0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Devlet provoke mi ediliyor?

Bu yazacaklarım, bir duyuma ya da birinin nakletmesine matuf şeyler asla değil, bizzat yaşayıp tecrübe ettiğim şeylerdir!

Sözüm, görevini görevinin gerektirdiği şekilde yapanlara değildir.

Lakin, bazı görevler vardır ki, o görevi ifa edenler mesleki normlarının dışında, özellikle medeniyetin, kültürün gerektirdiği normları taşımalıdırlar.

Bu mesleklerin başında da sağlık çalışanları, özellikle hekimler gelmektedir.

Yaşanılan ülkenin, ülke gerçeklerinin şartları gözardı edilerek yapılan meslek, hem yapana hem de hizmet alana zulüm olur!

Evet, şartlar ağır olabilir...

Evet, verilen hizmetin maddeten karşılığı da olmayabilir...

Kaldı ki, dünyanın pek çok ülkesinde de hak edilen emeğin karşılığının yüzde yüz alındığı vaki de değildir!

Kendi mesleğimden de misal vereyim ki, mevzu daha iyi anlaşılsın.

Kırk küsur yıldır, bu ülkede tiyatro alanında iştigal etmekteyim...

Üstelik de nüfusa oranla % 2' yi aşmayan tiyatro seyircisi olan bir ülkede...!

Daha yakın zamana kadar, bırakınız dört başı mamur bir tiyatro salonunda oyun oynamayı, çok amaçlı salon bulduğumuzda dahi, bayram ettiğimiz dönemler yaşadık!

Bir de buna, tiyatro nasıl seyredilir bilmeyen insan profilimizi eklerseniz, seyredene de sahnede sanatını icra edene de zulüm olan bir ortamın ortasında bulursunuz kendinizi!

Elinde cep telefonu bağıra bağıra konuşarak ya da cümbür cemaat oyunun herhangi bir yerinde salına salına salona gireni mi desem...?!

Oyun başlamadan ikaz yapılmasına rağmen oyun esnasında telefonu çalıp avazı çıkana kadar konuşanı mı desem...?!

Yine oyun devam ederken, alakasız bir yerinde alakasızca lakırdı yapanı mı desem...?!

Ne desem, bilemedim!

Ne yazık ki, bu durumların artık olağanlaştığı bir ortamdan bahsediyorum!

Bütün bu olumsuzluklara rağmen, eğer bu ülkede sanat özellikle tiyatro yapmaya çalışıyorsanız, içinde bulunduğunuz bu şartları görmezden gelmeli...

Taşımanız gereken mesleki normları en alt seviyede tutmanın da ötesinde, içinde bulunduğunuz şartların gerektirdiği normları da taşıyamamanız gerekebilir!

Oyunun bir yerinde telefonu çalan bir seyirciye rencide edici söz sarf edemez, görevliyi çağırıp, o seyirciye dışarı attıramazsınız !

Mesleki, kanuni haklarınız, bunu yapma hakkını size verse de bunu yapamazsınız, yapmamalısınız!

Çünkü, o insan, o tiyatro salonuna, tiyatro nedir, nasıl seyredilir bilmeden gelmiştir ve sizin o insana güzel bir tiyatro oyunu sahneleme göreviniz yanı sıra o insanı incitmeden, sabırla mesleğinizin ehemmiyetini hissettirme mecburiyetiniz vardır.

Bu mecburiyet, size kanunen yüklenen bir mecburiyet olmayıp, meslek ahlakınızın, vicdanınızın yüklediği bir mecburiyettir.

Bakınız, bu ülkede Pandemi süreci ve sonrasında sağlık alanında şiddetten bahsedilmekte ve hiç bir insanın kabul edemeyeceği haller yaşanmaktadır!

Dün gece yaşayıp, bizzat tecrübe ettiğim bir gerçeğin altını çizmek isterim, o da hekimlik mesleğinin kutsallığı, lakin kendilerini sadece doktor sıfatını yakıştırıp, "hekimlik" kavramının derinliğinden habersiz olanlarla derdim, tabi, bu vasfı hakkıyla taşıyanları tenzih ederim.

Evet, çok iyi bir doktor olabilirsiniz, ama eğer "hekimlik" normlarını taşımıyorsanız, siz yapay zekaya sahip bir robottan farksızsınız, demektir!

Sağlık çalışanlarıyla ilgili daha bugün yaşadığım bir durumu anlatayım sizlere: Sabahın 00:04' ünde çaresiz kalıp, ambulans çağırıyorsunuz, gelen ambulansta hastanızı ambulansa taşıyacak personel eksikliğini görüyorsunuz ve " Hanımefendi adı üstünde acil servisi aradım, demek aciliyet var ve hastanın bir sağlık kuruluşuna nakledilmesi gerekiyor ki, arandınız ve geldiniz. Bu durumda,eksik elemanla gelinir mi? " dediğinizde, hemen cep telefonuna sarılıp, "buraya takviye eleman yollayın, bir de polis ekibi" diyen bir görevliyle burun buruna geliyorsunuz!

Tekrar ediyorum, çalışma şartlarınız ağır olabilir...

Aldığınız ücret emeğinizi karşılamıyor da olabilir ve doğrudur...

Lakin, yaptığınız işin gerektirdiği bir vakur duruş vardır ve siz bu duruşu, duyguyu taşımıyorsanız sizin yapay zeka ile çalışan ve gerekli bilgilerin yüklendiği bir robottan farkınız kalmaz ve asıl hizmetçisi olduğunuz vatandaşın karşısında, devletinin soğuk yüzü olursunuz ve bu halden şifa çıkmaz!

Eğer, siz yaratıcının Şafi sıfatının vasıtası bir hekim değilseniz, zaten canı burnunda bir hasta ya da hasta yakınının bırakınız şifaya vesile olmayı, orada kavga olur, oluyor da...!

Tekrar ediyorum, çalışma şartları ağır olabilir, ki evet ağır, ama sen Allah'ın "Şafi" sıfatının merhametli bir elisin be kardeşim...!

Üslubun da, işte bu mesuliyet ve merhamet ile olmalı...!

Yanılıyor olmak isterim, ama sanki inceden inceye bir algı oluşturuldu ve oluşan bu algıyla özellikle de sağlık alanında bir provakasyon kokusu hissetmekteyim!

Sağlık alanındaki STK'ların hemen hemen hepsi ideolojik bir yapıya sahip olduklarından, öncelikleri sanki mesleki alan olmayıp, ideolojik hassasiyetlerle hareket edilmekte!

Nasıl olsa, bir kaç kendini bilmezin hadsizlikleriyle de "Sağlıkta şiddet" algısı tuttu, "buradan yürü" dili alenen görülmekte!

Hasta mağduriyetinden, mağduriyet üretme ahlaksızlığını alenen gördüm yaşadım!

Bu, Stalinist, "Mağdur et, mağdur ettiğinin üzerinden iyi bir mağduriyet edebiyatı yaparak, toplumu provake ederek varlığını sürdür" planı yürüdü, yürüyor...!

Devlet, yaşananlara bu açıdan baksa iyi olur.

20 yıl önce, dört başı mamur hastane yokken bile, bu hal yaşanmazken, hamdolsun bugün dünyanın en modern hastanelerine kavuşup, bunca imkana sahipken, bu yaşananlar normal değil!

Ahmet Yenilmez Diğer Yazıları

Benden demesi

16 Nisan 2024

Distopya

14 Nisan 2024

Gerçekten o kadar etkili miyiz dünyaya?

11 Nisan 2024

Seçim mi seferberlik mi?

09 Nisan 2024

Beceremedi

07 Nisan 2024

Yerel yönetimler

04 Nisan 2024

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX