0530 708 54 54
0530 708 54 54
11 Ekim 2022 Salı 20:12:00 - Güncelleme:12 Ekim 2022 Çarşamba 01:06:00

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın: Ukrayna tarafı Rusya ile müzakereye mesafeli

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, 24 TV canlı yayınında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu. Kalın; "Ukrayna tarafı Rusya ile müzakereye mesafeli. Ukrayna ile müzakerelere hazırız. Fakat Ukrayna tarafından evet müzakerelere geliriz masaya otururuz yönünde bir teklif bize gelmiş değil." dedi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın açıklamalarından öne çıkanlar şöyle:

24 TV'ye açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, perşembe günü Başkan Erdoğan ile Rusya Devlet Başkanı Putin'in Astana'da bir görüşme yapacağını belirtti.

Bu görüşmeye Kazakistan'ın ev sahipliği yapacağını vurgulayan İbrahim Kalın Putin, Özbekistan, Kırgızistan Azerbaycan, İran ve Katar'ında bu görüşmelere katılmasının beklendiğini açıkladı. Kalın sözlerine, "Orada o toplantı marjında Sayın Cumhurbaşkanımızın diğer liderlerin yanı sıra Sayın Putin ile de ikili görüşmesi olacak." şeklinde devam etti.

UKRAYNA RUSYA'NIN SAKIN DOKUNMA DEDİĞİ KÖPRÜYÜ VURDU. TÜRKİYE'NİN BURADAKİ ROLÜ NE OLACAK?

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Türkiye'nin öncelikle diplomasi kapısını açık tutmak istediğini belirtirken savaşın şiddetinin artabileceğini belirtti.

İbrahim Kalın konuşmasında, "Artık diplomasinin zemininin kalmadığını düşünenler genelde yanılırlar. Aslında tam tersine diplomasi böyle dönemlerde daha da anlamlı hale gelir." ifadelerini kullandı.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın sözlerini, "Ben ilk bu savaş başladığında 24 Şubat gecesi saat 4-5 gibi gelen telefonla haberi almıştık. O andan itibaren zihnimde hep savaşın uzayacağını kurguladım ve maalesef öyle de oldu. Bir soğuk savaş tarafı sıcak çatışma tarafı olacak. Bunu öngördüğümüz için diplomasinin kapısını hiçbir zaman kapatmayalım diye iki tarafa da hep söyledik" şeklinde sürdürdü.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın 24 TV'de yaptığı açıklamalarda, "Savaşın şiddetinin arttığı dönemler oldu. Karşılıklı saldırıların olduğu dönemler oldu. Bütün bunlara rağmen biz önce Antalya Forumu'nda daha sonra İstanbul Forumu'nda biliyorsunuz tarafları bir araya getirdik. Tahıl sevkiyatı anlaşmasını yaptık esir mübadelesini yaptık nükleer santralin etrafında güvenlik sağlanması uluslararası atom enerjisi kurumunun yetkililerinin oraya gitmesini o ilk görüşmede İstanbul'da olduğu için bunları sağladık." ifadelerini kullandı.

UKRAYNA TARAFI RUSYA İLE MÜZAKEREYE MESAFELİ

Bütün bunlar dikkate alarak şu anda yaşanan ilhak ve sonrasında yaşanan şiddete rağmen biz hala diplomasi kapısının açık tutulması gerektiğini düşünüyor ve iki tarafa da telkinlerde bulunuyoruz. Şimdi ben geçen hafta İstanbul'da Ukrayna Başkanlık Ofisi Başkanı'nı ağırladım benim oradaki mevkidaşım bu konuları konuştuk. Doğal olarak Ukrayna tarafı şu anda Rusya ile müzakere edilecek bir zeminin kalmadığını düşünüyor çünkü savaş devam ediyor ilhak devam ediyor operasyonlar sürdüğü sürece de neyi konuşacağız diyorlar. Kendilerince de haklılar çünkü topraklarını geri almak istiyorlar. Fakat bizim önerimiz şu, bütün bu zorluklara rağmen bir diplomasi zemininin oluşması ve Ukrayna tarafının da taleplerini bir kağıt haline getirip karşı tarafa sunması ve bunun üzerine müzakerelerin başlaması gerekir diye düşünüyoruz. Bu Ukrayna'nın uluslararası hukuktan kaynaklanan temel hak ve hukukunun garanti altına almak için atılması gereken bir adım. Yoksa bu işgalin tanınması ilhakın tanınması anlamına gelmiyor. Bizim zaten buna karşı çıktığımızı en başından beri söyledik. Cumhurbaşkanımız en başından tarafımızı ortaya koydu 'Biz ne Ukrayna'dan ne de Rusya'dan vazgeçeriz' dedi. Bu öngörü aslında bu savaşın çerçevesini ve istikametini doğru okuyan bir öngörüydü. Mesele sadece Ukrayna meselesi değil. Şu anda çatışma Rusya ile Ukrayna arasında yaşanmıyor. Şu anda Batı ile Rusya arasında başka bir hesaplaşma var. Fotoğrafı biraz daha stratejik, jeopolitik açıdan okuduğunuzda geniş fotoğrafta yaşanan sadece Ukrayna'da yaşananlar değil. Biraz da buradan bakmak gerekiyor

Bunu sayın Putin ilk olarak geçen hafta biz İznik'te Etnospor etkinliğine gittiğimizde Putin Cumhurbaşkanımızla telefonda görüşmesinde bunu kendilerine söyledi. Yani biz dedi Ukrayna ile müzakerelere hazırız. Bu konuda sizin arabuluculuğunuzda onlarla bir araya geliriz dedi. Şimdi biz bunu Ukrayna tarafına ilettik ama ilhaktan dolayı Ukrayna tarafı şu anda buna sıcak bakmıyor. Yani şu anda Ukrayna tarafından evet müzakerelere geliriz masaya otururuz yönünde bir teklif bize gelmiş değil. Biz tabii ki tarafları bir araya getirmek isteriz. Daha önce Ukrayna tarafı görüşmek istiyor Rusya buna yanaşmıyordu, şimdi Rusya tarafı müzakere istiyor Ukrayna buna yaklaşmıyor.

SAYIN CUMHURBAŞKANI ÜLKE İSMİ BELİRTMEDEN SÖYLEMİŞ OLSA DA BU SAVAŞIN DEVAM ETMESİNİ İSTEYEN ÜLKELER VAR?

Ben bunu batılı mevkidaşlarıma da söylüyorum. Bu savaşın iki boyutu var. Birinci boyutu Ukrayna topraklarında yaşanan işgal ve ilhak, bunun sonlanması lazım, çatışmaların durması lazım. Bunun yolu da daha fazla savaş değil diplomasi. Daha fazla savaş daha fazla yıkım anlamına gelir şu anda savaşmak barışmaktan daha kolay. İki tarafa da farklı şekillerde telkinlerde bulunan taraflar olur ve bu savaşın şiddetinin artmasını isteyen ve bundan nemalanan çevreler de olur. Bu her savaş döneminde yaşadığımız bir şeydir. Çatışmanın ikinci boyutu daha geniş bir zeminde gerçekleşiyor. Burada da Rusya ile batı arasında farklı bir hesaplaşma bir karşı karşıya gelme var. Putin'in Rusya'sı diyelim uzun bir süredir şunu söylüyor, soğuk savaş sona erdikten sonra Rusya ile batı arasında imzalanan özellikle 1997'de imzalanan Bükreş Anlaşması bugünün gerçekleriyle artık örtüşmüyor. Bugün yeni bir dünya var. 90'larda o anlaşmayı imzalayan Rusya geride kaldı. Bugün yeni bir Rusya var yeni bir dünya var. Gelin yani 30 yıl sonra gelin yeniden bu küresel dengeleri oturtacak yeni bir anlaşma yapalım. Rusya'nın söylediği bu. Bunu değişik yerlerde söyledi söylemeye de devam ediyor. Haklı bulursunuz bulmazsınız bundan ayrı. Şu bir gerçek soğuk savaşın sona ermesinden sonra dünyada bir düzen kurulmadı. Woltere şimdi 'Kutsal Roma İmparatorluğu hakkında ne düşünüyorsun' diye soruyorlar ünlü cevabıdır 'Ne kutsaldı, ne Roma'ydı ne de imparatorluktu'... Şimdi yeni dünya düzeni diye kurulan şey de ne yeniydi ne dünyaydı ne de düzendi. Aslında soğuk savaşın icbar ettiği iki kutuplu dünyadan tek kutuplu dünyaya yani tek bir hegemonun ABD'nin tek süper güç olarak yönettiği şekillendirdiği istikamet kazandırmaya çalıştığı bir dünya düzeniydi.

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın yaptığı açıklamada, "Şöyle bir piramit vardı aslında. Bir tane süper güç onun hemen altında şekillenmiş 4-5 tane büyük güç ki bunlar Rusya, Çin, Hindistan, Almanya... Onların altında da orta ölçekli ülkeler şeklinde bir piramit vardı. Şimdi bu piramit dağılmaya başladı. Çünkü farklı ekonomik sosyolojik ve siyasi gerçekler bu şeyi değiştirmeye başladı. Rusya burada farklı bir çağrıda bulunuyor gelin bu denge düzenini yeniden kuralım. İçinde Rusya'nın da Çin'in de olduğu merkez kaç kuvvetlerin de olduğu yükselen ekonomilerin de olduğu herkesin paylaşacağı katılacağı eşitlikçi adalete dayalı bir düzen kuralım diye." ifadelerini kullandı.

İbrahim Kalın sözlerine, "Bunun iki yolu var ya savaşırsınız ki uzun boylu bir savaş dönemine gireriz ki onun ilk aşamasındayız belki bir çok yıkımdan ölümden kayıptan sonra masaya gelirsiniz ya da daha uzun soluklu daha akil daha olgun düşünürsünüz ve dersiniz ki bütün bu kayıpları, yıkımları ölümleri yaşamadan gelin biz erkenden masaya oturalım ve bu şartları tekrar oluşturalım. Şu anda dünya böyle bir tercihin eşiğinde. Ya uzun soluklu bir savaşa gideceğiz ya da kısa bir zamanda soğuk kanlı bir bakış açısıyla müzakere masasına tekrar dönülecek." şeklinde devam etti.

"BUNU YAPABİLECEK TEK LİDER RECEP TAYYİP ERDOĞAN'DIR"

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın 24 TV'de yaptığı açıklamada, "Sadece adalar değil, Türkiye NATO ittifakının bir parçası olarak ve soğuk savaş döneminde batı ittifakı içerisinde yer almış son 20 yılda da kendi eksinini inşa ederek 360 derece bir dış politika izleyen bir ülke olarak diyor ki 'Mevcut dünya düzeni bir adalet üretmiyor, sorunları çözmüyor'. Cumhurbaşkanımız bunu nasıl slogan etti 'Dünya 5'ten büyüktür' dedi. Bu söz sadece BMGK'nın reforme edilmesi kurumsal yapısının güncellenmesinden ibaret değil." ifadelerini kullandı.

İbrahim Kalın sözlerine, "Zaten oraya da geldiler Biden konuşmasında buna da atıf yaptı. Amacı Rusya'yı ve Çin'i zayıflatarak başka üye ülkeleri buraya katarak bir denge oluşturmak. Demek ki küresel sistem krize girdiğinde BMGK'nın çözüm üretemediğini kendileri de görmüş oldular. Cumhurbaşkanımız bunu neredeyse 10 yıldır söylüyor. Bu çağrı biz de Güvenlik Konseyi üyesi olalım talebi değil. Bu bir sorunu ertelemek o sorunu çözmek anlamına gelmez. O sorun bir şekilde arka kapıdan camdan bacadan bir şekilde gelir ama bu sefer daha zor daha sancılı bir şekilde geri gelir. Küresel sistemin ürettiği sorunlar biraz böyle yapılar. Bunları çözmediğiniz zaman bunların temelinde adalet var. Adalete ve eşitliğe dayalı bir dünya düzenini kurabilecek miyiz? Şimdi Ukrayna savaşı soğuk savaştan beri bir çok savaş yaşandı daha bölgesel diyelim." şeklinde devam etti.

İbrahim Kalın yaptığı konuşmada, "Bosna Hersek Savaşı yaşandı, Suriye savaşı yaşandı arada başka savaşlar da yaşandı. Ama bunlardan hiçbirisi küresel sistemi temel yapı taşlarından çatırdatacak oynatacak mahiyette savaşlar çatışmalar değildi. İlk defa bu sistemin temel yapı taşlarını hedef alan bir krizle karşı karşıyayız. O yüzden diyorum bir tercihin eşiğindeyiz." dedi.

Kalın sözlerine, "Ya batılı ülkelerin bazılarının dediği gibi daha fazla savaş daha fazla çatışma, Rusya'yı sahada yenelim ona bedel ödetelim deyip bu savaşın üzerine körükle gidebilirsiniz ki bazı ülkeler bunu tercih ediyor ve Ukrayna'ya da bu yönde telkinlerde bulunuyor. Bu tabii ki müzakere masasını zora sokan bir yaklaşım. Ya da daha uzun soluklu bakıp biraz daha olgun, sakin bir şekilde bu kadar yıkıma mahal vermeden gelin bir an önce ortalığı toparlayıp bu yangını söndürelim diyen bir bakış açısı var." şeklinde devam etti.

İbrahim Kalın yaptığı konuşmada, "Türkiye tabii ki ikinciyi temsil ediyor. Bunu yapabilecek dünyadaki birkaç ülkeden birisi Türkiye'dir. Bunu fiilen yapabilecek tek lider de Recep Tayyip Erdoğan'dır." ifadelerini kullandı.

İbrahim Kalın sözlerini "Bu sadece iki tarafa aynı anda konuşabilme meselesi değil, o cümleyi kurarken bazı yorumcular cümlenin derinliğini ne kadar hissediyorlar bilmiyorum ama ben az çok arkadaşlarımızla beraber her gün bu müzakerelerin içerisinde olan biri olarak Avrupalı liderlerin bakış açısını görüyorum. Avrupa güvenlik mimarisi içerisine rol alan kişilerin nasıl yaklaştıklarını biliyorum. Mesele sadece iki tarafla konuşabilen ve hani bir elçi gibi postacı gibi o bunu diyor bu bunu diyor gibi değil tam tersine bu krizi aşacak yola ilişkin bir yol haritası sunabilecek bir perspektiften bahsediyor." şeklinde sürdürdü.

İbrahim Kalın 24 TV'de yaptığı konuşmada, "Bunun olabilmesi için iki tarafa da güven vermeniz, iki tarafın da güvenini kazanmış olmanız lazım. Cumhurbaşkanımızın böyle bir durumu var şu anda. Eğer batı dünyası ve genel olarak dünya bu savaşın sonlanmasını istiyorsa ve gerçekten daha fazla yıkım olmadan bu savaşın diplomasi yoluyla bu meselenin çözümünü arzu ediyorsa gidilecek adres bellidir." ifadelerini kullandı.

SÜREÇ NEREYE GİDİYOR?

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın 24 TV'de yaptığı açıklamada, "Şu anda savaş tarafları daha güçlüler ve savaş istiyorlar. Avrupa ülkelerinin büyük bir kısmı ve ABD savaşın devam etmesi yönünde bir tercih ortaya koyuyor. Rusya da buna karşı o da daha fazla savaş diyor. Dünkü saldırıları gördük, köprünün vurulması ardından 80'e yakın füzenin fırlatılması. Şimdi bu savaşın artacağını gösteriyor. Biz geçtiğimiz 8 ayda bunun değişik dozda ve şiddette versiyonlarını gördük. Önümüzdeki günlerde de görmeye devam edeceğiz." dedi.

İbrahim Kalın sözlerine, "O zaman bir tercih yapılması gerekiyor. Birileri savaşın devam etmesinden siyasi ekonomik fayda elde edebilir maalesef bu böyledir. Savaştan nemalanan siyasi anlamda ekonomik anlamda askeri anlamda taraflar hep olmuştur. Ve dünya üzeni içerisinde de silah sanayinin diğer kesimlerinin mevcudiyetlerinin devam etmesi için de on yılda bir ya bölgesel ya küresel krizler savaşlar çıkartılır." şeklinde devam etti.

Kalın yaptığı konuşmada, "Silahlanma dediğiniz şey ülkeleri buraya götürür. Biz bunu görüyoruz. Bütün bunlara rağmen biz h9ala diplomasi kapısının açık kalması gerektiğini düşünerek taraflarla bunları konuşuyoruz. Bu tekliflerle önerilerimizle yakın vadede bir ateşkes bir çatışmaların durması bir müzakere süreci çıkar mı emin değilim. Savaş duygusu çağrısı daha ağır basıyor şu anda. Ama bu biraz uzun vadeli bakalım birkaç hafta birkaç ay sonra ben eminim iş yine buraya gelecek. Savaş ilk başladığında müzakere mümkün olmayacak dendi biz bütün o zor şartlara rağmen bir çok şeyi gerçekleştirdik." ifadelerini kullandı.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX