Halk oylamasıyla seçildi! Yılın kelimesi belli oldu
Yayın Tarihi: 29 Aralık 2025 Pazartesi 10:59:00
Güncelleme Tarihi: 29 Aralık 2025 Pazartesi 10:59:00
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Türk Dil Kurumu (TDK) tarafından, halk oylamasıyla belirlenen "2025 yılının Kelimesi/Kavramı"nın "dijital vicdan" olduğunu bildirdi.
AA
Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, şunları kaydetti:
"TDK tarafından halkın katılımıyla belirlenen 2025 yılının kelimesi/kavramı 'dijital vicdan' oldu. Yaklaşık 300 bin oyun kullanıldığı bu süreçte seçilen kavram, dijital çağda vicdanın, sorumluluk ve eylemden uzaklaşıp yalnızca bir 'tıklama'ya indirgenmesini düşündürücü bir biçimde tartışmaya açıyor. 'Dijital vicdan', bireysel ve toplumsal duyarlılıklarımıza ayna tutan güçlü bir kavram olarak öne çıkıyor. Bu anlamlı çalışmaya katkı sunan TDK, Ankara Üniversitesi, İletişim Araştırmaları ve Uygulama Merkezi (İLAUM) ile değerlendirme kurulunda yer alan kıymetli akademisyen ve uzmanlara teşekkür ediyorum."
"DİJİTAL VİCDAN, SORUN ALANININ GENİŞLEMESİNE VE DERİNLEŞMESİNE NEDEN OLMAKTA"
Öte yandan Bakanlıktan yapılan açıklamada, Ankara Üniversitesi İletişim Araştırmaları ve Uygulama Merkezi (İLAUM) işbirliğiyle, halktan gelen öneriler ve alanında uzman isimlerden oluşan 23 kişilik değerlendirme kurulu tarafından belirlenen 5 kelime/kavram, TDK'nin internet sitesinde halk oylamasına sunulduğu hatırlatıldı.
Oylamaya değer bulunan kelimelerin, "dijital vicdan", "vicdani körlük", "çorak", "eylemsiz merhamet" ve "tek tipleşme" olarak belirlendiğinin anımsatıldığı açıklamada, "dijital vicdan" kavramı ile ilgili TDK tarafından açıklanan gerekçeye de yer verildi.
Vicdanın, TDK'ye göre kişiyi kendi davranışları hakkında bir yargıda bulunmaya iten, kişinin kendi ahlak değerleri üzerine düşünmesini sağlayan duygu olarak tanımlandığının ancak dijital çağda bu kavramın farklı bir boyut kazandığının vurgulandığı açıklamada, şunlar kaydedildi:
"İnsanlar çoğu zaman gerçek hayatta sorumluluk almadıkları ya da almak istemedikleri konularda, sosyal medyada bir paylaşım ya da beğeniyle 'vicdanlarını rahatlatma' eğilimine girmektedir. Bu durum, bireysel duyarlılığı pasifize ederek vicdanı 'tıklanabilir bir işlem'e indirgemektedir. Beğeni, paylaşım ve yorum yapan bireyler, bir 'tıklama' aracılığıyla insani görevlerini yerine getirdiğini hissetmektedir. Merhamet ve insaf duygusunu ise sembolik görünürlükle sınırlamaktadır. Bu nedenle 'dijital vicdan' kavramı, çağımızda vicdanın dijital ortamda aldığı bu yeni, çoğu zaman yanıltıcı işlevi anlatan gerekli bir kavram olarak dilimizde yerini almalıdır.
Mesela Gazze ve Doğu Türkistan gibi kamuoyunun önünde gerçekleşen insanlık dramlarında, ilgili konunun sosyal medya içeriğini beğenmek ve hatta bu durumlar için 'içerik üretmek', o olayın gerçekliğini bozarak bireyde sanal bir vicdani rahatlama yaratmakta, sosyal ve bireysel sorumluluktan uzak tutmaktadır. Dijital vicdan, insanları somut gerçekler karşısında somut çözümler üretmekten alıkoyarak sorun alanının genişlemesine ve derinleşmesine neden olmaktadır."

















