Ahmet Yenilmez


Yayın Tarihi:

11 Mayıs 2021 Salı 07:00:00

Yine Kudüs!

Yine, mübarek günlerde, Mescidi Aksa Camii'nde Müslümanların üzerine kurşun yağıyor!

Yine, Müslümanlar iftar sofralarına buruk oturuyorlar!

Yine, Müslümanlar mahsun!

Yaşananlara bakınca, yaşanan olaylar o kadar tanıdık ki...! Evet...'

Kudüs'te yaşananlar aynı, ülkemizde müslümanların tepkisi aynı! İsrail Konsoloslukları önünde, Cuma namazı sonrası gösteriler...! Peki, ne olacak?

Hep böyle mi, devam edecek?

Peki, böyle gelmiş böyle gidiyorsa, bizlerde hiç mi bir eksiklik yok?

25 Ağustos 2016 tarihinde Kudüs'e gitmiştim ve Allah'a hamdolsun ki, Mescidi Aksa'da namaz kılmak nasip olmuştu.

Gördüklerimi, yaşadıklarımı da bu köşemde, 26 Ağustos 2016 tarihli köşe yazımda sizlerle paylaşmıştım.

Aradan neredeyse beş yıl geçti ve yaşananlar aynı, ama kamuoyu aynı değil!

İşte, asıl tehlike de budur!

Daha eskiye gitmeye gerek yok, söylemeye dilim varmıyor ama, kamuoyumuzda Kudüs'te yaşananlara olan ilgi, 2016 yılındaki kadar bile değil!

Aslında, Falih Rıfkı Atay'ın ''Zeytindağı'' adlı eserini okumadan, bugün Kudüs'te yaşananları anlamak mümkün değildir!

Yıllardır avazım çıktığı kadar bağırıyorum, "Falih Rıfkı Atay'ın Zeytindağı eserini ne olur evlatlarımıza okutalım" diye!

Anlatamadım, anlatamadım, anlatamadım!

İşin acı yönü de bugün Kudüs'te yaşananlara tepki koyanlar bile,

Kudüs'ün hikayesini bilmiyorlar!

Buyurun, beş yıl önce neler yazmışım bakalım!

...

Karşımızda kocaman bir duvar; ''Ağlama Duvarı'' çıkıverdi, birden ağzımdan. Başkonsolosumuz Sayın Cenk Ünal, ''Ahmet Beyciğim bırakın birileri adına Ağlama Duvarı desin, bizim için başkadır, onun anlam ve önemi, Efendimizin, bineğini yani Burak'ı bağladığı yerdir orası!''!

Oysa, kara elbiseli adamlar ağlamıyor, gülüyorlar!

...

Taş döşeli dik bir yol, Çin mallarının satıldığı dükkanların arasından yürüyerek geçtik bir müddet sonra durduk Cenk Bey; ''Sağ yanımızdaki Kıyamet Kilisesi, sol yanımızdaki cami, Hazreti Ömer Camii. Kıyamet Kilisesi, rivayete göre, Hazreti İsa'nın çarmıha gerildiği, kefenlendiği ve mezarının olduğu kilise! Hazreti Ömer Kudüs'ün anahtarını alıp, buraya getirildiğinde namaz vakti gelmiştir ve namazını kılması için bu kiliseye davet edilir, ancak büyük devlet adamı kilise kapısının az ötesinde namazını kılar. Hz. Ömer, Patriğe şunları söyler, 'Eğer ben içerde kılsaydım, öteki Müslümanlar da orada kılarlar, orayı mescit hâline getirirlerdi.' Hz. Ömer, şu ahidnâmeyi verir; 'Bu ahidnâme, Ömer İbnü'l-Hattab'dan değerli Patrik Safronbos'a verilmiş ahd-u misaktır. O, bulundukları yerlerdeki keşişler, rahipler, rahibeler, raiyyeti olan Kudüs-i Şerif'teki Tûr ez- Zeytun'da bulunanların patriğidir. Üzerlerinde eman bulunur ve zımmîlik hükümlerine de uyarlarsa, biz bütün müminler ve bizden sonrakiler, daha evvel olduğu gibi, onları zarar görmekten korusunlar. Şu kadar ki, onlar da itaat ve saygı üzere bulunmalıdırlar...

Müminlerden her kim, bizim bu emanımız okunur da ona aykırı hareket ederse, şu andan kıyamete kadar Allah'ın ahdini bozmuş, Resulü'nü de hoş karşılamamış olur.' Sol yanımızdaki cami de Hazreti Ömer'in namaz kıldığı yere yapılıyor'' diyerek sözlerini tamamladı.

...

Bu sadece Kudüs'ün hikayesinden ufacık bir parça...

Bugün, 11 Ağustos 2021, Ramazan ayındayız ve Mescidi Aksa Camii'nde Müslüman namaz kılamıyor!

Asıl soru şu, Müslümanların kaçı bu hikayeyi biliyor?