0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Hırsızı kim yakalar?

Türk Dil Kurumu, “Hırsız” kelimesini, başkasının malını çalan kimse, oltadaki asıl iğnenin yanına takılan özel iğne, diye tarif ediyor!

Hırsız kelimesini çok kullanırız da ne olduğunu, nasıl bir şey olduğunu, nasıl can yaktığını, bize dair bir daha yerine asla koyamayacağımız neleri alıp götürdüğünü, kaybettiğimizin yokluğunu iliklerimize kadar hissedince anlarız!

Aslına bakarsanız, hırsızı bugüne dair, sadece tükettiklerimizden çalarsa fark ederiz!

Para, altın, ziynet, ekmek, araba, bilgisayar, cep telefonu çaldığında can havliyle basarız narayı!

Oysa hırsızın çalıp götürdüğü o kadar çok şey vardır ki bizden, işte onları hiç hissetmez, en acısı da çalınanların yokluğunu kader sayıp hayatımıza devam ederiz!

Çünkü, bu dünyaya dair, bu dünyayı sadece biyolojik ihtiyaçlarımızın tatminine dair, yaşar olduk!

Hırsız dilimizi çalar!

Hırsız imanımızı çalar!

Hırsız istikbalimizi çalar!

Hırsız vatanımızı çalar!

Hırsız hürriyetimizi çalar!

Uzat uzatabildiğin kadar...

Para, altın , ziynet ne varsa çalsınlar da peki, yerine yenisini koyamayacağımız şeyleri çalan hırsızlara ne demeli, asıl tehlikeli hırsızlar, işte bu hırsızlardır!

Daha doğrusu, hırsız bu hırsızlıklarını, bizim içimizden bizim evladımız, babamız, anamız, emmimiz, dayımız, komşumuzla yapar da ruhumuz duymaz!

Mesela, ‘”Dil nasıl çalınır’’ sorusuna şaşıran olursa, çağırın evladınızı ve İstiklal Marşı’mızı okutun, deyin onlara. Evladınız muhtemelen, birçok kelimenin telaffuzunu bile yapamayacaktır!

Hadi, eksiği fazlasıyla İstiklal Marşı’mızı okudu diyelim, “Hadi, şimdi anlamını söyle bana? Ne anlatılıyor İstiklal Marşı’mızda’’ diye sorun bir de bakalım!

????...

Evladınız size cevap verebildi mi? İstiklal Marşı’mızdan ne anlamış onu söyleyebildi mi?

Dili çaldırdık derken, bunu kastetmiştim, evlatlarımız haftada en az iki kere okudukları İstiklal Marşı’mızın anlamını bilmeden okuyorlarmış değil mi?

Daha acısını diyeyim mi?

Yeni neslimiz 90 kelimeyle konuşuyor, farkında mıyız?

Dahasını demeyeyim, ağır olur ben de kaldıramam, sizler de kaldıramazsınız!

Mesela, bir Alman genci Goethe’yi çok iyi okuyor ve anlıyor, oysa bizde..!

Hırsız, dilin yanında imanımızı da mı çaldı?

Öyle ya, imanı nesillere taşıyan dil değil mi?

İşte böyle..!

Yemeyip yedirdiğimiz, giymeyip giydirdiğimiz evlatlarımız da gitmiş değil mi?

Giden evlatlarımızla istikbalimiz de gitmiş, çünkü istikbali emanet edecek evlat kalmamış!

Vatan mı..?

Dil, nesil, istikbal gitmişse, sizce ortada vatan kalır mı?

Bakınız, dahası da şu ki, hırsız bunları çalarken, biz üstüne üstlük para akıttık!

Hala da devam ediyoruz!

Ülkemizdeki Netflix abone sayısından haberiniz var mı?

Biz televizyonda takılıp kaldık, oysa nesiller televizyon izlemiyorlar, Netflix izliyorlar

hem de bizim binlerce lira harcayarak alıp ellerine tutuşturduğumu telefonlardan izliyorlar!

Gerçi bu telefon kelimesinin yerine de başka bir kelime bulmalı, çünkü telefonla konuşulur,

oysa bu aletle en az yapılan şey konuşmak!

Aslında bir umudumuz var, biliyor musunuz?

Hırsız neden yakalanır bilir misiniz?

Asla doymadığı için..!

Tıpkı, bugün yaşadığımız gibi, 100 yıl önce de gelmişti hırsız, biz uykudaydık, neyimiz var neyimiz yok çalıp götürdüler!

100 yıl önce doymadıkları için, 100 yıl sonrasında gelip Mavi Vatan’da burnumuzun dibine dayandı Yunan, üstelik Truva atları da aynı..!

Allah’tan yarı uyanık haldeyiz de en azından İzmir’e çıkamadılar!

Buradan diyorum ki, bir daha gelecekler, ama 10, ama 20, ama 50, belki de 100 yıl sonra, ama gelecekler!

Merak etmeyin, sizi ara sıra darbeydi, suydu, buydu sık sık yoklarlar onlar!

Unutmayalım ki, doyumsuz hırsızı uyanık nesiller yakalar!

Ahmet Yenilmez Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX