Birazını arz ettiğim bu şiiri, her 18 Mart’ta hemen hemen 81 il ve bütün ilçelerimizde duyarız!
Hani, bir söz vardır ya, “Söz konusu vatan ise gerisi teferruattır “ diye, sanki o sözün mealidir bu şiir!
İşte, bendeniz de dün, bu şiirin şairi Ömer oğlu Mustafa’nın memleketi Boyabat’taydım.
Boyabat, 1868 yılında belediye olmuş, ülkemizin köklü ilçelerindendir, Ömer oğlu Mustafa da bu ilçede doğmuş bir Çanakkale şehidimizdir!
“Çanakkale’yi hiç verir mi Türkler
İstanbul’umuzu alacak bir er
Var mıdır dünyada nerde o asker
***
Bugün bizden vatan razı olacak
Nefer şehit ordu gazi olacak.”
Dikkatinizi bir şey çekti mi bilmem, şiirin bir parçasını bile okuduğumuzda Çanakkale Savaşı ile ilgili öyle ciltler dolusu kitap okumadan neler yaşandı, Yedi Düvel neden Çanakkale’ye geldi dayandı ortalama bir zekaya sahip olan herkes anlar!
İşte, bunun adı sanattır!
Her sanat eseri de tıpkı bu şiirde olduğu gibi bir nevi tarihi belgedir!
Hele hele yerel şiirler, hikayeler kısacası sanat eserleri tamamıyla bir tarihi vesikadır da aynı zamanda!
Yazının başında koyduğum fotoğrafa iyice bakınız, sanki dağın böğründe kılıç darbeleri var gibi!
Burası Gökırmak Vadisi üzerindeki Kırkkızlar Kayası, bağrında da kılıç darbeleri!
O kılıç darbelerinin hikayesini okumadan “Olur mu öyle bir şey!” demeyin hemen!
“Vakti zamanında düşman gelir Boyabat Kalesi’ne dayanır. Komutan, kadın erkek şehirde kim varsa şehri savunmaya davet eder, lakin düşman karşısında dayanamazlar. Komutan kılıcını vurur kaleyi ikiye böler, ikiye ayrılan kalenin ortasından da Gökırmak akmaya başlar!
Hey hat ki, kadınlar düşman bölgesinde kalır ve kadınlar Tanrı’ya yalvarmaya başlarlar ‘Tanrım, ya bizi kuş gibi göğe al ya da taş kes’! Kadınlar kızlar taş kesilir!”
Bu ve buna benzer bir hikaye de memleketim Ordu’da da vardır.
İşte, akla mantığa uymayan bu rivayet ve efsaneler de bu toprakların üzerinde yaşayan insanların “vatan, namus” dendiğinde hassasiyetlerinin belgesidir!
Bunları neden mi yazdım?
Anladığınız üzere, dün 18 Mart vesilesiyle Boyabat’taydım ve Boyabat Belediye Başkanı aynı zamanda Ak Parti Boyabat Belediye Başkan Adayı Sayın Şefik Çakıcı Bey’i tanıdım.
“Sen, pek çok belediye başkanı ve başkan adayı tanıdın ne var bunda?” diyenlerinizi duyar gibiyim!
Şu var efendim, Sayın Çakıcı son beş yıldır Boyabat Belediye Başkanı, Boyabat Belediyesi’nin bir başkanlık binası yok ve kiralık bir apartmanda hizmet vermekte!
“Başkan, bir başkanlık binan da yok” dediğimde Sayın Başkan, “Evet, başkanlık binam yok, ama yeni biten çok güzel bir kültür merkezimiz var ve Sayın Numan Kurtulmuş Bey’in teşrifiyle de açılışını yaptık. Benim için acil olan buydu!” dedi!
Doğru kültür merkezine gittim. Adı,“15 Temmuz Şehitleri Kültür Merkezi” konmuş!
Salonlardan birinin adı, “Ömer oğlu Mustafa Salonu” ve salonun girişinde de şu yazıyor:
Boyabat’lı Ömer oğlu Mustafa
Yazdı bu destanı girerken sofa
Muradı gitmektir arşı tovafa
***
Bugün bizden vatan razı olacak
Nefer şehit ordu gazi olacak
Boyabatlı Mustafa
Bu ülkede Şefik Çakıcıların sayısı arttıkça, bizden sonraki nesiller bu topraklarda daha güvende yaşayacaklar inşallah!
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.