Gazeteci Yazar Gaffar Yakınca: Hayatımın çok önemli bir dönemi ‘Solcu devrimci' olarak geçti. Sonra bir anda ‘Muhafazakar devrimci' haline geldik

''Hayatımın çok önemli bir dönemi 'Solcu devrimci' olarak geçti. Sonra bir anda 'Muhafazakar devrimci' haline geldik.''

Hayatımın çok önemli bir dönemi "Solcu devrimci" olarak geçti. Sonra bir anda "Muhafazakar devrimci" haline geldik. Paris'e çok gittim ve çok kaldım. Gezip tozabildiğim sokakların sayısı azdır. Eyfel Kulesi'ni hiç görmemişimdir. Yabancı olarak gittiğiniz bir şehirde yemek yediğiniz lokantayı beğenince başka bir yer aramazsınız. Alışkanlıklarımı zor değiştiriyorum. Kendimi güvende hissetmiyorum. Bu bende ister istemez mevcudu muhafaza etme güdüsü uyandırıyor. Muhafazakarlığın kendi tanımına gelelim. Değerleri koruma, geçmişe sadakat, ahde vefa, hatıraları koruyup saklayabilmek... Biraz duygusal biriyim. Bunlara sahip çıkmak, bir kök sahibi olmak hoşuma gidiyor. Böyle olunca devrimcilikten vazgeçemem. Muhafazakar devrimciyim.

"Sağ-sol" kavramları işlevselliğini yitirdi."

Bir yanda çok muhafaza edilmesi gereken birşey var. Çok kıymetli. Korunması gerekiyor ve buna engel olan şey önceki düzen. İnsanlar ölüyor. Dünyada barış yok. İnsanlık kandırılıyor. "Hepsi yıkılsın!" dediğimizde beyinlerimizi kavanoza koyalım. Bu muhafazakar olmayan bir devrimcilik. İnsanlığın işine yaramaz. Sağ-sol kavramları kalmadı. Onun için devrimci muhafazakar gibi kavramları daha çok tercih ediyorum. Bazı kavramların modası da geçiyor artık işlevselliğini yitiriyor. "Sağ-sol" kavramları işlevselliğini yitirdi. Bugün dünyaya baktığınızda insanlıktan, emekten yana ve dolayısıyla geleneksel olarak solda olmasını beklediğimiz hareketlerin insanlık düşmanı ne kadar iş varsa altında imzası olduğunu görüyoruz. İnsan soyuna düşmanca yapılan ne kadar iş varsa Avrupa ve Amerika'nın solcuları o işin en öndeki bayrak sallayıcıları. Bir örnek vereyim; şu anda Ukrayna'da savaş devam ediyor, kim haklı kim haksızı boşverin savaş var ve insanlar ölüyor. İlk gündemimizin bu olması gerekiyor. Zaten Türkiye'de bunu yapıyor ve ilkeli, onurlu bir duruşu var. Mesela Almanya'nın duruşu şöyle: Biz ne pahasına olursa olsun Ukrayna'nın arkasındayız. Yenemezse ne olacak? Alman kamuoyuna destekliyor musunuz diye soruyorlar. Almanya'da tüm solcular destekliyorken AfD diye bir sağcı partisi var desteklemiyor. Şimdi hangisi sağcı hangisi solcu?

''Türkiye'de başımızın belası bir terör örgütü var. Barıştan, insanlıktan, kardeşlikten ve sevgiden bahsedenler pozisyon olarak terör örgütünün yanında yer alıyorlar. Bu kabul edilebilir bir şey değil.''

Türkiye'de durum çok farklı değil. Başımızın belası bir terör örgütü var. Terör tüm insanlığın belası. Barıştan, insanlıktan, kardeşlikten ve sevgiden bahsedenler pozisyon olarak terör örgütünün yanında yer alıyorlar. Bu kabul edilebilir bir şey değil. Nasıl izah edeceksiniz bunu? Sol - sağ kavramlarının artık işlevselliği yok. Çevre konusu, insan severlik, doğa severlik gibi kavramların önümüze gelmesi gerekiyor. Dünya 5'ten büyüktür gibi devrimci laflar tam olarak oraya geliyor.

"Bizim meslekten bir hanımefendi var, Putin'e "AK Parti il başkanı" diyor ve Putin'i aşağılıyor. Rusya gibi bir devletin Başkanı, Erdoğan'a teşekkür edip takdir ettiği için ona düşman oluyor, hastalıklı bir kafa."

Servis masası neyi nereye servis edecek? Bir seçime girecekler. Recep Tayyip Erdoğan çok güçlü bir lider. Sadece Türkiye'de değil, dünyada çok güçlü olan bir lider. Bunu herkes kabul ediyor. Yabancı basın da yazıyor. Bizim meslekten bir hanımefendi var, Putin'e "AK Parti il başkanı" diyor ve Putin'i aşağılıyor. Rusya gibi bir devletin Başkanı, Erdoğan'a teşekkür edip takdir ettiği için ona düşman oluyor, hastalıklı bir kafa. Almanya'da, Rusya'da İngiltere'de hatta Amerika bile Erdoğan'ın kuvvetli bir lider olduğunu kabul ediyor. Muhalefetin, Erdoğan'ın karşısına birini çıkarması lazım. Bugüne kadar ürettiğiniz siyaset sizin elinizi kolunuzu bağlıyor. İşleri çok zor. Seçim sonuçlarına halk karar verir. Türkiye'nin nerede selamet bulacağını kim ne derse desin her zaman yazıyorum.