Bizim mahallenin kompleksli çocukları!

Ne zaman birileri suyu bulandırmaya kalksa, ilk iş olarak bu milletin değerlerine hakaret etmekle işe başlarlar!

Ya İslamcı ya sözde Ermeni meselesi üzerinden ya da devletin mahremiyetiyle alakalı biri bulunur ve ortalığa servis edilir!

İşin en acısı da bu tayfa arsız yüzsüz edepsiz oldukları için avazları çıktıkları kadar bağırırlar!

Şimdilerde durum öyle bir hal aldı ki, güya bizim mahalle diye bilinen medya kanallarında bizim mahallenin ezik, kompleksli çocuklarını da yanlarına alarak bağırmaya başladılar!

Bu bizim mahallenin, “Muhacir seçiciliği ” hastalığına şimdilerde bir de bizim mahallenin ezik, kompleksli çocukları katıldı!

Aslına bakarsanız, bizim mahallenin kompleksli, ezik çocuklarının bu hale gelmelerinin sebebinin altında da bir önceki neslin, “Muhacir seviciliği” hastalığı yatmaktadır!

Bu bizim mahallenin ezik, kompleksli çocukları dişleriyle, tırnaklarıyla geldikleri yerde ilk iş olarak, sosyete kuaförlerinde saç sakal şekillerini değiştirmekle işe başlarlar!

Mahalleyle irtibatı kesip, sosyete mekanlarına takılıp, oralarda yedikleriyle, içtikleriyle, kimlerle oturduklarıyla hava atarlar!

Derken, bir bakarsın ya karılarından boşanırlar ya da geçim kaynağı üçüncü sınıf eskortluk olanları sevgili tutarlar!

Artık ortada ne omurga kalır ne de duruş, şekilleri de değişir, tanınmaz hale gelirler, sadece nüfus cüzdanlarındaki adları kalır geçmişten taşıdıkları!

İşin acısı da hayallerinizi emanet ettiğiniz, daha güzel yerlerde görmek istediğiniz mahallenizin çocukları, başkalarının maskarası olduklarını gördükçe kahrolursunuz!

Efendim, Merdan Yanardağ isimli bir kuyruk acılının hakaretleriyle, merhum Sultan II. Abdülhamid Han’a hakaretleri gündeme oturdu kelli felli kanalda da sözüm ona, “ifade özgürlüğü” papağanlığı ile tartışılır oldu!

Mevzunun neresini düzelteceksin Allah aşkına?

Sultan II. Abdülhamid Han’ın hala milletimizin hizmetinde olan 1552 eser bıraktığını, bu eserlerden 719 tanesinin okul, bu 719 okulun da 73 tanesinin kız okulu olduğunu mu desem...

Şişli Etfal Hastanesi’nden tutun da daha kaç hastane mi desem...

Kuduz aşısını bulan Pastör’e 10 bin altın yollayıp dünyanın ilk hayvan hastanesini bu ülkeye kazandırmasını mı desem!

Utanmadan merhum Gazi Mustafa Kemal Paşa’yı istismar ediyorlar ya, merhum Gazi ve Milli Mücadele Kahramanlarının onun açtığı okullardan mezun olduğunu mu desem...

Hatta, merhum Sultan’ın hapis tutulduğu Beylerbeyi Sarayı’na Gazi Paşa’nın samimi arkadaşı Salih Bozok’u ziyareti maksadıyla sık sık ziyaret ettiğini, hatta bu ziyaretlerde merhum Sultan’ın çocuğuna bir keçi hediye ettiğini mi desem!

Dahası merhum Sultan’ın, “O Çanakkale kahramanını tanımayı çok isterdim “ dediğini mi desem!

Neyi desem?

Bu hadsiz kuyruk acılılar bütün bunları bilmiyorlar mı sanıyorsunuz?

Bilmez olurlar mı?

Merhum Sultan’ın kim olduğunu herkesten çok biliyorlar ve düşmanlıklarının asıl sebebi de budur!

Neymiş, merhum Sultan, Meclisi Mebusan’ı kapatmış!

Ne yapacaktı?

Seçilen mebusların dörtte üç buçuğu gayri müslim!

Her yer ayağa kalkmış!

“Buyurun devlet sizin” mi diyecekti?

Evet, kapattı ve seçmenlerin Türkçe konuşması mecburiyetini getirdi, tıpkı, şu anda Almanya’nın Avrupa ülkelerinin yaptığı gibi!

Bugün Almanya‘da iyi derece Almanca bilemezseniz, vatandaşlık hakkınız dolayısıyla da oy hakkınız yoktur!