Şöhret bu kadar kötüye harcanmaz ki!

Netflix abonesi olmadığım için, diziyi geç izleyebildim.

Cem Yılmaz, mizahi sahne şovlarıyla ününe ün katmış bir isim.

Maddi olarak belli bir refaha ulaşınca, keyfince filmler, diziler çekmeye başladı.

Adı marka haline geldiğinden, belirli oranda, gişe garantisi de var.

Son dizisi ise adeta cerahat sıkarcasına bol küfür ve cinsel argo içerdiği için topluma kötü örnek oluşturma cihetinden eleştirildi.

İzleyenlerin malumu olduğu üzere, dizi, etrafa saçılmış sigara izmaritleri gibi baştan sona bel altı esprilerle dolu.

Bir bölüm, iki bölüm, üç bölüm... Baktım değişen bir şey yok; izlemeyi bıraktım.

Lise sıralarında öğretmenden duymuştum; namazda gözü olmayanın ezanda kulağı olmazmış.

Bel altına dair bütün çirkin esprileri kanırta kanırta alenileştirmeyi kendine yakıştıran bu dizide imzası bulunanlara toplumsal sorumluluktan, edepten, ardan, hassasiyetlerin aşınmasından, cinsel dürtüleri ağza sakız etmenin insana yakışmadığından, sanatçı hassasiyetinden bahsetmeye kalkmak nafile çaba olur.

Çünkü, bu koca koca insanlar ne yapıyorlarsa bal gibi farkında olarak yapıyorlar.

Kavgada bile ağza alınmayacak kelimelerle adeta bir bel altı külliyatı oluşturan bu diziyi pazarlamak için kullanılan 'Yeşilçam'a nostaljik göndermeleri var' gibisinden romantik yaklaşımlar da anlamsız.

Bu dizinin belaltı espri anlayışı, cinsel içerikli göndermeleri, kelime oyunları vs. ergen sivilcesi kadar değersiz.

Niye yapıyorlar bunu?

Para için desek; vergi rekortmeni oluyorlar.

'Yakışıyor mu bu yaptığın Cem Yılmaz' desek; o kendisine yakıştırdığına göre...

Ayinesi iştir kişinin lâfa bakılmaz.

Dizide oynayan, bizzat kendileri de birer anne baba olan sanatçılar, internetten sıradan bir arama ile küçücük çocukların dahi bu diziyi kolaylıkla ve sansürsür izleyebildiklerinin farkındalar mı?

Farkındalar!

Şöhret ve para bu kadar da kötüye harcanmaz ki!

Elbette vicdanlarda bunun bir bedeli olacaktır.

ESKİDEN VE ŞİMDİ

Eskiden magazin muhabirleri, ellerinde zoomlu fotoğraf makineleri, yazlık beldelerde, plajlarda pusuya yatıp bikinisiyle güneşlenen, denize giren şöhret avına çıkarlardı.

Şimdi buna gerek kalmadı, çünkü o şöhretler 'bakın bakın' diyerek, en mahrem pozlarını bizzat kendileri Instagram'da teşhir ediyorlar.

O işi yapan gazetecilere ise son paylaşımı yürek hoplattı türünden başlık atmak kalıyor.

BEDİR ACAR