15 dakikada anlaşılıyor! Kalp damarlarına x-ışını hızında görüntüleme
Yayın Tarihi: 13 Eylül 2024 Cuma 15:48:00
Güncelleme Tarihi: 13 Eylül 2024 Cuma 15:48:00
Kalp hastalıkları artık sadece ileri yaşta değil, genç hatta çocuk yaşta da kapıyı çalıyor. Bu yüzden kalp hastalıklarını ortaya çıkaran teknoloji ürünleri erken teşhis için önemli bir imkân. Prof. Dr. Ercan Karaarslan, 15 dakikada kalp sorunlarının anlaşılabileceğine dikkat çekti.
Son yıllarda sağlıksız beslenme, aşırı tuz tüketimi, hareketsiz yaşam tarzı, sigara, alkol kullanımı ve yoğun stres gibi faktörlerin de etkisiyle kalp ve damar sağlığımız adeta alarm veriyor. Peki, kalp hastalığı nasıl anlaşılır?
Radyoloji Uzmanı Prof. Dr. Ercan Karaarslan, kalp sorunlarının teşhisi hakkında şunları söylüyor:
"Günümüzde artık kalp damar hastalıklarının teşhisi çok daha erken evrelerde mümkün hale gelmiştir. Örneğin; kalbinizin geleceğinde oluşabilecek sorunlar hazırlıklar dahil sadece 15 dakikada saptanabiliyor, böylece hayati riske yol açabilecek herhangi bir kalp damar sorunu saptanırsa erkenden müdahale edilebiliyor."
KALP DAMARLARI VE İNCE DEVAMLILIKLARI DAHA NET GÖRÜNTÜLENEBİLİR
Kalp damar hastalıklarının erken teşhisinde çok yeni, ilk tanıtımı 2022 yılında Amerika'da düzenlenen dünyanın en büyük radyoloji kongresinde yapılan şimdi de ülkemizde kullanılmaya başlanan Kuantum Teknolojili Foton Sayıcı BT ile yapılan kalp damar anjiografisi (Sanal Kalp Anjiyografisi) hakkında bilgi veren Prof. Dr. Karaarslan şunları söyledi:
"Yaklaşık 20 yılı aşkın bir süredir, çok kesitli dedektörlü tomografi cihazlarıyla belirli bir performasta sanal anjiyografi yapılıyor. Klasik bilgisayarlı tomografilerde en iyileri bile 512 matriksli 0.5 mm ya da 0.6 mm kalınlıkta kesitler ile inceleme yapabiliyordu. Yeni, foton dedektör teknolojili BT ile yapılan incelemelerde ise görüntüleme kalınlığı 0.2 mm'ye düşebiliyor. Ayrıca çözünürlüğü 1024 matrikse çıktığı için görüntü kalitesi çok daha net ve detaylı oluyor. Böylece kalp damarlarının lümen içi ve duvarlarının görüntüsü daha önce göremediğimiz kadar ayrıntılı bir şekilde elde edilebiliyor. Bu da damarların analizinin çok daha iyi yapılmasını, olası sorunların daha net bir şekilde saptanabilmesini sağlıyor. Üstelik tüm bunları, klasik sanal anjiyolara göre daha düşük doz radyasyon vererek görüntüleyebiliyor."
DAKİKALAR İÇİNDE DAMAR TIKANIKLIĞI TESPİT EDİLİYOR!
Geleneksel yöntemlerden farklı olarak yüksek çözünürlüklü ve düşük radyasyonlu çok daha detaylı görüntüler elde edilerek, bu sayede kesin ve hızlı tanı imkanı sağlandığını belirten Prof. Dr. Karaarslan sözlerine şöyle devam etti:
"Bu yöntem kalbi besleyen damarlardaki hastalıkları ayrıntılı bir şekilde görüntüleyerek geleneksel BT taramalarına göre detaylı ve kesin bilgiler sağlıyor. Koroner arterlerdeki tıkanıklıkları maksimum 10-15 dakikalık inceleme süresinde tespit edebiliyor. Bu sayede, koroner arterlerdeki plak oluşumları, damar tıkanıklıkları ve stentlerin durumu gibi kritik kalp rahatsızlıkları çok büyük oranda tespit edilerek, taramalar gerektiren kronik hastalarda bile radyasyon dozu ciddi oranda azaltılarak büyük bir fayda sağlanıyor."
Prof. Dr. Ercan Karaarslan, "Özellikle böbrek fonksiyonları riskli hastalarda klasik anjiyografilere göre daha az kontrast madde kullanılarak yapılan incelemelerde bile damar yapılarını ve arterlerdeki hastalık bulgularını daha net bir şekilde ortaya koyuyor. Bununla birlikte, cihazın hızlı çekim özelliği ile tarama süresi dakikalar içinde tamamlanıyor; bu da hastaların rahatlığı ve sürecin etkinliği açısından büyük önem taşıyor" diyor.
BU HASTALARDA UYGUN YÖNTEM OLARAK ÖNE ÇIKIYOR
Kuantum Teknolojili Foton Sayıcı BT ile yapılan kalp anjiyo yönteminin özellikle 40 yaş üzerinde, kalp hastalığı riski taşıyan bireyler, daha önce kalp krizi geçirmiş hastalar ve yüksek kolesterol, hipertansiyon gibi risk faktörlerine sahip kişiler için öne çıktığını belirten Prof. Dr. Karaarslan, bu sayede hastaların kalp krizi riskinin minimize edilerek hayat kurtarıcı bir rol oynadığını vurguluyor.
Bu ileri yöntem sayesinde, birçok hastaya geleneksel anjiyo gibi prosedürlere gerek kalmadan tanı konulabildiğine ve tedavi gereken ciddi hastalıklı olguların kardiyoloji kliniğine yönlendirilebildiğine dikkat çeken Prof. Dr. Karaarslan "Bu yöntem kalp damar hastalıklarının erken teşhisini mümkün kılarak hastaların yaşam kalitesini artırıyor, tedavi süreçlerini hızlandırıyor ve ölüm riskini ciddi oranda azaltıyor." diyor.