Bir komünist, hainler ve maskaralar

Bakınız bir komünist son dönemdeki terör eylemleri hakkında ne diyor? “Irkçı ve milliyetçi köktenciler her terör eyleminde tüm Avrupa’ya daha gürültülü bir şekilde İslam’ın özü itibarıyla ‘Batı uygarlığının değerlerine’ uymadığını ve Batı dünyasında Müslümanlara yer olmadığını ilan ediyorlar… Hâlbuki terör eylemlerini İslam ile bağdaştırmak Nasyonal-Sosyalizmin Alman Nibelungen destanlarından kaynaklandığını söylemek kadar saçmadır.” 

Komünist ve dürüst bir aydın 

Komünist düşünür analizine devam ediyor: “Tabii ki bazı fanatikler kışkırtıcı ve bıktırıcı bir söylemle hep Kuran ve Peygamberden söz ediyorlar fakat gerçekte ilahiyat üzerindeki tartışma ve düşüncelerden çok uzaklar. İslam onların sadece kimlik ihtiyacına karşılık veriyor. Dini gelenek onlar için kültürel kodlardan ibarettir. … Çünkü onlar gerçekte tamamıyla çağdaş insanlardır. Kapitalizmden etkilenmişlerdir. Kendilerine kapitalizm içinde bir kimlik aramaktadırlar. Bu kolektif kimlik ihtiyacı hiç de yeni değildir. On dokuzuncu yüzyıldan beri gelişen piyasa toplumunda bireyler bu toplum içinde bir yer sahibi olabilmek için tek tek bireyler olarak kendi çıkarlarını savunur ve toplumdaki diğer bireyleri bu çıkarlara ulaşmada bir araç olarak görürler.  Ancak bu çaba insan psikolojisi için çok zor olduğundan insanlar kendilerini hayali bir topluluk içinde var sayar ve birbirlerini bir nesne, bir araç haline getirdikleri gerçeğini kendilerinden bile gizlerler. Bu arada toplumda bir yer sahibi olmaya gücü ve olanağı bulunmayan bireyler ise bunu hayali kimliklerle telafi etmeye çalışırlar. Eski dönemlerde ulus, halk, sınıf gibi kimlikler vardı, bunlar yerlerini son otuz yılda daha çok dinsel kimliklere bıraktı. Evanjelist Hristiyan, Hindu ve Müslüman kimlikleri gibi. Bunlardan İslam’ı kullanan kimlikte şiddetin daha çok öne çıkması tamamıyla Ortadoğu bölgesinin büyük güçlerin çatışma alanı olmasından kaynaklanıyor. Yoksa terör eylemleriyle ne İslam’ın ne de herhangi bir dini geleneğin ne de dini olmayan bir kültürün ilgisi olabilir. Aksini söylemek ahmaklıktır.” Bu fikirleri savunan düşünür Norbert Trenkle İslam ile hiçbir ilgisi olmayan materyalist ve komünist bir Alman’dır. Fakat bilimsel analiz yöntemine ve aydın dürüstlüğüne sahip olduğu için gerçekleri görebiliyor.

Bizim hainler 

Türkiye’de kendisine solcu, sosyalist, komünist diyen çok sayıda cahil ve tutarsız kişilik var. Bunlar ise kısaca şunu diyorlar: “İslam adına terör eylemleri yapılıyorsa demek ki terör İslam’da var, terör İslam’da var ise, İslam terörist bir dindir. Dolayısıyla terörizmle mücadele etmek için İslam ile de mücadele etmek gerekir. Zaten Müslümanların büyük bir kısmı da terörizm ile şu veya bu şekilde aynı çizgide olduklarından ve terörist örgütlere şu ve bu şekilde destek verdiklerinden mücadele terörizm ile beraber İslam’ı, en azından ‘Radikal İslam’ı hedef almalıdır.” 

Dünyada İslamofobyanın cirit attığı bu dönemde, Batı ırkçılığının Müslümanlara Auschwitz’teki Yahudiler gibi davrandığı ortamda ve küresel sermayenin bölgemizi kan ve ateşe boğduğu günümüzde bu fikirleri savunmanın ihanet olduğunu söylemeye bilmem gerek var mı?  Ancak yüzde 90’ı Müslüman olan ülkemizde rüzgâr eken bu hainler fırtına biçeceklerdir, bu da çok doğaldır. 

Acıklı maskaralar 

Dürüst komünist ve kötü niyetli haine değindikten sonra şimdi de maskara konusuna geçelim. Maskara kimdir biliyor musunuz? O neyin ne olduğunu çok iyi bilen Batılılar karşısında kırk takla atarak Müslümanların terörist olmadığını ispata kalkışan ve bu sayede kendisine daha iyi gözle bakılacağını sanan bir kompleks yumağıdır. Bu kişi, batılı karşısında takla atmakla da kalmaz ve amuda kalkarak der ki “evet terör olaylarının nedeni şu veya bu olabilir ama biz de Müslümanlar olarak üzerimize düşeni yapmalı ve kendimizi sorgulamalıyız.” 

İşte bu tamamen gerçeğe aykırı bir bakıştır. Bir kabullenmedir. Müslümanlar kendilerini sorgulayacaksa önce Batı karşısındaki ezikliklerini sorgulamalıdırlar. Aslında bu rezilce yaltaklanmalar Batılıların Müslümanlara terörizm suçlamalarına da bir nevi yol gösterici rolü oynuyorlar. Bu tür maskaralara üniversitelerin ilahiyatçı olan veya olmayan öğretim üyeleri arasında da, bazı siyasetçi eskileri içinde de rastlayabiliriz. Yazık ediyorlar kendilerine.