Alçak saldırının kodları

Terör örgütü PKK, Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yurt içi ve sınır ötesinde gerçekleştirdiği başarılı operasyonlarla bitme noktasına geldi. Milli İstihbarat Teşkilatı'nın, PKK'nın sözde üst düzey yöneticilerine yönelik nokta operasyonları örgüt mensuplarının motivasyonlarını çökertti.

Öte yandan, Türkiye'nin yürüttüğü başarılı diplomasi terör örgütünün Avrupa'daki desteğini büyük darbe vurdu. . İspanya'nın başkenti Madrid'te Başkan Erdoğan'ın, Finlandiya Cumhurbaşkanı Sauli Niinistö, İsveç Başbakanı Magdalena Andersson ve NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg'le gerçekleştirdiği dörtlü görüşmenin ardından imzalanan memorandum PKK'nın Avrupa desteğinin yara almasına neden oldu.

PKK/YPG/PYD ile birlikte FETÖ'nün bir terör örgütü olduğunun uluslararası bir anlaşmada bu kadar net ortaya konması, Türkiye'nin bölgedeki nüfuzunun ne kadar güçlü olduğunu ortaya koydu.

Geçtiğimiz günlerde İsveç Dışişleri Bakanı Tobias Billström, "İsveç'i yöneten hükümetin de PKK/YPG'ye sempati duyanlarla da herhangi bir anlaşmaya girmesi söz konusu değil" açıklamasıyla, örgüte bugüne kadar verilen desteğin kesildiğini açıkça ifade etti.

Bir yandan askeri operasyonlarla bitme noktasına gelen örgüt, diğer yandan başarılı diplomatik hamlelerler Avrupa'daki meşruiyetini kaybetmeye başladı.

Köşeye sıkışan terör örgütü, bir yandan Türkiye'yi uluslararası areneda 'kimyasal silah kullanımı' iftirasıyla sıkıştırmaya çalışırken, öte yandan örgüt ve sempatizanlarının moral ve motivasyonunu artırmaya çalışıyor.

İŞTE ALÇAK SALDIRININ KODLARI

KİMYASAL SİLAH İFTİRASI

PKK terör örgütüne yakın yayın organları ve sosyal medya hesapları Türk Silahlı Kuvvetleri'ni hedef göstererek, herhangi bir somut delil öne sürmeksizin, Irak'ın kuzeyinde kimyasal silah kullanıldığını iddia etti.

Örgüt ve sempatizanları, Batı medyasının da desteğiyle, Avrupa kamuoyunda ciddi bir kara propaganda çalışması yürüttü.

Son olarak, İngiliz milletvekilleri Kim Johnson ve Llyod Russell-Moyle, CHP Milletvekili Sezgin Tanrıkulu'nun açıklamalarını öne sürerek, Dışişleri, Commonwealth ülkeleri ve Kalkınma konularından sorumlu Parlamento müsteşarı Leo Docherty'e, Türkiye'nin kimyasal silah kullanıp kullanmadığı konusunda Kimyasal Silahların Yasaklanması Örgütü'nden bir soruşturma yürütmesini talep edip etmeyeceğini sordu.

Milletvekillerinin sorularını cevaplayan Docherty, Türkiye'nin kimyasal silah kullandığına dair hiçbir delil olmadığını söyledi.

KURMACA ÇATIŞMA GÖRÜNTÜLERİ SERVİS EDİLDİ

Örgüt, militan ve sempatizanlarının moral ve motivasyonunu yükseltmek için, kurmaca görüntülerle sözde Mehmetçiği katlettiği görüntüleri yayımladı. Uzmanlar, hareketsiz duran hedeflere ateş eden teröristlerin, görüntüleri kurguladığını tespit etti.

PSİKOLOJİK HARP YÖNTEMLERİNE BAŞVURUYORLAR

Örgüt, moral yükseltme çabalarının yanı sıra, Türk toplumun moralini bozmak, kolluk güçlerinin motivasyonunu düşürmek için de yoğun çaba sarf ediyor. Örgütün geçtiğimiz hafta paylaştığı bazı görüntülerde, TSK'nın şehit naaşlarını ateşe verdiği yalanı ortaya atıldı.

MUHALEFETİN DESTEĞİ CESARET VERDİ

Terör örgütü PKK, Mehmetçiğin onurlu mücadelesini karalarken bile, TTB Başkanı Şebnem Korur Fincancı ve CHP'li Sezgin Tanrıkulu gibi isimlerden aldığı destek ö

CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu daha önce teröristbaşı Öcalan'a özgürlük istediği için terör örgütü propagandasından yargılanan Fincancı'yı ziyaret etti. CHP'li Özgür Özel de destek açıklamasında bulundu.

TSK'ya defalarca iftira atan, örgütün adeta avukatlığını yapan Sezgin Tanrıkulu'nun Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu partisi CHP'deki aktif rolü, örgütü cesaretlendirdi ve pervasızlaştırdı.

BATI'YA 'İSLAMİ TERÖRİZM' MALZEMESİ

Daha önce de terör örgütü PKK ve Suriye uzantısı YPG, Türkiye'nin Suriye'de terör örgütü DEAŞ'ı desteklediğini dillendirmiş, bu iftira Batı kamuoyunda da uzun süre tartışılan bir gündem haline getirtilmişti.

Terör örgütünün propaganda araçları, Taksim'deki saldırı ile ilgili sessizliğini korurken, örgüt destekçilerinden Amed Dicle, "Suriye'deki cihadistlere gönderilen bombaların, Türkiye'ye geri dönüşü..." paylaşımıyla, Türkiye'nin Suriye'de terör gruplarını desteklediğini ima etti.

"Türkiye DEAŞ'a destek veriyor" propagandası, 2015'te Batı'nın Türkiye'ye yönelik temel gündem maddesi haline getirilmişti. PKK ile FETÖ'nün iş birliğiyle, Batı kamuoyu buna ikna edilmeye çalışıyor, Erdoğan'a karşı mücadelenin DEAŞ'a karşı mücadele olacağı algısı güçlendirilmeye çalışılıyordu. FETÖ, 15 Temmuz darbe planları yapılırken bu argümanlarla Batı'dan destek almayı planlıyordu.

HDP KINAMADI

Saldırıyla ilgili açıklama yapan HDP'nin, saldırıyı kınamaması dikkatlerden kaçmadı. Terör örgütüyle arasındaki bağlılık ilişkisi bilinen HDP saldırıyı kınamaya cesaret edemedi.