0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Trump 11 Eylül darbesini deşifre etti

Donald Trump’ın Başkanlığı devralış konuşmasından sonra artık açık ve nettir. Trump’ın seçim zaferi ABD’nin bir darbe rejiminden çıkıp demokrasiye geri dönüşüdür. Dünyada Reagan-Thatcher devrinden itibaren küreselci liberal akım bir üstünlük kazanmıştı. Bu akımı yöneten çete 11 Eylül 2001’de örtülü bir askeri darbeyle Amerika’yı ele geçirdi ve bütün dünyada imparatorluğunu kurdu. 

Küresel çete kim? 

Bu küresel çetenin dört ayağı var: Bilderberg Grubu (Genel Strateji), Dünya Ekonomik Forumu (Ekonomi), Uluslararası Kriz Grubu (İsyan, darbe ve savaşlar) ve Global Editors Network (Medya). Bunların çoğu aynı isimlerden oluşan yöneticileri, başta uluslararası finans olmak üzere çok uluslu şirketlerin sahipleri ve emirlerindeki küresel aktörlerdir. 

Dünya kapitalist sisteminin son aşamasında küresel finans tek tek ulus devletleri yıkmak ve bir dünya devleti kurmak istemişti. Hedef aldıkları ülkeler arasında tabii ki en önemlisi Amerikan ulus devletiydi. Orada eskiden beri etkili olan küreselciler bu mekanizma içinde kendilerini sınırlayan tüm engellerden kurtulmak istiyorlardı. 

İdare askerlere devredildi 

Küresel finans, 21inci yüzyıla girerken dünya çapında askeri harcamaların neredeyse yarısını yapan ABD Devleti’ni bir elbise gibi sırtına giyerek dünyanın hâkimi olmak istedi. Bunun için hiçbir yönü mantıkla açıklanamayacak ve zaten de bugüne kadar açıklanmamış olan 11 Eylül saldırısını kullandı. Saldırıdan hemen sonra saat 10.00’da 4 yıl önceden kararlaştırılmış olan acil durum planı otomatik olarak devreye sokulup bütün yönetim yetkileri Mount Weather’da bulunan generallere devredildi. Yetkilerin önemli bir kısmı ancak 11 Eylül gecesi tekrar George W. Bush’a geri verildi. 

Bu generaller kimlerdi, bilinmiyor. O süre içinde neler yaptılar o da bilinmiyor. Ayrıca yasaya göre başkan veya başkan yardımcısı veya Senato ve meclis liderleri hayatta olduğuna göre böyle bir devir işlemi yapılmamalıydı. Ne gibi devir işlemleri yapıldı ve hangi yetkiler askeri iradede kaldı, kimse hesap sormadı. Bu bir darbeydi. 

15 Yıl süren OHAL  

Tam 45 gün sonra yıllardır hazırlanan Patriot Act yürürlüğe girdi. Bu aslında sadece bir yasa değil, yüzlerce maddeden oluşan bir devlet düzeniydi. Terörle mücadele kapsamında bütün bireysel hak ve özgürlükler ortadan kaldırıldı. Ayrıca bu yasayla ülkedeki 315 milyon yurttaşı izlemek için 850 bin memurdan kurulu bir istihbarat şebekesi oluşturuldu. Yasama ve yargı organlarının yürütmeyi denetlemesi imkânsız hale getirildi. 

Patriot Act’ın bazı maddeleri yürürlükten kalksa da bütünü bugün hâlâ geçerlidir. 2001’de Amerikan devletini ele geçiren küreselci liberaller bugüne dek Afganistan ve Irak’tan başlayarak 14 İslam ülkesini işgal etmiş, Irak’ı ve bütün Ortadoğu’yu yağmalamış, manipüle ettiği terör örgütleriyle dünyada büyük katliamlar yapmıştır. ABD açısından bu, 16 yıl süren sürekli bir savaş durumudur. Terörizme karşı olduğu söylenen bu savaş kavramı NATO ve AB tarafından da kopya edilmiş, dolayısıyla tüm Batı’yı anti demokratik bir rejime sokmuştur. 

Hukuk açıkça çiğnendi 

11 Eylül’den sonra ABD Afganistan’a saldırdığında Dışişleri Bakanı Colin Powell Güvenlik Konseyi’nde bir konuşma yaparak bu işgalin hukuksal temellerini açıklamak için ayrıntılı bir rapor sunacağına söz vermişti. Aradan 15 yıl geçmesine rağmen ABD’nin henüz bu raporu sunmaya zamanı olmamıştır(!).   

Aynı Powell, 2003 yılında Irak’a yapılan saldırıyı açıklamak için 11 Eylül’le Saddam’ı ilişkilendirmeyi amaçlayan ve toplam 1 saat 15 dakika süren bir konuşma yapmışsa da bu konuşmanın her cümlesinin gerçeğe aykırı olduğu aradan birkaç yıl geçmeden ortaya çıkmıştır. ABD, bu gerçeği kabul etmesine rağmen özür bile dilememiştir. Bütün bunlar ABD’de 2001 yılında militarist, küreselci bir finans çetesinin iktidarı ele geçirdiğini ortaya koymaktadır. 

Trump’ın tarihi konuşması 

İşte bundan dolayıdır ki Donald Trump başkanlığı devralma konuşmasında aynen şöyle demiştir: “Bugünkü seremoni çok özel bir anlam taşıyor. Burada iktidar birinden başkasına, bir partiden diğerine devredilmiyor. Burada iktidar size, Amerikan halkına veriliyor. … Kurulu düzen sadece kendisini korudu. Bu ülkenin yurttaşlarını korumadı. Onların zaferleri bizim zaferimiz değildi. Onların şan ve şerefleri bizim şan ve şerefimiz değildi. … On yıllar boyunca Amerikan sanayisinin aleyhine yabancı sanayileri zenginleştirdik. Kendi askeri donanımımız çökerken başka ülkelerin ordularını destekledik. Kendi sınırlarımızı korumazken başka ülkeleri koruduk. Amerika’nın alt yapısı çökerken dışarıda milyarlarca dolar harcadık. … Amerika’nın katliamı şimdi burada, artık sona eriyor. İktidarı tekrar halk adına alıyoruz.” 

Bu bir seçim konuşması değildi ve Trump bunları söylerken asla hamasete ihtiyaç duymuyordu. Bu cümleler gerçeğin ta kendisidir. Şu andaki ekibinde bulunan ABD tarihinin en entelektüel generallerinin ve FBI’ın desteğini alan Trump, milli iradenin gücüyle ve ABD milli burjuvazisinin temsilcisi olarak bir darbe dönemine son vermiştir. ABD’deki değişim darbeci ve küreselci finans kapitalin çöküşüdür. 

Ulus devlet geri dönüyor, herkes bunu bilsin.

Kayahan Uygur Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX