Sayın Tunç Soyer'e

Bendeniz Ordu’dan Pehlivanoğlu sülalesinden Tevfik’ten olma, Ahçıoğlu sülalesinden Fikriye’den doğma, elli küsur yıllık ömrünün en önemli yıllarını hemen hemen yirmi yılını İzmir’de geçirmiş, İzmir’de evlenmiş, babalık duygusunu iki kez İzmir’de tatmış, en anlamlı kavgalarını İzmir sokaklarında vermiş Ahmet Yenilmez.

Peşinen arz edeyim ki, hemen hemen solun her fraksiyonundan komşusu, arkadaşlığı, ahbaplığı olmuş birisiyim.

Bundan sonraki yazacaklarımın daha iyi anlaşılması için şunun da bilinmesini isterim ki, bir vesileyle karşılaşmamda Sayın Yüksel Çakmur, merhum Ahmet Piriştina, Sayın Aziz Kocaoğlu Beyefendilere karşı saygıda kusur etmemiş, herhangi bir saygısızlık da görmemiş biriyim.

İmdi!

Hangi partiden olursa olsun, ister Ak Parti ister CHP isterse de MHP’ye oy vermiş olsun, hemen hemen İzmirlilerin yüzde yüzünün aklında Al Bayraktan başka bayrak, Türk lirasından başka da bir para birimi olmadığına kul indinde de Allah indinde de şahitlik ederim!

Peki, ne oldu da bir anda sadece İzmir değil Türkiye’nin gündemine bir, ‘’İzmir Bayrağı’’ bir, ‘’İzkoin’’ tartışması girdi?

Lafı hiç dolandırmadan diyorum ki, terör örgütü PKK, tahsilat için kapıyı çaldı!

Anlaşılmadıysa biraz daha açıkça diyeyim diyeceklerimi...

12 Eylül Cuntası ’nın cellatlarından (12 Eylül Cuntasının Ankara Sıkıyönetim Başsavcısı) Nurettin Soyer’in oğlu Sayın Tunç Soyer daha Seferihisar Belediye Başkanlığı görevi günlerinde, Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin askeri, polisi, onurlu vatandaşları hendekler kazılıp katlediliyorken, PKK’ya selam yollamasıyla, borç senedine imza atmıştır!

Sayın Soyer, bu borcu hendek olaylarında PKK terör örgütünün bildirisine imza atmış Prof. Nilgün Toker, Prof. Ayşen Uysal, Prof. Melek Göregenli’yi İzmir Büyükşehir Belediyesi iştiraki Grand Plaza’nın yönetim kuruluna atayarak da ödeyemeyecek!

Bu sebepten, PKK terör örgütü, tıpkı Osman Baydemir’e yaptığı gibi emrivakiler yapmaya başlamıştır ve korkarım ki bu emrivakiler devam da edecektir!

Bakınız, bir dönem İzmir’in Dikili ilçesini Marksist, Leninist , Stalinist silahlı terör örgütlerinin eğitim kampına çeviren, ihaleye fesat karıştırıp ve yurtdışına kaçan CHP’ li Osman Özgüven isimli bir belediye başkanı vardı, o bile bir bayraktan, yeni bir para biriminden bahsetmedi!

Bu ülkede Al Bayrağımızın yanına, sadece PKK terör örgütü sarı, yeşil, kırmızı renkli paçavrasını koymaya çalıştı!

Hatırlayınız lütfen, yirmi otuz yıl önceleri Soyer gibiler, ‘’Ne olacak canım, bayrak yine yerinde, abartmayın’’ diyorlardı! İşin ucu 100 bin vatan evladının canına mal oldu!

Kaldı ki, İzmir’in bayrak hassasiyeti o kadar ileridir ki, sebebi ne olursa olsun Al Bayrağın sağına soluna herhangi bir flamayı bile koydurtmaz!

15 Nisan 1919’da Al Bayrağımıza basarak İzmir’e çıkan Yunan askerini, 9 Eylül 1922’de İzmir’den denize dökmek için gelen Gazi Mustafa Kemal Atatürk, ayaklarının altına serilmiş Yunan Bayrağı’nı, ‘’Bayrak bir milletin onurudur’’ diyerek kaldırmıştır!

Tunç Soyer bilsin ki, İzmirli Al Bayrağının değil yanına, İzmir’in hiçbir yerine bir başka bayrak asmaz, astırmaz!

Ne hazindir ki, bundan tam 97 yıl öncesinin bugünü de (23 Haziran 1923) merhum Atatürk’ün İzmir Milletvekili seçildiği gün!

Gelelim para mevzusuna...

Meraklılarına şunu diyebilirim, 1081 yılında İzmir’i fetheden Çaka Bey’in hayatını okuyun…