0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Yinon'un stratejik derinliği ve bizdeki danışmanlar 

Ortadoğu’da küreselcilerin kendilerine temel aldıkları plan 1982 yılı Şubat ayında İbranice yayınlanan “Kivunium” (Yönelimler) adlı dergideki Oded Yinon imzalı makaledir. Bu makale daha sonra Amerikalı neoconlar tarafından geliştirilmiş ve bir plan haline getirilmiştir. 


Osmanlı coğrafyasını 
daha da parçalamak 

Bu plan Türkiye’de sadece Ortadoğu’daki ülkelerin parçalanması ve İsrail’in çıkarlarının korunması olarak anlaşılmıştır. Oysa önce İsrailli bazı uzmanlar ve daha sonra Batılı istihbaratçılar Yinon’un görüşlerine yeni perspektifler ve “stratejik bir derinlik” eklemişlerdir. 
Bu stratejik derinlik şu fikre dayanıyor. Ortadoğu eski Osmanlı toprağı coğrafyasıdır. Burada etnik gruplar, mezhepler, aşiretler sınırları aşar, hatta bazı ailelerin parçaları iki ya da üç devlete bölünmüştür. Onun için bu ülkelerden birinde bazı sorunların ipliğini çekersek, bu başka etnik sorunları canlandırır, etnik ve mezhebi çatışmalar çorap söküğü gibi o ülkeden bu ülkeye yayılır.    


Suriye planlıydı 
Daha 1982 Mart ayında İsrail medyasında Joseph Kraft gibi yazarlar Suriye’nin Nusayri azınlık yönetimine karşı Sünniler kışkırtılırsa, toplumun Kürt, Dürzi gibi gruplara ayrılıp sonu gelmez çatışmaların başlayabileceğini yazmışlardır. İsrail’deki Haaretz gazetesinde Ze’ev Schiff’in ta 5 Şubat 1982’de yazdığı gibi Irak’ın Şii, Sünni ve Kürt bölgeleri olarak üçe bölünmesinin son derece yararlı olduğunu söyleyenler dikkat çekmiştir. Daha sonraki dönemlerde stratejik konularda araştırmalar yapanlar elbette bunlardan habersiz değillerdi. 
Örneğin 1996 Yılında İsrail Başbakanı Benyamin Netanyahu’ya bir rapor sunulmuştur. “A Clean Break: A New Strategy for Securing the Realm” (Net bir ara: Devletin Güvenliği için Yeni Strateji) adlı bu metinde Irak’ta Saddam Hüseyin’in devrilmesi ve Suriye’de bir mezhep savaşı başlatılması önerilmektedir. 2011 yılında başlatılan Suriye vekâlet savaşı daha 1996’da bu raporda yer almaktadır. 


İsrail’in stratejik derinliği 
Bu raporu Institute for Advanced Strategic and Political Studies (İlerletilmiş Stratejik ve Politik Etütler Enstitüsü) adlı bir İsrail-Amerikan ortak düşünce kuruluşu hazırlamıştır. Türkiye’de “Karanlıklar Prensi” olarak bilinen ve Pentagon, CIA ve Bilderberg mensubu olan Richard Perle tarafından baba-oğul George Bush ekibine sunulan proje 21’inci yüzyılda ABD tarafından uygulanmıştır. 
Yinon stratejik derinliği İsrail açısından ele alır: Eğer İsrail cepheyi kendi ülkesinde kurarsa cephe gerisinde bu savaşı destekleyecek pek fazla bir coğrafi derinlik, yani kilometre olarak fazla bir uzaklık yoktur. Oysa Ortadoğu’da çatışma başka cephelerde yaşanırsa bu sorun kendiliğinden çözülmektedir. Ama aynı planı destekleyen kimi Batılılar açısından mesele Batı’nın petrol çıkarlarını korumaktır. 


Batı’da tartışma var 
Bush ve Obama yönetimlerine göre Ortadoğu ülkelerinin kendi içlerindeki etnik, mezhebi çelişkileri kızıştırmak, aşiret ve kabileleri kullanmak, devletleri yıkmak ve bölgeyi sonu gelmez sorunlara boğmak petrolü kontrol altında tutmak için en geçerli yol kabul edilmiştir. Ama Michael Flynn, Virginia Tilley gibi bazı jeopolitikçiler ve bugünkü Trump yönetimin bazı uzmanları ise büyük bir kargaşadan zarar görecek olan ABD’nin güçlü bölge devletleriyle ittifak etmesi gerektiğini söylüyorlar. Bu bakımdan Batı’nın önemli bir kısmı da Yinon projelerine karşıdır. 
Yinon planıyla ilgili tartışmalar Osmanlı’yı 100 yıl evvel parçalayan Sykes-Picot planının yeterli olup olmadığı üzerinedir. Batı’da bazıları bununla yetinmeyi savunurken, küreselciler daha da ileri gidip parçalanmanın mikro devletler kurulana kadar sürdürülmesini istiyorlar. 


Yinon’cu danışmanlar 
Türkiye’de de hâlâ bu tür emperyalist müdahale planlarını savunanlar var. Kendisini eskiden kimi zaman danışman, kimi zaman fahri danışman olarak takdim eden Etyen Mahçupyan Türkiye’nin son bir yıldaki Suriye politikasını eleştiriyor. Eski danışman Mahçupyan, Türkiye’nin Suriye’de asıl problem olarak terör örgütünü almasının oradaki muhalefeti bizden uzaklaştıracağını söylüyor. Bu görüşe bakılırsa, PYD’ye karşı verdiğimiz mücadele Türkiye’nin Esad meselesini ikinci plana atmasına neden oluyormuş. 
İşte meselenin püf noktası burada ve Yinon stratejik derinliğinin Türkiye şubesi de bu noktada açığa çıkıyor. Her şeyden önce, Türkiye Suriye’nin birlik ve bütünlüğünü savunmaktadır. Esad’a karşı olumsuz tavrımızın asıl nedeni ise Şam katilinin uygulamalarıyla ülkesini bölünmeye, anarşi ve kargaşaya sürüklemesi nedeniyledir. Suriye’yi kimin yöneteceği bizi ilgilendirmez, yeni yönetim demokratik bir geçiş süreci sonucunda yapılacak olan serbest seçimlerle ortaya çıkar. 


Ne danışıldıysa 
Bizim asıl meselemiz elbette ki terörle mücadele ve Türkiye’nin güvenliğidir. Türkiye, önceki Obama yönetiminin 2014 ve 2015 yıllarındaki bütün ısrarlarına, hatta içerdeki bazı politikacıların bu yöndeki çabalarına rağmen isterse Esad’a karşı olsun hiçbir zaman PKK ile yan yana gelmemiştir. 
Esad’ı devirmek için PYD gibi terör örgütleriyle işbirliği akla bile getirilmemesi gereken bir öneridir.  Açıkça PKK’ya destektir. Bu tutumun değil demokratlıkla, millilik ve yerlilikle bile ilgisi yoktur. Zaten küreselci ve Siyonist yayılmacı planları Türkiye’de savunanların gerçek yüzü referandumda “Evet” ya da ”Hayır” demeyip sabotaj yapmalarından ortaya çıkmıştı, şimdi iyice açıktalar, gitgide deşifre oluyorlar. 

Kayahan Uygur Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX