0530 708 54 54
0530 708 54 54
02 Aralık 2022 Cuma 10:30:00 - Güncelleme:02 Aralık 2022 Cuma 10:30:00

Semazenin yakasından düşün!

Kaynak: BEDİR ACAR

ABONE OL

Mevlevilikte yer alan semanın bağlamından koparılıp 'modern dans' eserlerine 'malzeme' yapılmasından oldum olası haz etmedim.

Allah'a ulaşma yolunun derecelerini sembolize eden, içinde dini temalar barındıran, ayrıntılı kural ve niteliklere sahip tasavvufî bir tören olan semanın (ve semazenin) orasından burasından kırpılıp dansa, pop konserlerine, ticari faaliyetlere 'malzeme' yapılması yozlaşma değilse nedir?

Hatırlıyorum, Sezen Aksu, bir konserinde semazen kullanmıştı.

Yine geçmiş zaman, bir dalgıç tennure giyip, başına sikkeyi geçirdikten sonra belinde 20 kiloluk ağırlıkla sualtında 'poz' vermişti.

Mühim bir nedeni de yoktu.

Mevlana pidecisi, Mevlana şekercisi, Mevlana kasabı, Mevlana kunduracısı vs...

Bunlara alışığız da, (yine geçmişten örnek vereyim) bir led ışık firmasının (etekleri rengarenk ışıklarla donatılmış) semazen görseliyle gazetelere reklam vermesine de şahit olduk: 'Bizimle görüşmeden led almayın.'

Düğünlerde, ramazan ayı geldiğinde kafelerde, pop konserinde semazen gösterisi yapmak, meselenin özünü boşaltmak anlamına gelmiyor mu?

Beyhan Murphy koreografisi ve Mercan Dede işbirliğiyle hazırlanan Güldestan balesinde ilk şoku yaşamıştım.

Zaman zaman hala sahnelenmekte olan eserde; yarı çıplak adamlar, gül rengi, dökümlü saten kırmızı etekler giymiş, semayı andıran figürler, danslar...

Boyuna geçirilmiş 'at nalı' büyüklüğünde tespihlerle güya zikir sahneleri...

Sema gibi göze 'estetik' gelen bir şeyi tüketmek, güya 'modern yorum'la özünden koparmak, oryantalist bakış açısıyla dejenere etmek zorunda mıyız?

Önceki hafta 'Bir Gecede Binbir Gece, Bin Şems, Bir Celaleddin' gösterisini izlerken benzer duygulara kapıldım; neyse ki bu sefer Güldestan kadar itici değildi.

İranlı yazar Shahzadeh İgual...

Uzunca bir süredir Türkiye'de yaşıyor.

Roman yazarı, Zerdüştlük ve İran edebiyatı üzerine seminerler veriyor.

Yanılmıyorsam Türkiye-İran ve çeşitli İslam ülkeleri arasında gezi rehberliği de yapan Shahzadeh İgual, Hz. Mevlana ve Hz. Şems üzerine bir gösteri hazırlamış.

Cemal Reşit Rey Konser Salonu'na gelenlerin simasından anlıyorum; meğer ne çok İranlı sanatsever yaşıyormuş İstanbul'da. Yağmura rağmen koca salon neredeyse dolu.

Sahnede müzisyenler ortak coğrafyalardan güzel eserler seslendiriyor.

Shahzadeh İgual da anlatıcı olarak sahnedeki yerini alıyor.

Uzun, simsiyah kıyafetler gitmiş, elinde asa...

Hz. Mevlana ile Şems'in hikayesini, Mevlevilik düşüncesini müzik ve şiirle bezeli bir anlatı haline getirmiş.

Hem Türkçe hem de Farsça bir sunum. Biraz zaman kaybı oluyor ama olsun.

Derken gösterinin sonuna doğru yine bir dansçı, semazen kıyafetiyle sahneye çıkıyor, önce siyah, sonra altından çıkan beyaz tennure içinde modern dansın o kendine has hareketleriyle kendini paralıyor...

Ve tahmin edin ne oluyor; en çok alkışı bu bölüm alıyor.

Görünen o ki bu hal devam edecek.

Oysa, görselin coşkusuna kapılıp asıl olanı unutturduğumuzda ne çok şeyi kaybediyoruz.

Şu 'modern el' semanın ve semazenin yakasından bir düşse ya!

Etiketler : semazen mevlevilik mevlana bedir acar
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX