruhların yaşadığı sanıldığından bu ruhlarında tahtalara sindiği varsayılırdı.

12/37

İşte bunları kaçırmak için tahtaya vurma alışkanlığı gelişti.

13/37

40 SAYISI


Şamanizm'e göre ruh fiziki bedeni 40 gün sonra terk eder. Bu yüzden bir kişinin ölümünün ardından 40. günde toplanılıp ruhu rahat etsin ve eve başka ruhlar doluşmasın diye ayinler yapılır ve yas tutulurdu.

14/37

Türk destanlarında da 40 sayısına çok fazla rastlanılır ve ölünün 40'ı çıkması olgusu ya da yeni doğan bebeğin doğumunun 40. gününde yıkayarak kırklamak olgusu buradan gelmektedir.

15/37

KÖPEK ULUMASININ UĞURSUZ SAYILMASI


Şamanlar köpek ulumasının ölümü haber verdiğine ve ulumayı duyan kişinin hayatının tehlikede olduğunu düşünürdü.

16/37

Bu inanış hâlâ köpek ulumasının uğursuz sayılması şeklinde devam etmektedir.

17/37

GECE TIRNAK KESMEMEK


Şamanizm'e göre insanın canı yani ruhu, kemikte ve kanda bulunurdu.

18/37

Bu yüzden geceleri tırnak kesildiğinde o tırnağın kötü niyetli iblislerin eline geçmesinden ve bu yüzden insanın canına zarar gelmesinden korkarlardı.

19/37

AĞACA ÇAPUT BAĞLAYARAK DİLEK DİLEME


Dilek tutmak Şamanizm kökenli bir davranıştır. Şamanlar ağaçları yaşamın sembolü olarak gördüklerinden ve yaşam üzerinde muazzam etkileri olduğunu düşündüklerinden dolayı belirli ağaçlara küçük kumaş parçalarını bağladıklarında o an tuttukları dileğin gerçekleşeceğine inanırlardı.

20/37

Bu inanış Türklerin İslamiyet'e geçişinden sonra tamamen terk edilmemiş ve dilek tutmak için ağaçlara, kayalara ve türbelere çaput bağlama adeti şeklinde sürdürülmüştür.

21/37

SAĞ AYAK


Kapıdan çıkarken veya girerken önce sağ ayağın atılması yine Şamanizm'den kalmış bir ritüeldir. Sol ayakla geçmenin kişiye uğursuzluk getireceği sanılır.

22/37

EŞİĞE BASMAMAK


Orta Asya Türkleri ölülerini çadırlarının girişine gömdükleri için orada bu ruhani varlıkların yaşadığını zannederdi. Bazı kavimler ise giriş eşiklerinde sadece kötü ruhların yaşadığını ve eşiğe basan kişiye zarar verdiğini düşünülürdü.

23/37

Hatta kapı eşiğine basan hamile kadınlar çocuklarını düşük yapıp bu yüzden kaybetmekten korkardı, bu inanış birkaç değişime uğrasa da günümüzde özellikle İç Anadolu'da kapı eşiğinde oturan çocuklar pek hoş karşılanmaz ve uyarılır, kısmetinin kapanacağı düşünülür.

24/37

İSMİNİ SÖYLEMEKTEN KORKMAK


Eski Türkler tıpkı diğer kavimler gibi varlığından korktukları şeylerin adını da söylemeye korkarlardı. Bu korkunun temelinde adını söylemenin çağırmak olduğu, çağrılanın geleceği inancı vardır

25/37

MEZAR TAŞI


Mezarlara taş dikilmesi, mermerden yapılarla donatmak ve bu taşın bir sanat eseri haline getirilecek kadar süslenmesi İslamiyet kökenli değildir hatta İslam dinine göre cesedin en kısa sürede doğada kaybolmasını sağlamaktır.

26/37

Şamanlarda ulu kabul edilen kimselerin ölümlerinden sonra ruhlarından medet ummak ve mezarlarının kutsanışı sık sık yapılıyordu. Orta Asya Türklerinde özellikle rütbeli kişilere "Kurgan" denilen devasa mezarlar yapılırdı.

27/37

ALLAH YUKARIDADIR


Allah yukarıdan bakıyor denilmesi, gök tanrı inancının bir kalıntısıdır. Dua ederken ellerin gökyüzüne açılması ve yukarı bakmakta öyledir. Halbuki İslam dininde Allah her yerdedir.

28/37

NAZAR İNANIŞI


Anadolu'da nazar inanışı halk arasında çok yaygındır bazı kimselerin bakışlarıyla kötü enerji yaydığına ve karşısındakini etkilediğine inanılır.

29/37

Nazar değmesini kem gözlerden gelen etkiyi önlemek için nazar boncuğu takılır ve bu nesneye gereksiz bir anlam yüklenir. İslam ile alakası yoktur hatta bazı Araplar nazar boncuğunu günah saymaktadır.

30/37

GECE AYNAYA BAKMA


Gece aynaya bakmamaya çalışmak mistik bir Şaman anlayışından geliyor.


31/37

Şamanlar yatak odalarında ayna bulundurulmaması gerektiğini savunuyorlar.

32/37

Çünkü aynalar, gündüzleri her ne kadar güneşin hâkimiyeti altında olsa da geceleri cansız âleme geçiş kapılarıdır.

33/37

KARA KEDİ UĞURSUZLUĞU


Şamanlar kara kedinin uğursuz olmadıklarına inanırlarmış.

34/37

Hatta kara kedi kişinin üzerine doğru yürüyorsa bunun o kişiye uğur getireceğine inanırlarmış.

35/37

ÇOCUKLARI LEYLEKLERİN GETİRMESİ


Şamanlara göre leyleklerin bir evin üzerine yuva yapması, o eve yeni üyelerin katılacağının habercisi olması anlamına gelirmiş.

36/37

Leyleklerin, gagalarında çocuk taşırken tasvir edilmesinin altında bu temel inanışın olması çok muhtemel.