0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Putin'in yeni kırmızı kitabı 

Rusya’da 1 Aralık tarihinde Batı medyasının dikkatini pek çekmeyen, Türkiye’de ise hiç söz edilmeyen bir gelişme yaşandı. Putin, ülkesinin yeni dış politikasını özetleyen ve Türkiye’nin ünlü kırmızı kitabına benzer bir ulusal siyaset belgesi yayınladı. 2013 Yılından sonra ilk kez yayınlanan bu metin Rus dış politikasını güncelleştirmektedir. Bu metnin Türkiye’de çok iyi incelenip tartışılması gerekiyor, bir dünya gücü olan Rusya’nın konumu anlaşılmadan dış politika konuşulamaz. 

Yeni Rusya direnişi 

Putin yeni ulusal siyaset belgesinde ülkesinin dış saldırıya kararlı bir biçimde direndiğini vurguluyor. 38 Sayfadan oluşan belgede 70 kez “güvenlik”, 25 kez “tehdit” sözcükleri geçiyor. Metinde Avrupa Birliği ABD ile birlikte “jeopolitik genişleme” çabalarında bulunmakla ve “bölgesel ve küresel istikrarı tehdit etmekle” suçlanıyor. 

Belgenin en önemli yönü 2013 belgesindeki bazı kavramların atılmış ve yerini yenilerinin almış olmasıdır. Eski belgede şöyle deniyordu : “Avrupa uygarlığının bütünleşmiş bir parçası olan Rusya’nın AB ile olan ilişkilerindeki asıl amaç Atlantik’ten Pasifik’e kadar olan bölgede ekonomik ve insani açılardan ortak bir alanın yaratılmasını sağlamaktır.” Yeni belgede bu cümle atılmıştır. Ne “bütünleşme”,  ne “ortak alan” kalmıştır. Bununyerini “yirmi beş yıldır birikmiş bulunan sistemle ilgili sorunların varlığı” cümlesi almıştır. Buradaki “yirmi beş yıl” tabii ki Sovyetler Birliği’nin dağıldığı 1991’den itibaren yaşanan dönemi kast etmektedir. 

Saldırgan Batı 

Putin’in yeni ulusal siyaset belgesinde şu tespit bulunmaktadır ki bu cümle son yıllarda yaşananların bir özetidir:“Batılı ülkelerin uluslararası gelişmelerde kendi bakış açılarını dayatarak pozisyonlarını koruma arzuları ve alternatif güç odaklarını çevreleyip kuşatma politikaları uluslararası ilişkilerde çok büyük bir istikrarsızlık yaratmış ve küresel çalkantıları güçlendirmiştir.” 

Putin’in 2013 belgesinde “ABD ile güçlü bir ekonomik temeldeki diyalog” ön plana çıkarılıyordu ve bunun amacı “ilişkilerin tüm alanda kuvvetlendirilmesi” olarak vurgulanıyordu. Üç yıl sonra bu politika tam tersine dönmüştür. Rusya artık Washington’dan gelen ve “uluslararası hukuka tamamen aykırı bulunan askeri, politik ve ekonomik baskı girişimleriyle mücadele edecektir”. 

Simetrik ve asimetrik güç kullanılır 

Rus belgesindeki şu satırlara lütfen dikkat edilsin: “Rusya, düşmanca eylemlere ulusal savunmasını güçlendirerek ve aynı zamanda simetrik ve asimetrik önlemler alarak cevap verme hakkını saklı tutmaktadır”.  Bu metnin yayınlanmasından sonra Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Karlov’un asimetrik bir saldırıya uğramış olması manidardır. Rusya elbette düşmanlarının araç olarak kullandığıörgütlere karşı da gerekenleri yapacaktır. 

Belgede askeri konulara doğrudan girilerek şöyle deniyor: “Doğu Avrupa’daki Amerikan anti füze sistemi ulusal güvenliğimize bir tehdittir ve buna uygun bir cevap verme hakkımız saklıdır.”  Yine aynı belgede üç yıl önce vurgulanan orta menzilli nükleer silahlardaki indirimle ilgili Reagan-Gorbaçev anlaşmasına atıf tamamen kalkmıştır. Aynı şekilde “uluslararası ilişkilerde kuvvete başvurmama” ifadesi de yeni belgede silinmiş, yerini “kuvvet kullanmanın uluslararası ilişkilerdeki artan önemi” almıştır. 

Ulusal varlık meselesi 

Eski belgede “uluslararası toplumda Rusya’nın güçlü rolü, yenilikçi bir ekonomik gelişme, insan hak ve özgürlüklerinin güçlendirilmesi” gibi Batı’ya hoş gelen formüller yer alırken yenisinde tüm bu ifadeler atılmış bunların yerine “Rusya halkının ulusal varlığını ve kültürel kimliğini güçlendirmek” ifadesi gelmiştir. 

Belge kararlı olduğu gibi aynı zamanda da barışçıdır. Putin’in geçenlerde Trump’a söylediği gibi Rusya “uluslararası ilişkilerde ve küresel uygarlığın gelişmesinde bir denge gücü” olacaktır ve “komşularıyla çok iyi ilişkiler kuracaktır.” 

ABD’ye “dur” denildi 

Bence Rusya’nın 2013 yılından beri ABD saldırganlığına yaptığı direniş barış ve istikrar için çok önemlidir. 2003 Irak müdahalesinden beri ve hele 2008’den sonra dünyayı resmen kan ve ateşe boğan ABD’ye nihayet dur denmiştir. Dünya savaşlarını küresel kapitalizmin en azgın unsuru olan finans lobisininçıkardığını bugün biliyoruz. İki büyük dünya savaşının perde arkasında da, tüm savaş ve çatışmalarda da küresel sermayenin, Amerikan bankerlerinin ve büyük tekellerin gölgesini görürüz.  

Lehman Brothers’ın iflasıyla başlayan 2008 krizinden sonra da bir türlü tam olarak toparlanamayan ve gelecek için tutarlı bir vizyon sunamayan küresel sermaye çareyi kendi kurduğu terör örgütleri eliyle kışkırttığı savaşlarda buldu. Obama yönetimi 2013 yılından beri özelikle Doğu Avrupa’da Rusya’ya yönelik şiddetli bir gerginlik yaratma çizgisi izledi. Özellikle Ortadoğu’da DEAŞ, El Kaide, PKK, PYD gibi terör örgütlerini kullanarak yüzbinlerce insanın ölümüne neden oldu. 

Barış umudu 

Türkiye’de de FETÖ’yü kullanarak bir darbe ve işgal girişiminde bulunan Obama’nın tüm dünyada ABD’ye karşı bir tepki oluşturması kaçınılmazdı. Nitekim tepkilerin en büyüğü kendi ülkesinde oldu ve Demokratlar seçimi kaybetti. Küresel finansın ABD’yi son yıllarda olduğu kadar rahat biçimde kullanabilmesi zorlaştı. Savaş isteyen küreselcilere karşı Rusya’nın, Türkiye’nin ve dünyadaki tüm demokrasi güçlerinin direnişiyle savaşı erteleneceğine inanıyorum. Barış için şimdi daha umutluyum. 

 

Kayahan Uygur Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX