Hayırdır Ekrem Bey

AK Parti’nin, usulsüz ve hileli oy tespiti üzerine yaptığı itirazların ardından yapılan sayımda, Yıldırım’la İmamoğlu arasında farkın hızla kapanması, CHP’de büyük telaşa neden oldu. İmamoğlu, mazbatanın bir an önce verilmemesi halinde, Türkiye'nin zarar göreceğini söyleyerek sokağı işaret etti. 

ABONE OL

31 Mart Yerel Yönetim Seçimleri’nde, AK Parti-MHP’nin Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırım’la CHP-İP-SP-HDP’nin FETÖ ve PKK destekli adayı Ekrem İmamoğlu’nun İstanbul’daki seçim yarışının sonucu netleşmedi. Yüksek Seçim Kurulu’nun (YSK) kesin olmayan sonuçlarına göre, İmamoğlu yüzde 48.79, Yıldırım ise yüzde 48. 51 oy aldı. İstanbul’da sonucu değiştirecek hata ve usulsüzlükleri tespit ettiklerini açıklayan AK Parti, 39 ilçede seçim kuruluna itiraz etti. AK Parti’nin Yıldırım’ın oylarının sıfırlandığına dair belgeleri ortaya koymasının ardından, kesin sonucu yeniden yapılacak sayım belirleyecek. 

YASAL SÜREÇTEN RAHATSIZ 

AK Parti’nin itirazlarının ardından İmamoğlu’yla Yıldırım arasındaki oy farkı hızla kapanmaya başladı. Büyük panik yaşanan CHP, skandal bir adım atarak sayımların durdurulması için mahkemeye başvurdu. Sayımların durdurulması kararını YSK bozdu. Seçimin sonucunu değiştirecek binlerce usulsüz ve hileli oy tespit eden AK Parti’nin ilçe seçim kurullarına yaptığı itirazlar, İmamoğlu’nun dengesini altüst etti. Bu süreç, CHP’de ve İmamoğlu’nda adeta deprem etkisi yarattı. CHP’li İmamoğlu, 2. Bölge Koordinasyon Merkezi'nde basın toplantısı düzenledi. Basın mensuplarının karşısında büyük telaş yaşadığı ve gerginliği her halinden belli olan İmamoğlu’nun yüz ifadesi, her şeyi gözler önüne serdi. Demokrasinin gereği olan her partinin yasal itiraz hakkına yönelik sürecin işletilmesinin rahatsızlığını dile getiren İmamoğlu, mazbatasının hemen kendisine verilmesini talep etti. 

SİYASET TARİHİNE KARA LEKE 

Yasal süreç ve prosedürün tamamlanmasını beklemeden apar topar kendini İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı ilan eden ‘zillet ittifakı’ adayı İmamoğlu, Türkiye siyasi tarihinde görülmemiş hareketlere imza attı. ‘Kabadayılığa’ soyunan İmamoğlu, “İtiraz istemem” havasına büründü. Oyların sayılmasına şiddetle karşı çıkan ve bununla da yetinmeyen İmamoğlu, üstü kapalı tehditlere başladı. “İtiraz etmeyin, oyları yeniden saymayın” görüşünü açıkça dile getiren İmamoğlu, tehditler savurdu. Mazbatasının bir an önce verilmesi gerektiği ifade eden ‘zillet ittifakı’ adayı, sokağı işaret ederek tehdit diline sarıldı. İmamoğlu’nun bu tavrı “Bu neyin paniği” yorumlarına neden oldu. 

CHP’li Meclis üyesinin İBB binasına İmamoğlu’nun korsan pankartını asması büyük tepki topladı. 

ANITKABİR’İN ARDINDAN İKİNCİ PROVOKASYON

CHP'nin İstanbul adayı İmamoğlu, seçim sonuçlarına ilişkin resmi açıklama yapılmadan, adeta yangından mal kaçırır gibi kendini ‘başkan’ ilan etti. AK Parti tarafından birçok usulsüzlüğün tespit ve 39 ilçedeki tüm sandıklara itiraz edildiği bir süreçte ‘belediye başkanı’ seçildiği algısı oluşturmak isteyen İmamoğlu, soluğu Anıtkabir’de aldı. Atatürk'ü kirli siyasetine alet eden İmamoğlu'nun, Anıtkabir Özel Defteri’ni İBB Başkanı olarak imzalaması büyük tepki çekti. Anıtkabir provokasyonunun ardından dün ise İBB’deki CHP’li meclis üyeleri harekete geçti. İmamoğlu için hazırlanan korsan pankartı CHP’li meclis üyesi Nadir Ataman, İBB binasına asıp bir de fotoğraf çektirdi. CHP’lilerin bu tavrı büyük tepki topladı. 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, İmamoğlu'nun mazbatasının verilmesi gerektiğini tehdidinde bulundu. 

KILIÇDAROĞLU'NDAN TEHDİT

İmamoğlu’nun tehditlerinin ardından devreye CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu girdi.  İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimlerine ilişkin Twitter hesabından açıklamada bulunan Kılıçdaroğlu, “İstanbul halkı tercihini yaptı. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı seçilen Ekrem İmamoğlu’nun mazbatasının bir an önce verilmesi gerektiğini hatırlatıyor ve bu sürecin sona erdirilmesinin, İstanbul’un ve ülkemizin yararına olacağının bilinmesini istiyorum” ifadesini kullandı. İmamoğlu’nun skandal sözlerinin üstüne çıkan CHP lideri Kılıçdaroğlu, akıl almaz ifadelerle tehdit dilini daha da sertleştirdi.