0530 708 54 54
0530 708 54 54
05 Temmuz 2021 Pazartesi 12:17:00 - Güncelleme:05 Temmuz 2021 Pazartesi 12:18:00

AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Özlem Zengin'den 'hayvan hakları kanunu' açıklaması

24 TV'de yayınlanan 'Arafta Sorular' programında Star Yazarı Esra Elönü'nün sorularını cevaplayan AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Özlem Zengin, hayvan hakları kanunuyla ilgili, 'Hayvanlara karşı muamelede bir sorun var. Bir grup insan hayvanlara acımasızca işkence ediyor, hayvanları öldürüyor. Bu suçlar kanunda ‘'kabahat' olarak tanımlandığı için cezaların karşılığı çok azdı. Bu kanunu yapmaya mecburuz.' dedi.

24 TV'nin her bölümü ses getiren "Arafta Sorular" programının bu haftaki konuğu AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Özlem Zengin oldu. Zengin, hayvan hakları kanunuyla ilgili "Hayvanlara karşı muamelede bir sorun var. Bir grup insan hayvanlara acımasızca işkence ediyor, hayvanları öldürüyor. Bu suçlar kanunda 'kabahat' olarak tanımlandığı için cezaların karşılığı çok azdı. Bu kanunu yapmaya mecburuz." ifadelerini kullandı.

Zengin'in açıklamaları şöyle:

HAYVAN HAKLARI KANUNU

"Hayvanlara karşı muamelede bir sorun var. Bir grup insan hayvanlara acımasızca işkence ediyor, hayvanları öldürüyor. Bu suçlar kanunda 'kabahat' olarak tanımlandığı için cezaların karşılığı çok azdı."

Tam adı "Hayvanları Koruma Kanunu". Bu kanun 2004 yılında yapıldı ve bu kanunun geçen zaman içerisinde bize yeterli gelmediğini gördük. Özellikle sosyal medyanın gelişmesiyle birlikte gördük bunu, hayvanlara karşı muamelede bir sorun var. Bir grup insan hayvanlara acımasızca işkence ediyor, hayvanları öldürüyor, taciz ediyor. Bu bir sapıklık. Bu suçlar kanunda 'kabahat' olarak tanımlandığı için cezaların karşılığı çok azdı. Bunların ceza kanununa tekamül eden daha ağır yaptırımlara ihtiyacı var.

Buna çok itiraz eden insanlarda oldu. Bunlar çıkmasın diye alttan alta uğraşan insanlarda vardı. "İnsanlar ile ilgili meseleler varken neden hayvanlarla uğarışıyorsunuz?" diye itirazda bulunan birçok insan oldu.

Hayvanlarla kurduğumuz ilişki farklılaştığı için, mesela Dünya'da insan ve hayvan popülasyonun bir oranı var. Bizdeki bu mesele özellikle sokak hayvanlarının kısırlaştırılması, para karşılığında alım satımın yapılması bu dengeyi bozmaya başladı. Biz sıkıntılı bir dönem içerisindeyiz. Bu kanunu yapmaya mecburuz.

Çocuklarını okula götürürken, işlerine gidip gelirken saldırgan olarak gördüğü canlılardan rahatsız olan da pek çok insan var. O yüzden her iki tarafından hakkını, hukukunu koruyacak bir kanun yapmaya uğraşıyoruz. Bunu yolu özellikle dışarıda başı boş dolaşan hayvan sayısını azaltmakla oluyor. Bu manada belediyelere barınak ve rehabalitasyon yerleri yapma zarureti getiriyoruz. Tabii bu çok büyük bir bütçe gerektiriyor. En temel yaklaşım hayvanları bir süs eşyası durumundan çıkarıyoruz ve her bir hayvanın hakkı olacak duruma getiriyoruz. Bunun takibini sağlamayı hedefliyoruz.

HAYVAN HAKLARI KANUNU VE KURBAN İBADETİ

Zaten bununla ilgili bir madde vardı ve bu madde korunuyor. Bu kanun üzerinden manipülasyon yapanlar var. 2004'te çıkan kanunla 'kurban' ile alakalı çok sarih bir madde var. Kurban kesme ile alakalı en ufak bir sıkıntı söz konusu bile değil.

"BEN YALNIZLIKLA İYİLEŞENLERDENİM"

Ben yalnızlıkla iyileşenlerdenim. Yalnız kalarak kafamı toparlayabiliyorum. Kendi kendime olduğum zaman meselelerimi daha net görebiliyorum.

SAVAŞMA ŞEKLİ İNSANIN NEYİ OLUR?

Savaşma şekli insanın yoldaşı oluyor. Onunla bir şekilde, mecburen barışıyorsun.Bir türlü gölgen gibi düşününebiliriz. Ben kendimden çok kendime ait gölgelerin fotoğrafını çekmeyi daha çok severim. Bazen gölgeler bize dair daha çok şey gösterebiliyor.

MÜSİLAJ KİMİN HATASI?

"Bu tür olaylar karşısında illa bir suçlu aramaya gerek yok. Bence bu kadar önemli meselelerde soracağımız öncelikli soru bu meseleden nasıl kurtulacağız, olmalıdır."

Anlaşılan o ki bu hepimizin hatası. Bu kadar önemli meselelerde öncelikli soracağımız soru "Buradan nasıl çıkacağız?" olmalı. Bu durum hepimizin yaptığı bir şeyin sonucu. Enerjiyi bu noktada harcamak lazım. Siyasetende kazançlı olan olumlu siyaseti bu noktada genişleyecek.

"CUMHURBAŞKANI'NIN ETRAFINA DUVAR ÖRÜLMÜŞ, BİZ ONA ULAŞAMIYORUZ' SÖYLEMİ...

Tayyip Erdoğan demek AK Parti demek, AK Parti demek Tayyip Erdoğan demek. Bunu birbirinden ayırmak mümkün değil. Cumhurbaşkanımız içinde parti ile olan bağı fevkalade önemli bir şey.

Ortada duvar falan yok, nasıl olabilir böyle bir şey? Bu söylem, gerçeği yansıtmıyor. Yönetenin yeteri kadar hakim olmadığını dolaylı olarak ifade ediyorlar. Bunun söylemeyede kimsenin hakkı olmadığı kanaatindeyim.

AK Parti'nin kendi içinde de tek bir fikir yok. Bir çatı fikir var evet ama, kendi içimizde de tartışmalar var farklı fikirlerde var. Biz Cumhurbaşkanımızdan farklı kaç tane tez söylüyoruz.

İKTİDAR VE MUHALEFET ALGISINDA NE DEĞİŞTİ?

Her şey değişirken siyasetin ve siyasetin içindeki enstrümanların değişmediğini söylemek hayalcilik olur. Zaman içinde ben nasıl değiştiysem siyasetinde pek çok noktasında dönüşümün olduğunu görüyorum. Öncelikle seçmen değişti, farklılaştı. Burada sadece Z kuşağından bahsetmiyorum. Sadece gençler değil, bize oy veren herkesin hayattan beklentisi değişti. Siyasete yüklenen anlam değişti. Kendi hayatına dokunan daha küçük iyiliklerle mutlu olan seçmen haline geldi.

Z KUŞAĞI SÖYLEMLERİ

Çocuklarımızın; X kuşağı, Y kuşağı, Z kuşağı gibi ifadelerle tanımlanmasını doğru bulmuyorum. Anlamlı bulmuyorum. Her yeni gelen neslin kendince meseleleri algılama ile alakalı bir düşünme şekilleri var. Kuşaklar arasında farklılık olmasından daha tabi ne olabilir. Onlar bizim çocuklarımız ve hayata karşı itirazları olması gerekiyor.

BİRBİRİMİZE TAHAMMÜLÜMÜZ MÜ AZALDI?

Siyasetin gündelik hayatın ötesinde kutuplaştığını düşünüyorum. Bir olay siyasetle anlatılmaya çalışılmasından itibaren müthiş bir kamplaşma meydana geliyor. Önce kimin hangi siyasi profilin ne söylediğine bakılarak bir tavır alınıyor. Bunu çok ürkütücü buluyorum. Yıkıcı bir etkisi var bunun.

SON ZAMANLARDA SİZİ EN MUTLU EDEN ŞEY NE?

Farklı branşlarda başarı elde etmiş gençleri özellikle kızlarımızı görünce çok mutlu oluyorum, heyecanlanıyorum. Kendinden öte bir başkası için sevinmekten daha kıymetli ne olabilir ki? Bence asıl sevinmenin büyüğü insanın kendinden başka kişilerin mutluluğuna sevinmesidir.

Etiketler : 24 TV Arafta Sorular Star Yazarı Esra Elönü AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Özlem Zengin
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX