Bu üniversiteye gençler giremez

Muğla'nın yanı sıra Ankara, İzmir, İstanbul ile Bursa'dan en genci 60 yaşında olan öğrenciler, her gün bilgisayarın karşısına geçmeden önce heyecanla hazırlık yapıyor. Okula gidermiş gibi ayna karşısında özenle hazırlanan öğrenciler, dersleri de dikkatlice takip ediyor.

Üniversitenin en yaşlı öğrencisi 83 yaşındaki Yonca Döğerli, üniversiteye kızının ısrarı üzerine başladığını söyledi. Derslere katılmaya başladığında heyecanlandığını anlatan Döğerli, şunları kaydetti: "Derslere girmeden önce en güzel elbisemi giyiyorum. Saçımı tarayıp, hafif makyaj yapıyorum. Bütün arkadaşlarımla derste görüşüyoruz. Katıldığım dersler beni çok etkiliyor. Son dersimizde genç bir hocanın yürüyemiyor olması beni hayata bağladı. Bundan çok etkilendim. Üniversite sayesinde çevrem genişledi. Birçok dost edindim. Eşimin ölümünden sonra arkadaşlarımın büyük desteği oldu. Beni yalnız bırakmadılar. Tüm dersleri özenle takip ediyorum." - "Kendime çeki düzen verip aynada kendime bakıyorum" Öğrencilerden emekli öğretmen Ayşen Bayındır Gürbüz (77) de okula başladığına sevinemeden salgının başladığını dile getirdi. Beceri derslerinde güzel şeyler öğrendiklerini, bazı arkadaşlarının yeni yönlerini keşfettiğini aktaran Gürbüz, şöyle konuştu: "Ders saatine kadar heyecanlanıyorum. Kendime çeki düzen verip aynada kendime bakıyorum. Arkadaşlarımızla görüşeceğimiz için kendime özen gösteriyorum. Türkiye'nin her tarafından alanında uzman hocalar derslere girdi. Haftada üç gün bizi zorla ayağa kaldırdılar. Spor dersleriyle hareket etmemizi sağladılar. Bulaşık yıkarken, yemek yaparken spor dersleri aklıma geliyor. Kendi kendime bir şeyler mırıldanıp hareket ediyorum. Kahve yaparken koşarmış gibi hareket ediyorum." Gürbüz, uzaktan eğitimle salgın sürecinde hiç yalnız kalmadığını, sıkılmadığını ve bu dönemi çok keyifli geçirdiğini bildirdi. - "Parfümlerimizi bile sıkarak derse giriyoruz" Öğrenci temsilcisi 73 yaşındaki emekli öğretmen Canan İzmirli ise yüz yüze eğitim yaparmış gibi derslere hazırlandığını kaydetti. Derse asla ev kıyafetiyle, eşofmanla katılmadıklarını belirten İzmirli, şunları ifade etti: "Derslerde hep birbirimize takılıyoruz. 'Senin parfümün çok güzel kokuyor. Bugün ne sıktın?' diye. Parfümlerimizi bile sıkarak derse giriyoruz. Genelde 10 bin adım atan bir kişiyim ve eve kapandık. Çok zorluk yaşadık ama alıştık. Yalnız yaşıyorum ama bu eğitimler sayesinde hiç zorluk çekmedim. Yöneticilerimiz de sürekli arayıp, sordu. Program üzerinden başka kuruluşların canlı programlarına da katıldım. Sanal ortamda müze ve şehir gezilerine katıldım. En son çok gitmek istediğim Çin'i sanal ortamda dolaştım. Çok güzeldi."