0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Darbeler ve sonrası

Günümüzün en ilginç tartışmalarından biri başarısız darbe girişimi karşısındaki değişik duruşlar.  Yıllar boyu darbelerin yanında olup da bu kez demokratik bir refleks gösterenleri elbette ki takdir ediyoruz. Onları bizim gibi övenler de var, sonuçta darbe karşıtı tavır gösterenlerin önce gelişmeleri bekleyip sonra pozisyon aldıklarını iddia edenler de… Hatta kimileri onlara “oportünist” diyor. Ben bu tartışmaya dahil olmaktansa “oportünist” sözcüğünün anlamı üzerinde durmayı tercih ettim. 

Tarihte bir dönem 

Siyasette “oportünist” yani “fırsatçı” sıfatının kullanılması tarihte ilk kez Fransa’da olmuştur. Hatta Fransızların adetleri olduğu üzere numara sırasına soktukları cumhuriyet dönemlerinden 3’üncü cumhuriyetin bir dönemi “Oportünist Cumhuriyet” olarak anılır. Size şimdi bu cumhuriyete neden “oportünist” dendiğini anlatayım. 

1870 yılında Fransız siyasetçilerinin bir kısmı askerle işbirliği yaparak Alman kuvvetlerini ülkeye davet ettiler. Bir nevi bir iç işgal hareketi gerçekleştirdiler. Paris kuşatıldı. Teslimiyet yanlısı olan generallere karşı 1871 yılında halk ayaklandı. Tarihte bu olay bir komünist isyan olarak geçer, adına “Paris Komünü” denir. Ama bu olay aynı zamanda iç işgale karşı bir direniş hareketidir. 20 bin kişi ölür. Binlerce kişi hapse atılır veya sürgüne gönderilir. Daha sonra çeşitli politik iniş çıkışların ardından ve Almanya ile ilişkilerin bir düzene girmesiyle birlikte 3’üncü cumhuriyet ilan edilir. 

Eski tas eski hamam 

Gerçekte ülkenin cumhuriyete ve o dönemin şartlarına göre daha demokratik bir sisteme kavuşmasını sağlayan güç halkın alt kesimleridir. İşçiler, esnaf, kunduracılar, çörekçiler, marangozlar, arabacılar gibi… Ama rejime yine zengin sınıf el koyar. Sonuçta toplumsal olarak değişen bir şey olmamıştır. 
Alman işgalinden ve askeri yönetimden sonra halkın kanı ve canıyla kurulan yeni rejimde köşe başlarını yine eski rejimin tanıdık simaları, yıllarca darbeleri despotizmi, yabancı işgalcileri savunanlar tutmaya başlar. Onun için bu rejime 1879’dan itibaren “Oportünist Cumhuriyet” denir. “Oportünist” sözcüğünün o günkü anlamı daha açık bir şekilde şöyle özetlenebilir: Mevcut şartlardan kendileri için en iyi sonucu çıkarırken ahlaki ilkeleri hiçe sayan insanlara verilen sıfat. 

Her şey çıkar mı? 

Fransa’da o dönemki Cumhuriyetçi Parti’nin Gambetta, Ferry gibi yöneticilerine bu sıfat takılmıştır ve kendileri de böyle adlandırılmayı benimsemişlerdir. Gambetta’ya göre “politikada” bir sonuç elde etmek için mutlaka çeşitli anlaşmalar yapmak gerekir. 
Bugün “oportünist” sıfatı anlam kaymasına uğrayarak epeyi olumsuz bir anlam taşımaktadır. Politikacılarda sık sık görüş değiştirenlere, seçim sonuçları ya da kamuoyu yoklamalarına göre program değiştirenlere “oportünist” denir. 

Anaksark 

Felsefede oportünizm konusunu ilk işleyen Anaksark’tır. İzmirli Diyojen’in öğrencisi olan Anaksark’a göre hayatın amacı mutlu olmaktır. Bunun için her fırsattan yararlanmak gerekir. Ama ilkelerden taviz vermeden ve hayatın gidiş-gelişlerine aldırmadan. 
Büyük İskender Asya seferine çıktığında bu filozofu da yanına almıştır. Bir ara çeşitli kahramanlıklar yapmış olan Büyük İskender kendisinin Zeus’un oğlu olduğunu iddia etmiş, Anaksark ise ona şu cevabı vermiştir: “Bak şu yaranın üstünden hâlâ akan kana. Bu kan ölümsüz birinin kanı mı?” 

Dilini kendi kesti 

Çok konuşup herkesi eleştirdiği için Kıbrıs Kralı, Anaksark’ın dilini kesmek istemiştir. Anlatılana göre ise o dişleriyle kendi dilini koparmış ve onu kralın yüzüne tükürmüştür.  Anaksark’ın bilimsel düşünceye de büyük katkısı olmuştur. Çünkü bir yerde mistik tarikatçılık gibi sapkınlıkların kurucusu olan Pisagor felsefesine karşı çıkmıştır. Anaksark’a göre mutlu olmak için mutlaka gövdemize eziyet etmek gerekmez. Ayrıca dünya bizim aklımızın erdiği bilime göre bilimsel olarak düzenlenip, örgütlenmemiştir. Evrenin düzeninin bütününe akıl erdirmemiz de mümkün değildir. 
Ama Anaksark’ın bugüne ışık tutan en önemli görüşü ihtiyatlı olmakla ilgilidir. İhtiyat insan ruhunun gerçek entelektüel faziletidir. İyi ve kötüyü ayırt ederken her zaman ihtiyatlı olmalıyız ve kısa vadeli dostluk ve düşmanlıkların ileride topluma yararlar getirirken neler götüreceğini de iyi hesaplamalıyız. Aslında Anaksark’a sırf fırsatlardan söz ediyor diye  “oportünist” yani fırsatçı denilirken hata edilmiştir. Çünkü eski Yunan kültüründe “fırsat” daha çok “elverişli zaman” olarak anlaşılmaktaydı.  Sanki çok uzun, kıvır kıvır saçları olan ve durmaksızın son sürat koşan bir çocuk gibi… Onu uygun zamanda yakalamak için tam geçerken saçlarından tutmak gerekiyor. 

İhtiyat 

Bugün de aynı şekilde fırsatı yakalamak isteyenler var. Anında ve belli zamanda davrananlar, her an, her zaman karşılıksız nöbet bekleyenleri göz ardı ettirmemeli. Fransa’nın oportünist cumhuriyet örneği de unutulmamalı. 

 

Kayahan Uygur Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX