0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

100 yıl önceden Balıkesir Zağanos Paşa Camii’nden bir ses!

İbret almak istersek eğer 2020,2021,2022,2023 bu hususta çok bereketli yıllardır!

Hemi de öyle bereketli ki, bugün içte ve dışta nelerle uğraşıyorsak, ne derdimiz varsa  birebir reçetesini koyar önümüze!

Reçeteyi yazanlar ve onların hikayeleri ise her biri çok ama çok ayrı bir hazine!

Her biri, sanki bugünleri görmüş, başımıza ne gelecek, ne dertlerle cebelleşeceğiz bilmişler!

İşte, bugün böyle bir gün!

Bundan tamı tamına 100 yıl öncesinde bugün, 23 Ocak 1920..!

Yer, Balıkesir Zağanos Paşa Camii..!

İzmir, Adana, Mersin hemen hemen Anadolu’nun dört bir yanı işgal edilmiş!

“Hasta adam” diye tarif ettikleri Osmanlı adeta sırtlanlar sofrasında paramparça ediliyor!

Anadolu insanı yorgun, Anadolu insanı aç, açık...

Bırak küffara karşı duracak silah atılacak mermi, ayakta çarık, bebeğe verilecek lokma yok!

En nihayet cennet mekan Fatih Sultan Mehmet Han’ın emaneti İstanbul da işgal edilmiş, Ayasofya susmuş, Süleymaniye ağlıyor...

Bir deli yürek ar eder, daha dokuz on yaşlarında oğlu Emin’i için  “Benim yaşamadığım vatanda Emin’im de yaşamasın” der, tutar elinden düşer Anadolu yollarına!

Çanakkale Şehitleri şiirinden bilir Akif, Balıkesir ‘i!

Dile kolay üç binden fazla, “Kınalı Kuzu” sunu şehit vermiş Balıkesir, Çanakkale cenginde !

İşte, bundan tam 100 yıl önce, Zağanos Paşa Camii’nden haykırmış, Akif bugün!

Ne mi demiş?

“Evet, biz Müslümanlar cihan çalışırken, didinirken, uğraşırken, namütenahi terakkiler, namütenahi inkılaplar geçirirken, uzaktan seyirci sıfatıyla baktık. Bilhassa şu son senelerde, başımıza birçok felâketler yağdı. El’an çilemizi doldurmadık. Sebebi? Hep seyirci kalmamız, din işlerinde olduğu gibi, dünya işlerine karşı da bigâne durmamızdır.”!

Burada duralım ve kendimizi şöyle bir sigaya çekelim!

Belki nedamet getirir de bugün, neden bu haldeyiz anlarız!

Buyurun devam edelim:

“İşte biz şimdi derdimizin başını bulduk. Başkaları zarureti görünce birleşmişler, biz ise o zarureti görmediğimiz için bu birliği vücuda getirememişiz yahut gördüğümüz halde birliği temin etmek cihetine yanaşmamışız. Bugünkü hayatın, maişetin, bugünkü ihtiyaçların aldığı tarz itibarı ile bir insan tek başına bir iş göremiyor. Bütün işler, şirketler, cemiyetler, milletler tarafından meydana getiriliyor. Ne fabrikalar, ne demir yolları, ne vapurlar, ne limanlar, ne hastahaneler, ne camiler, ne mektepler, ne ticaretler, ne de din ve vatanı müdafaa edecek toplar, tüfekler, cephaneler … elhasıl hiç bir şey ferdin sayı ile, yani tek başına çalışmakla kabil olamıyor. Bugün hayat öyle bir şekil almış ki, tek başına çalışan bir adamın alnından damlayan terler, tıpkı gözyaşı gibi dökülüp gidiyor, hiç bir fayda temin etmiyor. Ne zaman bir yere gelmiş binlerce alın birden terlerse, işte o vakit bu sayın (emeğin, çalışmanın) yeryüzünde bir eseri, bir izi görülebilir.

Acaba biz Müslümanlar niçin bu hale düştük? Bunun illetini ben şöyle görüyorum: Doğduğumuz günden itibaren babalarımız, analarımız, hocalarımız, siyasilerimiz, ediblerimiz, şairlerimiz, muharrirlerimiz bize istikbal için ümid verecek bir şey söylemediler.”!

Bitmedi!

“Ey cemaat-i Müslimin! Memleketlerinizi kurtarmak için devam eden mücahedatınazda bir noktaya son derece dikkat etmelisiniz! Bu hareketlerin, bu himmetlerin sırf müdafaa-i din ve vatan gayesine müteveccih olduğu yar ve âğyar nazarında tamamıyla anlaşılmalıdır. Fırkacılık, menfaatçılık, komitacılık gibi hislerden külliyen müberra (temizlenmiş) olduğuna yakındakilere uzaktakilere tamamıyla kanaat gelmelidir. Bu kanaati zerre kadar sarsacak bir harekete, bir söze kimse tarafından meydan verilmemelidir. Hususî emeller, hususî içtihatlar, yine hususî olarak sahiplerinin kafasında, kalbinde kalmalıdır. Çünkü gaye birdir. Efrad tarafından o müşterek gayeye karşı gösterilecek ufacık bir inhiraf son derece muhtaç olduğumuz vahdeti temelinden sarsmaya kâfidir. Onun için bundan son derecede sakınmalıdır.”!

İmdi!

Başımızı iki elimizin arasına alalım bugünü, sözüm ona bugün parti menfaati için kimler, kimlerle kol kola girdi düşünelim..!

Ahmet Yenilmez Diğer Yazıları

Pers Aklı

18 Nisan 2024

Benden demesi

16 Nisan 2024

Distopya

14 Nisan 2024

Gerçekten o kadar etkili miyiz dünyaya?

11 Nisan 2024

Seçim mi seferberlik mi?

09 Nisan 2024

Beceremedi

07 Nisan 2024

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX