0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Şair Kocabaş'ın gülünç ve acıklı hikayesi 

Tarih 10 Kasım 2015. Berlin’de iltica bürosunun küçük bir odasında iki kişi masanın başında oturuyorlardı. Yaşı belli olmayan, gözlüklerinin üstünden bakan, ciddi görünümlü Direktör Bay Müller ve havaya fırlamış gibi duran çılgın saçlarıyla sırık gibi uzun yardımcısı Bayan Folle. Karşılarında gözlüklü, bebek pabucu bıyıklı 50 yaşlarında biri. Hiyerarşi gereği Bay Müller söze başladı. 

-Sizi dinliyoruz, Bay Kocabaş, Türk vatandaşı, 1962 Diyarbakır doğumlusunuz, ülkenizden kaçarak, iltica talebinde bulunmanızın nedenleri nelerdir? 

-Sayın yetkili, biliyorsunuz 1 Kasım’da AK Parti seçimleri kazandı. 

-Biliyorum Bay Kocabaş, ancak tuttuğu parti seçimi kaybeden herkes Almanya’ya gelseydi burada adım atacak yer kalmazdı. İltica için yeterli bir neden değil bu. 

Bir şair 

-Evet, ama ben bir şairim. 

-Bayan Folle, not ediniz, bu karşımızdaki beyefendi Türkiye’den gelerek iltica talebinde bulunan 92 bin 719’uncu şair. 

Bayan Folle hafifçe kıkırdayarak cevap verdi: 

-Alman Anayasayı Koruma Dairesi istatistiklerine göre Türklerin yüzde 61’i, Diyarbakırlılar'ın da yüzde 82’si şairdir Bay Müller. 

Bay Müller, önündeki kâğıda not aldıktan sonra mülteci adayına döndü. 

-Size bir soru soracağım sayın şair. Chateaubriand sözcüğünü hiç duydunuz mu, ya da Mallarmé'yi? 

-Birincisi bir et yemeği olacak, ikincisi de tatlı. 

-Şimdi sizin bir Türk entelektüeli olduğunuza inandım Bay Kocabaş, bir kebapçı olsaydınız “bilmiyorum” diye cevap verirdiniz. Bana şiirlerinizden birini okur musunuz?

Görüyorsunuz mesleğimiz gereği Türkçe öğrendik ve şiirlerinizdeki o derin anlam ve duyguları kavrayacak düzeydeyiz. 

Şiir mafyası 

- Siverekli Şeyho, Şeyho, Urfalı Bilo, Bilo, 
Sigaramın dumanı, yoktur Türkün imanı, 
Dağlarına kış gelmiş, tabancama kuş konmuş, 
Kış kışlığından, kuş kuşluğundan vazgeçmemiştir bilirim, 
Bilirim bu dağların her köşesini, 
Bu ağaçların çamını, meşesini, Kâhtalı Sülo, Sülo. 

-Şiir oldukça etkili değil mi? Ne düşünüyorsunuz Bayan Folle? 
-Bana daha çok Küçük Ceylan’ı hatırlattı, dedi Folle, 
-Biliyorsunuz çok Türkiyeli arkadaşım var ve düğünlere katılıp halay çekmeyi çok severim. 
Folle çantasından bir mendil çıkarıp dansa başladı. 
-Entaplı Zeyno, Urfali Zeyno, düğün nişan yaptırdım, Siverekli Zeyno. 
-Lütfen sakin olun Bayan Folle, dedi Müller, biliyorum siz de keşfedilmek ve ikinci bir Karolin olarak Türkiye’ye gitmek istiyorsunuz ama burası bir devlet dairesi sonuçta ve karşımızda demokratik haklarını kullanmak isteyen bir beyefendi var. 
-Şiirimi beğenmediyseniz başka şiirlerim de var, diye araya girdi Kocabaş, size gerçekten bir şair olduğumu kanıtlamak istiyorum. 
-Hiç kuşkunuz olmasın, farkındayız dedi Müller ve devam etti. 
-Biraz Nazım Hikmet, biraz Ahmet Arif esintisi, bol miktarda Ahmet Kaya ve Hayaloğlu etkisi, tabii meslektaşımın dediği Küçük Ceylan’ı da unutmamalı, gerçi o da artık büyüdü ya, sonuçta sizin şiirlerinizin pek de orijinal olduğunu söyleyemesek de yine de şiir işte, ama başka bir konu daha var. 

Kariyerlerin şairi 

-Nedir? Diye sordu Kocabaş. 

-Kariyerinize burada devam etmek istediğinizi anlıyoruz, bir şair olarak, siz de sürgünü, protestoyu, sonra geri dönüşü, bunalımı yaşamak istiyorsunuz, örnek aldığınız kahramanlarınız gibi. 

-Evet, benim her hareketim protestodur, isyanlarına isyan,  sürgünlerde nisyan, gözlerim kan karası, bağrıma saplandı, kara saplı hançer yarası, aaaah, ah. 
-Ama yasalarımız buna izin vermiyor Bay Kocabaş, üstelik 4 yaşındaki bebeler Akdeniz’i aşıp buralara ulaşmak isterken ve bizim onlara koyduğumuz engeller yüzünden can verirken sizi kabul edersek, bizi işten atarlar. Bize ırk, din, dil, cinsiyet gibi bir konuda size şahsen yapılmış bir ayrımcılık hakkında deliller sunmalısınız. Ünlü bir şair olduğunuzu siz söylediniz, bu şiirlerle ünlü olduysanız size pozitif bir ayrımcılık yapılmış da diyebiliriz. 

Kalabalık yapmayınız 

-Ama bana çok twitler geldi, beni tehdit ettiler, beni Almanya’da bile rahat bırakmadılar. Ben bir dikta kurbanıyım, mağdurum, dedi Kocabaş hırıltılı bir sesle. 
-Bay Kocabaş, size gelen twitler görünür olduğunuzun kanıtı. Demek ki biliniyorsunuz.  Bizde bir söz vardır gerçekten büyük olan şair hayattayken görülmez. Türkiye’de hakkınızda “şerefsiz” diye manşet atıldı mı, hayır. Üstelik siz Nazım Hikmet hakkında geçmişte “yüzüne tükürülecek adam” diye manşet atmış olan Cumhuriyet gazetesinde yazıyorsunuz. Bizi mi aldatacaksınız Bay Kocabaş, tam 30 yıldır Türkiye masasındayım. 

-Yani? 

-Yani ilticanız reddedildi, Bay Kocabaş, Türkiye’ye dönmeniz gerek, yoksa biz sizi polis zoruyla atarız. Tanıştığımıza memnun oldum yine de, İstanbul’a geldiğimizde görüşürüz belki de. 

Kocabaş, düşünceli bir şekilde iskemleden kalktı, kapıdan çıkarken Bayan Folle arkasından seslendi: 
-Ben de geleceğim, bana da Türk dizilerinde bir iş bulabilir misiniz, Karolin gibi? 

Kayahan Uygur Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX