Kale çizgisindeki canbaz: Hakan Canbazoğlu...
Yayın Tarihi: 26 Mayıs 2018 Cumartesi 11:17:00
Güncelleme Tarihi: 26 Mayıs 2018 Cumartesi 11:26:00
Spor Toto 1. Lig Play-Off fi nal maçında kurtardığı 4 penaltıyla BŞB Erzurumspor’u uzun bir aradan sonra Süper Lig’e taşıyan kaleci Hakan Canbazoğlu, bir anda Türkiye’nin gündemine oturdu. 30 yaşındaki başarılı eldiven o tarihi geceyi arkadaşımız Selahattin Ekrekli’ye anlattı. İşte gecenin kahramanından o tarihi gecede yaşananlar...
Selahattin Ekrekli - Özel Röportaj
Sizin için sezon nasıl geçti? Bekliyor muydunuz şampiyonluğu, hedef neydi?
Aslında benim şahsi hedefim nereye, hangi takıma gidersem gideyim her zaman şampiyonluk olmuştur. Erzurumspor’a geldiğimde de hedefim bu yöndeydi. Takımın yaşayacağı şampiyonlukta katkı sağlamak hedeflerimin arasındaydı. Sezona iyi başlayamadık, bazı olumsuzluklar yaşadık. İç sahada bir kaç maç oynayamadık. Sürekli deplasmanlara gidip geldik. Akabinde asıl Erzurumspor’un başarısındaki dönüm noktası hocamız Mehmet Altıparmak’ın takımın başına geçmesiyle olmuştur. Gerçekten müthiş bir karakter…
● Bir nevi özgüven aşıladı yani…
Kesinlikle. Özgüvenimizi yerine getirdi. Öyle ki, Mehmet Hoca ile çıktığımız maçlarda aldığımız berberliklere üzülür olduk. Her maç galip gelmek için oynuyorduk.
● Ne gibi değişiklikler yaptı Mehmet Hoca?
Hem sistem değişikliği hem de ikili diyaloglarıyla bizlere müthiş bir özgürlük verdi. Özgüven aşıladı. Kendisi çok cesur biri... Her türlü hatayı kendine, her türlü başarıyı da takıma mal etti. Çok mütevazı ve çok başarılı bir kişilik... Takımımız onunla ve ekibi ile çalıştığı için çok mutlu. Bence Türkiye’deki her futbolcu Mehmet Hoca ya da onun tarzındaki hocalarla çalışması gerekiyor. Benim içinde müthiş bir şanstı, keyifti.
● O müthiş final gecesine gelelim şimdi. Geceye damga vurduğun final gecesine… Maç öncesi düşünceniz neydi? Penaltılara kalmayı hedeflediniz mi?
Ben aslında uzatmalara gitmeyecek tek maç bu maç diye düşünüyordum. Ama yanıldım.
● Neden?
Çünkü biz her maçta çok gol atan aynı zamanda da gol yiyen bir ekibiz. Rakip takım da bizim gibi çok gol atan bir ekipti. Karşılıklı goller olur diye düşünüyordum. Artık 90 dakikada kesinlikle bitmez diye düşünüyordum. 0-0 hiç bitmez diyordum. Sonuçta iki takım da çok gol atan bir ekipler. Maçın final maçı olduğunu belki hesaba katmadım. İki takım da temkinli, kontrollü oynayacaktı. Lig maçlarında olduğu gibi çok fazla atak yapıp ya da geri çekilmeyi hesaba katmadım. Ama işte uzatmalara gidebilir diye de kendimizi hazırladık.
MAÇ ÖNCESİ TAKTİK FİLAN YOKTU
Maça hepimiz çok iyi hazırlanmıştık. Maç toplantısı da çok farklı oldu Hoca kadroyu yazdı, kalede üç kalecinin ismi vardı. Sağ bekte 2 tane stoperlerde keza “bugün bu şekilde oynuyoruz’’ dedi. Herkes oynuyor bütün kadro sahadaydı. Taktiklere hiç girmedi. Maçta neler yapacağımızı hiç konuşmadı. “Bunların hepsini geçin, bu maçın taktiği filan yok, çıkıp oynayacaksınız” dedi. Hepimiz şok olduk. Hemen onun ardından da içinde ailelerimizin olduğu 10 dakikalık bir video hazırlamışlar. Video başladığında ışıklar kapalıydı ve izlerken çok duygulandım. İnanın 10 dakika boyunca ağladım. Isınma esnasında tam o duygusallıktan çıkmak üzereyken Mehmet hoca geldi bana sarıldı ve “Bugün bu maçı sen kazanacaksın, sen şampiyonsun, takımı da sen şampiyon yapacaksın” dedi. Bu sözlerden sonra ben inanılmaz bir yükün altına daha girdim. Tam kendimi toparlamışken onun bana söylediği her şey, sanki annemin babamın söylediği bir şey gibi tesir etti. Hocanın samimiyetine de çok güvendiğim için onun bu lafları bana gaz vermek için değildi. İnandığı içindi. O inancı da bana hissettirdi. Ben bu maçı zihnimde oynarken hep kazanmaya yönelik oynadım. Tersi bir şey zaten olamazdı. Penaltılarda geriye düşsek bile hiç bir şekilde moralimi bozmadım. Sadece penaltıları kurtarmaya odaklandım. Çünkü ne olursa olsun hep kazanmaya odaklanmıştım. 5 penaltıyı da atamasaydık ben yine bu maçı kazanacağımıza inanıyordum. Zihnimdeki tek şey kurtardığım penaltı sonrası takım arkadaşlarıma koşmaktı. Hayalimde o kadar çok oynadım ki, ilk penaltıyı biz atıyoruz, sonra son penaltıyı ben kurtarıp şampiyon oluyoruz diye o kadar kendimi kaptırmışım.
● Aslında çok basit olmuş gibi anlatıyorsun ancak kurtarılan 4 penaltı var ortada ve bu kolay bir şey değil. Özel bir çalışma yapıyor muydun?
Özel bir çalışmadan daha ziyade o gün farklı bir atmosfer oluştu. Maçtan sonra bana “ El kol hareketleri yapıyordun bu bir taktik miydi?” diye sordular. İnanın bana ben bu olayı 2-3 gün sonra fark ettim. Sabaha karşı maçın özetini ararken penaltılara denk geldim. Ben hala neyin ne olduğunun farkında değildim. Anlayacağınız penaltıları kurtarmak için yaptığım hareketlerin farkına daha yeni varıyorum. Tekrar tekrar izleyince “aaa müthiş bir şey olmuş” dedim. Her halde farklı bir konsantre halindeydim. Allah’ın bir lütfuydu.
● Artık Süper Lig’desiniz. Hedefler daha da büyüdü. Erzurumspor olarak hedefiniz nedir?
Vallahi biliyorsunuz, takımlar Süper Lig’e çıkınca futbolcusundan hocasına kadar birçok şey değişiyor. Biz Erzurumspor’da oluruz olmayız o farklı bir konu ama ben Erzurum ve Erzurumspor hakkında şunları söylemek istiyorum. Gerçekten Süper Lig’de olması gereken bir kulüp. İnanın bana gitmeyenler bir gün Erzurum’a deplasmana ya da gezmeye gitsin çok rahat yaşanılacak güzel bir şehir.
● Mukavelen devam ediyor mu? Mukavelem opsiyonlu...
Bir görüşme yapılacak. Onun sonunda bakalım nasıl hareket edeceğiz.
● Kalmak istiyor musun yoksa teklifler var mı? Penaltılardan sonra daha da dikkat çektin.
Hayırlısı ne ise o olsun. Ama tabi ki öncelik Erzurumspor’da… Onların hakkıdır. Onlarla konuşulur. Eğer olumsuz bir şey olursa diğer teklifler değerlendirilir. Ama Erzurumspor’la bir görüşme yapmadan her hangi bir takımla görüşmek, benim karakterime uygun olmaz.
● 30 yaşındasın Galatasaray alt yapısında yetiştin. Buradan sonraki hedeflerin ne?
HEDEFİM İYİ VE ÖRNEK BİR BİREY OLMAK
Hakan Canbazoğlu’nun hedefi sadece saha içi ve saha dışında örnek bir insan olmak. Tüm dünyada sevilen bir işi yapıyoruz. Bu işten dolayı biraz daha medyatik olabiliyorsun. Televizyon sayesinde ön planda olup insanlar tarafından tanınıyorsun.


















