0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Yetmedi mi artık?

Aslına bakarsanız, bu yazıyı yazıp yazmamakta çok tereddüt ettim.

Lakin, dün kutladığımız 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü'nü elimde olmayan sebeplerden dolayı Almanya'da geçirdim.

Almanya UID ( Uluslararası Demokratlar Birliği) Hessen Bölge Başkanı Sayın Erkan Arslan 'ın davetiyle güzide bir kalabalığa "1071'den 2023'e" isimli meddah tarzında tiyatro oyunumu sahneledim. Dün itibarıyla dönecektim, ancak Almanya'da grevler nedeniyle tüm uçuşlar iptal edildi. Dolayısıyla, ben de 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü'nü Almanya sokaklarında kutladım. Kutladım dediysem, sadece sokaklarında dolaştım.

İkinci Dünya Savaşı'nda yerle bir olmuş Almanya sokaklarında dolaştım!

Almanya'da yaklaşık 360 tiyatro, 130 opera, senfoni ve oda orkestrası ve 70 müzik festivali, her yıl milyonlarca izleyiciyi buluyor!

Biliyor musunuz, 2. Dünya Savaşı sonrası Almanya'da kiliseden, okuldan önce tiyatro salonları onarılıp ayağa kaldırılıyor!

Bulunduğum yer ufak bir kasaba ve üç tiyatro salonunun önü de insan kalabalığı..! Çoluklu çocuklu insanlar tiyatro seyretmek için saatler öncesinden sıraya girmişler!

Sadece salonlar dolu değildi, dün Almanya'da onlarca tiyatro festivali de vardı! Kitap fuarlarında kitaplarını imzalayanlar da ya tiyatro yazarları ya da tiyatro eleştirmenleriydi!

Almanya sokaklarında dolaşırken, sağınızda, solunuzda ekmek fırınları görürsünüz, o fırınların vitrinlerini de durup seyretmeden geçemezsiniz!

Kızıl buğday, çavdar, buğday ya da siyah ekmek...

Dünyada Almanya kadar zengin ekmek çeşidine sahip çok az ülke vardır.

Fırıncıların, Orta Çağ'dan bu yana son derece tutulan bir eğitim yöntemi olan, "Gezgin fırıncılık" ile bilgilerini dünyaya yayıp, tariflerini yurt dışından fikirler ve geleneklerle zenginleştirdiklerini ben de yeni öğrendim! Emeklerine duydukları saygıyı da çöp bidonlarında ekmek göremeyince, daha iyi anladım.

Almanya sokaklarını gezerken, bizdeki tabiriyle, gecekondu, yani plansız, gelişigüzel binalar da göremedim! Dahası 100, 200 yıllık binalarda insanlar yaşamakta ve o binalar o kadar bakımlı, yeni yapılanlar ise şehrin dokusuna o kadar uyumlu ki, hangi bina eski, hangi bina yeni ayırt bile edemezsiniz!

Nehirler tertemiz ve hiç birinin kenarında ev yok, sadece gezinti alanı olarak tahsis edilmiş!

Medeniyetler beşiği Hatay geldi aklıma!

Kahramanmaraş, Adıyaman, Adana, Gaziantep, Şanlıurfa...

Utandım, hem de çok utandım ve kendimi otele zor attım!

Ülkemizde herkesin vekil olmak için kalp kırdığı bugünlerde, Alman Federal Meclisi'nin ezici bir çoğunlukla 708 milletvekili sayısını 630 'a düşürme kararı aldığını öğrendim!

Hülasa, milli kültürünü müesseseleştirip, hayatın her alanında tatbik eden Almanya, bugün ekonomiden, dünya siyasetine hepimizin malumu!

İşin acı tarafı da neredeyse beşinci nesle ulaşan Türk nüfusunun, Almanya'da sanat ve kültüre olan ilgisizliği!

Gerçi...

Ne yazayım ki?

Bu yıl kutlanan 27 Mart Dünya Tiyatrolar Günü ülkemizde nasıl kutlandı, kaç kişinin haberi oldu bakmamız yeterli sanırım!

Demem o ki, bir seçimin arifesindeyiz ve gördüğüm kadarıyla da partilerin hemen hemen hiç birinin gündeminde bu konu yok!

Ekonomide sıkıntının nasıl aşılacağı, depreme nasıl hazırlıklı olunacağı sayfalar dolusu yazılıp çizilmiş, ama her şeyin başı kültür, kültür, kültür...

Ekonominin de depreme dayanıklı binaların da çaresi, kültür, kültür, kültür!

Kültürün dili de tiyatro, tiyatro, tiyatro...

Sakın ha sakın, bu yazımdan dolayı, "Yenilmez adaylık bekliyor" sığlığına düşülmesin!

Siyasetin bu kadar pahalı olduğu bir ülkede, ne aday olacak oran var, ne de başta bizim sağ partiler olmak üzere, kültürle alakalı dertleri var!

Sadece Sayın Cumhurbaşkanımızı tenzih ediyorum, benim şahit olduğum en az üç, dört kez bu konudan ne kadar mustarip olduğunu kamuoyunun önünde dile getirdi.

Eğer acil bir şekilde tüm partilerin ilk gündemi kültür olmazsa, ne ekonomi düzelir ne de depreme hazırlıklı olunur.

Almanya seyahati sonrası merhum Mehmet Akif Ersoy'un sözü yine geldi aklıma, "İşleri var dinimiz gibi, dinleri var işimiz gibi "!

Yetmedi mi artık?

Bizim de işimiz, dinimiz gibi olsun artık!

Ahmet Yenilmez Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX