0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Türk bekasız olmaz! 

Yine bir Mart ayı ve yine bir yerel yönetimler seçimi! Tam 10 yıl önceki gibi! Dahası adayların bir kısmı da aynı! 

Hava yine soğuk mu soğuk, Keş Dağı’nın tepelerinde sis, kar... 

Anladığınız gibi, bugün yüreğime merhum Muhsin Başkan düştü! 

Üşüdüm birden, içim titredi! 

Seçim propagandası esnasında söylenecekler söylendi, kimi söylenenler karşılık buldu kimi söylenenler de, ‘’Aman o kadar da değil’’ diyerek geçiştirilmeye çalışıldı! 

Yanarım yanarım da, bu ülke insanının hala nasıl bir vatan toprağında, nasıl bir hikâyenin devamını yaşadığının, farkında olamamasına yanarım! 

Daha doğrusu,  insanımızın bu gerçeğin farkına varması adına çabalaması gereken siyasi partilerin bir kısmının da, tam aksine insanımızın farkına varmaması için çalışmasına yanarım! 

Bahsettiğim, “Beka meselesi”! 

Hem de Yeni Zelanda da elin adamı gözümüzün içerisine soka soka göstermesine rağmen hala anlayamamamıza ve kimi siyasi parti liderlerinin de bal gibi anlamalarına rağmen anlamazdan geliyorlar ya, ona yanarım! 

Bakınız, bugün 31 Mart! 

Bizler, bugün sandık başına giderken yanı başımızdaki Azeri kardeşlerimiz bugün ağıt yakıyor olacaklar! 

Çünkü, 101 yıl önce bugün Bakü, Karabağ gibi Azerbaycan’ın birçok yerinde 20 binden fazla kardeşimiz katledildi! 

Birçoğu camilerin içerisine toplanıp canlı canlı yakılarak katledildi! 

Katledenler, Bolşevik destekli Ermeni katillerdi! 

 Niyetleri ne miydi? 

Müslüman Türk’ü o topraklardan söküp atmak, hilali indirip haçı asmak! 

Peki, o dönemde biz ne yapabildik? 

Hiçbir şey! 

İçin için yandık, ama nafile! 

Devamında gelen tamı tamına bir asırlık esaret! 

Ya bugün? 

Bugün, haçlı zihniyetinin ölüm kusan silahlarından kaçan dört milyon Müslüman kardeşine bağrını açan bir Türkiye... 

Hala devam eden savaş, hala devam eden Misakı Milli sınırlarımızdaki tehlike... 

Sadece sınırlarımızda mı, bir elimiz Afrika’nın en ucunda, diğer el Balkanlarda, bir göz “Orhun Kitabeleri”nde, diğer göz okyanus ötelerinde! 

Bütün bunlar yaşanırken de, yarım asrı aşkın stratejik ortağı tarafından dolandırılmaya çalışılan bir Türkiye! 

Gayeleri hep aynı, ‘’Bizi geldiğimiz diyarlara geri yollamak’’ la kalmayıp, tamamen yok etmek! 

Evet, bu seçim sadece bir mahalli seçim değil! 

Biz, öyle kabul etsek de değil, en ufak bir zayıflık emaresinde o zayıf noktadan hücum edecekler! 

İşte, tam da burada, seçim meydanlarında merhum Muhsin Başkan’ın hançeresi yırtıla yırtıla söyledikleri geldi aklıma: 

“Ben Türk'üm, Türk esir olmaz! 

 Ben Türk'üm, Türk bayraksız olmaz! 

 Ben Türk'üm, Türk devletsiz olmaz! 

 Ben Türk'üm, Türk ezansız olmaz! 

 Ben Türk'üm, Türk hürriyetsiz olmaz!” 

Ben de diyorum ki, Türk bekasız olmaz! 

Hadi, şimdi gidelim oyumuzu kullanalım. 

Ahmet Yenilmez Diğer Yazıları

Pers Aklı

18 Nisan 2024

Benden demesi

16 Nisan 2024

Distopya

14 Nisan 2024

Gerçekten o kadar etkili miyiz dünyaya?

11 Nisan 2024

Seçim mi seferberlik mi?

09 Nisan 2024

Beceremedi

07 Nisan 2024

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX