0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Allah’ım devletsiz koma!

Elazığ‘a gitmek için sabah dördünde yola koyuldum!

Ortaköy’den Elazığlı Oğuz kardeşimi alıp, İstanbul Hava Limanı’ndan Malatya’ya, oradan da Elazığ’a geçeceğiz!

İstanbul, sisli...

İstanbul, mahcup  çocuklar gibi başı önünde, suskun...

İstanbul, sırtlanlar sofrasında parçalanmaya  çalışılan  Kudüs’e ağlıyor!

Oğuz kardeşimi aldım, havaalanı yoluna revan olduk!

Gecenin karanlığı, nöbeti günün ilk ışıklarına devretmeye hazırlanırken, birden eşim, oğullarım, kızım geldi, gözlerimin önüne!

Birden bire, 1999’da buldum kendimi!

Küçücük, kırmızı arabamızda Gölcük’e gidiyoruz!

Deprem olmuş, okul arkadaşım  Nurettin Aylan ‘dan haber alamamışız, onu görmeye gidiyoruz!

Daha Gebze’yi geçer geçmez, aman Allah’ım gözlerimize inanamamıştık!

Birden, Oğuz kardeşimin sesiyle kendime geldim, “Ağabey arabayı otoparka bırakmayacak mıyız?”, bu arada otoparkı geçecek kadar dalmışım!

Uçağa bindim merhum Oruç Güvenç Hocamızın müziği ile biraz olsun rahatlamak için kulaklığı kulağıma taktım, fakat kulaklıkta müzik yerine, “sesimi duyan yokmuuu”..!

Tanımam mı bu sesi?

1999’da, Gölcük’te arabamızdan iner inmez yanı başında durduğumuz yıkıntıların arasından gelmişti  bu ses!

O gün bugün ne zaman bir, “Deprem” lafı duysam o sesi hatırlarım!

Kulaklıklarımı çıkarıp gözlerimi yumdum, biraz içim geçmişti ki, burnumda o koku!

1999’dan beri, tanıdığım depremle özdeşleşen, ama asla isimlendiremediğim, tanımlayamadığım o koku!

Malatya Erhaç Havaalanı’nda inip arabayla Elazığ yoluna koyulduk, yol üzerinde bir bacı kollarımdan tuttu, “Allah aşkına ne olur kocam yıkıntıların altında, nerde bu devlet, yardım edin bana” diye bağırmaya başladı !

Kucağında kirli, toz toprak içinde bir yavru..!

Elazığ’a vasıl olduğumuzda çatlak binaların arasından geçip Sürsürü Mahallesi’ne geldik, 12’den fazla kardeşimizi kaybettiğimiz Dilek Apartmanının önündeyiz!

Binanın yıkıntıları kaldırılmış, yıkılması gereken binalar da görevlilerce yıkılmaya çalışılıyor !

Yine kolumdan biri tutacak, “Nerede bu devlet” diye haykıracak korkusu içimde!

Baktım İçişleri Bakanımız Sayın Süleyman Soylu yardım malzemesi dağıtıyor!

Az ilerde Çevre Şehircilik Bakanı Sayın Murat Kurum Bey bizzat hasarlı binaların yıkımına nezaret ediyor!

Duydum ki, Sağlık Bakanı Sayın Fahrettin Koca, Şehit Fethi Sekin Hastanesinde bizzat yaralılarla ilgileniyormuş !

Gençlik Spor Bakanı Sayın Mehmet Muharrem Kasapoğlu, sporcu kardeşlerimizle biraz önce Elazığ sokaklarında görüşmüş!

Bir an durdum gözlerimi kapattım, “Allah’ım rüyada mıyım” diye..!

Gözlerimi açtım, çadırların arasındayım ve aralıktan bir çift göz bana bakıyor!

Elinde yemek kabı anası geldi!

“Bacım bir ihtiyacın var mı” dedim, “Allah devletimizden razı olsun, sobamız her bi şeyimiz var”!

Gözlerim doldu yavrumuzu kucağıma aldım dudaklarımdan, “Allah’ım devletsiz koma” döküldü!

Ahmet Yenilmez Diğer Yazıları

Pers Aklı

18 Nisan 2024

Benden demesi

16 Nisan 2024

Distopya

14 Nisan 2024

Gerçekten o kadar etkili miyiz dünyaya?

11 Nisan 2024

Seçim mi seferberlik mi?

09 Nisan 2024

Beceremedi

07 Nisan 2024

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX