0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Ahmet Hamdi Efendi'yi tanır mısınız?

Medeniyeti sadece insanlar inşa etmez dostlar. Medeniyetin hamuru yoğrulurken yoğurulduğu kabın etkisi büyüktür. Bu kap ise kültürü muhafaza eden şehirlerdir. Türk İslam Medeniyeti'nin hamuru farklı yüzyıllarda farklı şehirlerde yoğrulmuştur. Bir başka deyişle bina edilen kültürün temelinin atıldığı harcının karıldığı ve sütunlarının dikildiği şehirler. Her ne kadar bir evin yaşanan odaları yani başkentleri zaman zaman değişse de altındaki o temel şehir sağlam ise zelzeleler tufanlara direnir o evler. Ne zamanki bir devletin duvarları çatırdasa temele döner medeniyetin kurulduğu topraklarda aranırmıştedavi. 600 yıllık Osmanlı'nın kurduğu yeşerttiği bina ettiği medeniyetin temeli ise Bursa'da atıldı.

Ne medeniyetlere ev sahibi olmadı ki o şehir. Hititler'den Lidyalılara, Persler'den Makedonlar'a. Tarih boyunca çeşitli dinler için büyük adımlar atıldı bu şehirde. Anadolu Selçuklular tarafından Türk İslam Medeniyeti ile tanışırken Haçlı ordularına dur dedi başkent oldu. Selçuklu mirasını Kara Osman'a bırakırken halefine Bursa'yı hedef gösterdi.

Medeniyetinin Harcını Bursa'da kar, hamurunu Bursa'da yoğur ki yıllarca beşik olmuş şehir sana yol göstersin.

Aldığı bayrağı Bursa'ya diken Osman ve torunları 600 yıl süren bir serüvenin ateşini yaktı. Camiler, medreseler, imaretler ve vakıflarıyla kıtalara serpilecek tohumlar yetiştirildi.

İnsanın sınavı hak vaki olunca biter, şehirlerin sınavı ise ebediyete dek sürer. Öyle fitneler atıldı ki bu şehire, medeniyeti kardeşçe kuranlar birbirlerine birikimleriyle kültürleriyle destek olanları birbirine düşman ettiler. Yüzyıllarca bir arada ekip biçtikleri, ticaret yaptıkları, at koşturup kız alıp kız verdikleri kardeşleri kendilerine azınlık dedi ve İslam Medeniyetine kin ve nefret beslemeye başladı. Arkasına bu diyarların havasını suyunu insanını kültürünü bilmeyen barbar vahşi insafsız garblıları da alarak hücum ettiler. Kültürümüzün tohum deposuna.

Dinlerinde dillerinde kültürlerinde onlara daha önceleri yaşamadıkları refahı adaleti yaşatmış Kara Osman'a oğlu Orhan'a ve torunlarına düşman oldular. Yüzyıllar önceden ahirete göçmelerine rağmen kabirlerinde rahat bırakmamaya yemin etmişler.

Dedik ya dostlar kültürümüzü yeşertecek tohumların bankası Bursa ili tüm İslam beldelerine fidanlarını gönderirken kendisi savunmasız kalmış. 600 Yıllık binasının temellerine hücum edildiğini duyan vatan evlatları işi gücü bırakıp buralarda mücadeleye koşmuş. Bunlardan biri olan Ahmet Hamdi Anadolu'nun diğer ucu Artvin'den çıkagelmiş. Sırtını vermiş kabirlere yüzünü dönmüş düşmana ve göğsünü kalemini imanını siper etmiş bu şehre.

1865'te Artvin'de Mustafa Efendi'nin oğlu olarak dünyaya geldi. Çocukluğu Artvin'de geçirdikten sonra başına gelecekleri önceden fark eden Şehir vatanın kahramanlarını yanına çağırmışçasına onu ve ailesini Bursa'ya getirmiş. Önce suyundan içirmiş, azığından yedirmiş ki bünyesi buralara alışsın Bursa'nın fıtratını tanısın. Sonra manevi tanışma için tedrisatından geçirmiş. Hamken pişen ve artık bir kor haline gelen Ahmet Hamdi şehri diyar diyar gezerek müderrislikler yapmış. Müderrislik görevini layıkıyla gerçekleştirince kurulan Meclisi Mebusan'da Bursa'yı temsil etsin diye Mebus olarak İstanbul'a başkente gönderilmiş. Sonunda ulema ve halk sen oldun demişler Müftülük vazifesi vermişler.

Tüm bu süreçlerin arka planında temelde fazla hissedilmese de yanı başında Çanakkale'de küçük kıyametler kopmuş, Galiçya'da Trablus'ta Yemen'de Hicaz'da Kafkasya'da zulümler peyda olmuş. Evin temelini sağlam tutmayı görev edinen Ahmet Hamdi Efendi, yaşanan zulümlere susmamış. O susmadıkça garbın barbarları ve esir aldıklarının hedefi olmuş. İşbirliği yapmayı reddedince müftülükte fazla tutmamışlar.

Gözü makamda olmayan Ahmet Hamdi Efendi, "beni görevden almalarından çok memnunum" diyerek hemen ertesi gün Kazıklar Köyü'nden başlayarak doğu köylerini uyarmaya ve örgütlemeye başlamış. Vatanın ilhak edilmesine göz yummayız diyerek çevresindekilerle birlikte Bursa Reddi İlhak Cemiyeti'ni kurmuşlar.

Vatan haini de ilan edilmiş dinsiz de. Ama yılmamış. Bursa'dan yüzyıllarca gönderilen tohumların fidan olduğunu hatta ağaç olduğunu kolları ve kökleriyle Anadolu'yu tekrar şahlandırmaya giriştiklerini gördüğünde yerinde duramamış. Kendisi gibi vatanını savunurken dinsiz ilan edilenleri halkın gözünde olması gereken yere koymak için fetva hazırlamışlar. İbadet Hürriyet ister şiarı ile yola çıkarak, tüm vatanın bir bütün halinde Garbın barbarlarına karşı bir olmasını telkin etmişler. Bağımsızlık savaşı yürüten harekete dahil olup irşadı elden bırakmamışlar.

Onların açtığı yolda ilerleyen Anadolu Halkı el birliği ile vatanın yıkılmasını engelleyip temelin üzerine güçlendirilmiş bir bina inşa etmişler.

Vatanın kurtulmasının ardından dinlenmeyi kendisine uygun görmeyip filizken fidana ve ardından kuvvetli bir ağaca dönüştüğü Bursa ilinde dinine milletine vatanına hizmet ederken Hakkın rahmetine kavuşmuş.

Allah, Medeniyetin temelini savunan ve vatan toprağını bir arada tutmayı başaran Ahmet Hamdi Efendi gibi vatan evlatlarını bu milletin bağrından eksik etmesin inşallah.

Ahmet Yenilmez Diğer Yazıları

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX