0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Batı ile yolun sonu görünüyor

Bu kadar açık seçik, doğrudan ve korunmasız bir ifade kullanmak istemezdim ama durumun vahameti ve aydın çevrelerindeki suskunluk beni buna mecbur kılıyor. Evet, Türkiye 200 yıllık Batılılaşma deneyiminden eli boş döndü ve şimdi Rusya, Çin, Hindistan, Pakistan gibi ülkelerle ilişkilerini sıkılaştırmaya çalışıyor. Bunun nedenini araştırmak isteyenler küreselci Batı’ya baksınlar. 

Küreselci Batı bize düşman 

Batı’da ekonomik iktidarı elinde tutan uluslararası finans ve onun etkilediği siyasal yönetimler bize gizlemeye bile gerek duymadan düşmanlık güdüyorlar. Ülkemizi bölmeye ve yok etmeye çalışıyorlar. Batı’daki bazı merkezlerin Türkiye’yi dıştan veya içten bir şekilde işgal etme ve insanlarımızı tehcir ederek demografik yapımızı değiştirme niyetleri devam etmektedir. Ve biz ne kadar Batı’nın bir parçası olmaya çalışırsak kendimize o kadar zarar veriyoruz. Batı ile ilişkilerimiz devletten devlete olmanın ötesine asla geçmemelidir ve küreselci bir katılım anlayışı bir yana bırakılmalıdır. 

15 Temmuz kalkışması bir iç işgal hareketiydi. Bu girişimi sadece emekli bir vaizin planlayıp organize ettiğini sanmak çocukça ve cahilce bir hareket olurdu. Dünyanın en stratejik bölgesinde NATO’nun ikinci büyük ordusunu barındıran, topraklarındaki ABD askeri tesislerinde nükleer silahlar depolanan bir ülkede darbenin nereden geldiği çok açıktır. 15 Temmuz’dan sonra ortaya çıkan gerçekler ordumuza ve devletimize yıllardır yerleştirilen FETÖ’cü ve NATO’cu unsurların topraklarımızı bir yabancı devlete peşkeş çekmeye hazırlandıklarını kanıtlamıştır. 

Ya biz ya orası 

Darbe girişimi yabancı bir gücün ülkemize yönelik düşmanca bir hareketidir ve asla unutulmayacaktır. Kaldı ki darbeden sonra da birbiri ardından gelen terör olayları ve ekonomik sabotajlar gerçekleri görmek istemeyenleri bile uyandırmıştır. Bu kadar korkunç olayların yaşandığı bir dönemden geçerken aslında ikilem şudur: Ya küreselci Batı’dan yana olacaksınız, ya da Türkiye’den. Bunun orta yolu kalmamıştır.  

Yıllardır ülkemizi ABD boyunduruğunda tutmaya çalışan sözde “İslamcı” ve liberaller şimdi “Aman Batı’dan kopmayalım” diye çığlığı basıyorlar. Bu hatalı yolda devam etmek ve ikircikli bir çizgi benimsemek dışarıya yanlış mesaj verir. Bu konuda küreselcilerin ilerisi için umutlanabileceği her kapıyı teker teker kapatmak en iyisidir.  

İçimizde yuvalanmasınlar 

Batı, 15 Temmuz darbesini neden hazırladı ve nasıl oldu da Sayın Cumhurbaşkanımızı ülke yönetiminden uzaklaştıracak bir projeye destek verdi, biliyor musunuz? Çünkü darbenin sonrasını da hesaplamıştı, devleti ele geçirecek kadroları vardı, adamları hazırdı, ülkemiz içerden işlenmişti de onun için. Olaya bu mantıklı açıdan baktığımız zaman anlarız ki, FETÖ’cüleri, NATO’cuları, içimizdeki hainleri, Atlantikçi bir cuntanın muhtemel elemanlarını ne kadar temizler ve ülkemize bağışıklık kazandırırsak, darbe ve müdahale olanaklarını da o kadar azaltırız. 

Ülkemizde her “Aman ABD’den kopmayalım” sızlanışı, ABD’nin gücünü arttıracak her türlü lobi faaliyeti, Türkiye’ye karşı Batı ile birlikte yapılan her tür entelektüel, akademik ya da medyatik kampanyalar ileride yapılabilecek olan darbe ve kumpasların başarılı olma ihtimalini arttırır. Devletimize ve toplumumuza yerleştirilmiş bulunan küreselci tümörün ancak çok küçük bir kısmı temizlenebilmiştir ve yolun başındayız. 

Kopalım ve bağlanmayalım 

Aslında bütün bunlardan öte artık dünyada “Ondan kopma, buna bağlanma” diye bir durum da yoktur. Soğuk savaş biteli 26 yıl olmuştur. Sahi “kopmamamız istenen” Batı’ya biz neden bağlanmıştık ki? Bize 1946’da şöyle dendi: “Stalin bizden Kars ve Ardahan’ı istedi, onun için Batı’ya mecburuz”. Peki, Batı yanlılarının bugünkü gerekçesi nedir? Üstelik Batı’nın kendisi, bırakın sadece Kars ve Ardahan’ı tüm Doğu ve Güneydoğu’yu Türkiye’den koparmak isterken. 

Zamanında bizi NATO’ya almakta tereddüt edermiş gibi davranan Batılıların gözüne girmek için ta Kore’ye asker bile gönderip yüzlerce şehit verdik. Peki, terörle olan 40 yıllık mücadelemizde binlerce şehit verirken, bugün DEAŞ’la savaşırken NATO’dan destek gördük mü? Tam tersine. 

Batı’nın devşirmeleri 

Zaten NATO’da yabancı ülkelerde çalışan askeri personelden çok sayıda hain de 15 Temmuz’dan sonra geri gelmedi. Türkiye kendi ordusunun subaylarını NATO ve ABD’ye yetişsinler diye gönderiyordu ve onların önemli bir kısmı CIA ajanı olarak devşirilip, ABD yeniçerisi oluyordu. Yani tarih tersine dönmüştü, durum budur. 

Bugünkü dünya artık çok kutupludur ve her ülke ayrı bir kutuptur. Artık herkes Türkiye’ye de böyle bakmalıdır. Biz kimden yana olacağız diye düşünmemeliyiz, kim bizden yana olabilir demeliyiz. 

Trump sizi terk etti beyler 

Trump’ın ABD’de seçim kazanmasıyla küreselcilik çağı bitmiş ulus devletlere dönüş başlamıştır. Zaten bizim liberal veya “İslamcı” Amerikancılar en büyük darbeyi Trump’tan yemişlerdir. ABD’nin yeni başkanı “Artık ülkelerin yönetimlerini devirmeyeceğiz, rejimlerini değiştirmeyeceğiz” derken ne kastediyor, bunu anlıyorlar mı acaba? Donald Trump’ın dediklerini günlük dile çevirirsek, mesela diyor ki “Sen ey sakal bırakmış, yüzüne de anlayışlı bir ifade oturtmuş ‘İslamcı’ Amerikan valesi, artık sana ihtiyacım yok”. 

 

Kayahan Uygur Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX