Bayram ziyaretleri ve FETO'cular

Bayramı Elazığ’da kendi memleketimde geçirdim. Birinci günü kurban telaşıyla geçirdik, ikinci günü evimiz ziyaretçilerle doldu taştı. Üçüncü günü de fırsat buldukça dost, arkadaş, tanıdık ve akrabaları ziyaret ettik. 
Ziyaret ettiğimiz tüm evlerde, FETO’cuların tutuklanmaları ile ilgili sohbetler vardı. Örgüt üyesi olarak tutuklanan askerler, emniyet görevlileri üzerinde pek durulmuyor, teğet geçiliyordu… Üzerinde durulan kısım, dini hassasiyetle cemaatle irtibat kurmuş, çocuğunu dershanesine-okuluna göndermiş, gazetesine abone olmuş, bankasından kredi kartı kullanmış… vb. nedenlerle tutuklanmış ve işinden atılmış insanlardı…  Ve acı-gözyaşları arasında mağduriyet havası pompalanıyordu… Her evde sohbeti yönlendiren bir-iki FETO'cu vardı. Bir-iki evde bunlarla münakaşa da ettim ve kırgın bir şekilde evi terk ettim… 
Buradan, gördüğüm bu manzaraları tek tek aktarma imkanım yok!.. Ancak şunu söyleyebilirim: FETO'cular, büyük bir mağdur kitlesi yaratmak için seferber olmuşlar…  Bu yarayı vicdansızca kaşıyorlar. Darbe’yi “sebep olanları Allah’a havale ediyoruz!” gibi cümlelerle geçiştiriyorlar, mağdurların suçsuzluğunu öne çıkarıp bu operasyonların görülmemiş bir “zulüm” olduğunu işliyorlar…  Mağdur olduğuna inanılan kişinin akraba ve taallükatı bu konuşmalardan ister-istemez etkileniyorlar… Bu mağdurların arasında tanıdığım çok sayıda insanın da AK Parti’ye oy verdiğini biliyorum. FETO'cular da bunu biliyorlar ve bu noktadan da partiyi yıpratmaya çalışıyorlar. 
Şu unutulmamalı, yargı mensupları ve emniyet görevlileri müthiş bir baskı psikolojisi altındalar. Rahat hareket edemiyorlar… Bu nedenle hükümet tüm şehirlerde bu “itiraz komisyonlarını” biran önce harekete geçirmeli ve bu at izi ile it izinin karışımını önlemeli… 
Bütün bunlardan öte özellikle Örgüt Piramidi’nin Orta kısmını teşkil eden Mütevelli heyet üyeleri, kurum temsilcileri ile ve bölge imamları ile ilgili operasyonlar daha hızlı ve daha kararlılıkla yapılmalı, Bylock sistemi çok hızlı çözümlenmeli, buralara takılanlar hak ettikleri cezaya çarptırılmalıdır. 
Cemaatin saf-salak tabanı ile uğraşırken, örgüt üyelerinin kaçmalarına veya yakayı sıyırmalarına da imkan tanınmamalıdır.