0530 708 54 54
0530 708 54 54
18 Mart 2024 Pazartesi 12:30:00 - Güncelleme:18 Mart 2024 Pazartesi 12:30:00

Türkiye'nin dijital dönüşüm hamlesi

Üretimden sağlığa, pazarlamadan ihracata, eğitimden tarıma ekonomiyi oluşturan tüm bileşenlerin artık tek bir gündemi var: Dijitalleşme...

Pandemi döneminden sonra şekillenen yeni dünyada söz sahibi olmanın anahtarı, dijitalleşen hayata en kısa sürede adapte olmaktan geçiyor. Üretimden sağlığa, pazarlamadan ihracata, eğitimden tarıma ekonomiyi oluşturan tüm bileşenlerin artık tek bir gündemi var: Dijitalleşme...

Bu tür gelişmelerin takibini ekonomi dergisi üzerinden takip edebilir ve güncel bilgilerin tamamına ulaşabilirsiniz.

Türkiye olarak özellikle savunma sanayisinde meyvelerini hızla almaya başladığımız Milli Teknoloji Hamlesi ve Dijital Türkiye Vizyonu ile yeni dönemde söz sahibi olmak için kolları çoktan sıvamış durumdayız. Büyükten küçüğe tüm iş dünyası da var gücüyle dijital dönüşümü hızlandırmak için çalışıyor. Türkiye, ikinci yüz yılında pek çok sektörde öncü uygulamalarla adından söz ettirmeyi hedefliyor.

Geçen yıl mayıs ayında, 1944'te kurulan bilimsel dergi Journal of Neurosurgery'nin Case Lessons (örnek vakalar) sayısında sekiz Türk doktorunun bir makalesi yayınlandı. Dünya tıp literatüründe bir ilkin gerçekleştiğini anlatan makale, yapay zeka yardımıyla bir hastanın hayatının kurtarılmasını belgeliyordu. Ekim 2022'de 46 yaşındaki bir kadın hasta 'baş ağrısı' şikayetiyle hastaneye gelmiş ve yapılan MR çekimi sırasında yapay zeka sistemi acil durum algılamıştı. Henüz MR çekimi devam ederken görüntüleri analiz eden yapay zeka anında doktorların cep telefonuna kısa mesaj atarak durumu bildirdi. Bu sayede acil koduyla ameliyata alınan hastanın hayatı kurtuldu. Tıp literatürüne geçen bu olayın başlangıcı ise tüm dünyayı kökten bir değişime zorlayan dijital devrime Türkiye'nin yaklaşımını göstermesi açısından önemli. Zira doktorların 'yardımcısı' olarak devreye giren ve işlerini kolaylaştırmak için tasarlanan yapay zeka, Cumhurbaşkanlığı Dijital Dönüşüm Ofisi, Gazi Üniversitesi Hastanesi ve Gazi Üniversitesi Mühendislik Fakültesi'nin iş birliği ile yola çıkılan Türk Beyin Projesi'nin bir ürünü. Projeyle birlikte beyin MR'larında görünen anormallikler 5-10 saniye içinde fark ediliyor ve doktor anında bilgilendiriliyor.

SİYAH KUĞU ETKİSİ

Dijitalleşme, dijital dönüşüm, endüstri 4.0, yapay zeka, makine öğrenmesi, algoritmalar... Tüm bu kavramlar aslında Z Kuşağı'nın omuzlarında yükselecek yeni dünyanın bir parçasıydı. Ta ki Covid-19 pandemisi yaşanana kadar... Pandemi öncesi dönemde de dijitalleşme konuşuluyor, önemli değişim rakamları vererek gelecekteki şirketlerin nasıl çalışacağını araştırıyorduk. Sonuçta teknoloji, son 10 yılda insanlığın var oluşundan bu yana kaydettiği gelişmenin çok üstünde bir hızla gelişiyordu. Küresel ticarette, çok uluslu şirketlerde, sektörün sürükleyicisi olan yerel şirketlerde dijital yatırımlar teknolojideki gelişmelerle hız kazanmıştı. Hatta girişim ekosistemi de geleceği yakalamak adına özellikle teknoloji üreten şirketlere yaptığı yatırımlarla bu büyük değişim dönemi için şimdiden önemli bir yere sahip olmuştu. Öngörülmezliği, etki alanı ve hem insan hayatı hem de iş dünyasında tüm kuralları değiştirmesiyle birlikte tam bir Siyah Kuğu örneği olan pandemi tüm hesapları alt üst etti. Belki bir 10 yıl sonra başlayacak, daha yavaş ve hazırlanmaya fırsat vererek gerçekleşecek dijital devrimi iki yılda yaşadık. En küçüğünden en büyüğüne tüm şirketler ve dahası tüm devletler bulut teknolojisi, e-devlet uygulamaları, veri işlemesi gibi kavramları yapay zeka ve makine öğrenmesini çok hızlı şekilde özümsemek zorunda kaldı.

TÜRKİYE HAZIRLIKSIZ YAKALANMADI

Türkiye'nin bu sürece hazırlıksız yakalandığı söylenemez. Zira girişte bahsettiğimiz Türk Beyin Projesi'nin başlangıcı 2019 ile pandemiden önceye uzanıyor. Dijital Dönüşüm Ofisi'nin kuruluş tarihi de 2018. Keza dijital dönüşüm; Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜBİTAK gibi devlet kuruluşlarından TÜSİAD, MÜSİAD gibi iş dünyası örgütlerine, üniversitelerden Türkiye Bilişim Sanayicileri Derneği (TÜBİSAD) gibi sivil toplum kuruluşlarına kadar pek çok farklı organizasyonda gündemin ana maddesi olarak uzun süredir üzerinde çalışılan bir konu. Mesela TÜBİTAK burs ve destek programları kapsamında son 21 yılda yapay zeka alanında 3 bin 700'den fazla proje ve bin 300'den fazla kişiye 6.7 milyar lira destek vermiş durumda. TÜSİAD SD2 ile 2018'den, TÜBİTAK TÜSSİDE'nin geliştirdiği DDX platformuyla 2022'den beri şirketlerin dijital olgunluk raporlamasını yapıyor. TÜBİSAD 2019'da başlattığı Türkiye'nin Dijital Dönüşüm Endeksi çalışması ile 10 farklı başlıkta ve 64 gösterge ile 138 ülke arasındaki ülkedeki genel durumumuzu raporluyor. MÜSİAD Dijital Dönüşüm Sektör Kurulu ise altında gerçekleştirdiği organizasyonlarla iş dünyasındaki dijital dönüşüme katkıda bulunuyor.

DİJİTAL TÜRKİYE VİZYONU

Dijital dönüşüm sadece bir bilişim teknolojisi (BT) yatırımından ibaret değil. Öncelikle bir vizyonun belirlenmesi ve devlet kurumlarının belirli bir strateji çerçevesinde öncülük etmesi gerekiyor. Türkiye pandemi öncesinde başlattığı hazırlıklarını hızla tamamlayarak, bu konuda önemli aşamalar kaydetti. Öncelikle Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Dijital Türkiye vizyonu, tüm ilgili kurum ve kuruluşlara rehberlik ediyor. Geçen ay Dünya Hükümetler Zirvesi'nde yaptığı konuşmada bu konuya değinen Erdoğan, stratejinin genel bakış açısını şu sözlerle özetledi: "Türkiye olarak dijitalleşmenin sunduğu fırsatlardan yararlanırken beraberinde getirdiği riskleri de başarıyla yönetmenin çabası içindeyiz. Adımlarımızı Dijital Türkiye vizyonu temelinde atmaktayız. Teknoparkları yaygınlaştırarak üniversite-sanayi iş birliğini destekleyerek, Ar-Ge çalışmalarını, bilimsel faaliyetleri, genç girişimcileri teşvik ederek ülkemizde güçlü bir yenilikçilik ekosistemi kurduk. Oluşturmakta olduğumuz Türkiye Dijital Devlet Stratejisi ile de devletin dijitalleşmesi için anayol haritasını belirlemiş olacağız. Yapay zekanın gayri safi yurt içi hasılaya katkısını yüzde 5'e, bu alandaki istihdamı ise 50 bin kişiye çıkarmayı hedefliyoruz."

MİLLİ TEKNOLOJİ HAMLESİ

İş dünyası için önemli bir destek ve yol haritası da Milli Teknoloji Hamlesi oldu. Bu konuda parçalı bir halde yapılan pek çok çalışma tek bir çatı altında toplandı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın 2023 Strateji Belgesi'nin çizdiği yol haritasındaki temel hedefler çerçevesinde, 'Yüksek Teknoloji ve İnovasyon', 'Dijital Dönüşüm ve Sanayi Hamlesi', 'Girişimcilik', 'Beşeri Sermaye' ve 'Altyapı' olmak üzere beş ana bileşenden oluşan strateji, Milli Teknoloji Hamlesi olarak adlandırıldı. Bu önemli bir adım oldu çünkü bu sayede artık teknolojik dönüşüm adına atılacak hamlelerin politikaları birbiriyle uyumlu şekilde bir bütün olarak uygulanabiliyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, "Milli Teknoloji Hamlesi'nde nihai hedefimiz tam bağımsız ve müreffeh bir Türkiye ile kritik teknolojilerde yerli, milli ve güçlü üretim kabiliyeti" diyerek açıklıyor bu stratejiyi. Milli Teknoloji Hamlesi'nin en dikkat çekici ve yüzümüzü güldüren sonuçlarından biri elbette savunma sanayinde yaşanıyor. Türk savunma şirketlerinin başarısı her geçen gün katlanarak artıyor. Üretici olarak hem millileştiğimiz hem de yeni teknolojileri geliştirdiğimiz savunma sanayinin yanı sıra Milli Teknoloji Hamlesi'nin dijital dönüşüm başlığında da Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı etkinliğini giderek artırıyor. Mesela, Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında dijital dönüşüm başlığında cari açığı 1.8 milyar dolar azaltacak 42 proje destekleniyor. Geçen yıl KOSGEB aracılığıyla Dijital Dönüşüm Danışmanlığı Desteği de verilmeye başlandı. Yine geçen yıl eylül ayında Avrupa Birliği ile imzalanan anlaşmayla Türkiye, Dijital Avrupa Programı'na katıldı. 7.5 milyar Euro büyüklüğü olan programdan Türk şirketleri de dijital dönüşüm için yararlanabiliyor.

DİJİTAL OLGUNLUK SEVİYESİ BELİRLENMELİ

Dünya Bankası verilerine göre Türkiye'de katma değerin yüzde 53'ünü, istihdamın ise yüzde 74'ünü sağlayan mikro, küçük ve orta ölçekli şirketler dijital dönüşümü tamamlamakta büyük şirketlere ve OECD ülkelerine kıyasla geri kaldığı görülüyor.

Bu sorunun temel sebepleri arasında, KOBİ'lerin kullanacakları çözümler ve kullanım alanlarıyla ilgili bilgi eksikliği ve finansal destek ihtiyacı bulunduğu belirtiliyor. Keza KOSGEB'in destek programları tam da bu noktada devreye giriyor. Her şeyden önce Türk şirketlerinin dijital olgunluk seviyelerinin belirlenmesi ve sınırlı kaynakların yatırıma dönüşürken nokta atışı yapılması gerekiyor.

ALTYAPI YATIRIMLARI ARTMALI

Raporda ayrıca yüksek teknolojinin, iş ve kullanım modelleri oluşturma sürecinde yatırım ve altyapı gerektirdiği fakat beklenen hızda katma değere dönüştürülemediğine de dikkat çekiliyor. Büyük ölçekli şirketler; ERP ve CRM gibi kurumsal kaynak uygulamalarını kullanmakta iyi bir noktada olsalar da büyük veri, yapay zeka, nesnelerin interneti, bulut çözümleri ve 3D baskı gibi daha yeni teknoloji uygulamalarının kullanımında OECD ortalamasının gerisinde... Rapora göre bu teknolojileri, kullanacakları iş modelleri ve kullanım örneklerindeki eksiklikler nedeniyle ölçeklendirememek ve dolayısıyla yüksek maliyetler, yaygınlaşmanın gerçekleşememesine neden oluyor. Yüksek teknolojiyi destekleyecek 5G ve fiber altyapısının hazır olmaması ve veri paylaşımına ilişkin AB mevzuatıyla uyumsuz kalmış sınırlamaların, büyük ölçekli şirketlerin adım atması önündeki diğer önemli engelleri oluşturduğu da belirtiliyor.

SİBER GÜVENLİK

Kuşkusuz dijital dönüşüm sadece şirketlerin yaptığı bir yatırım değil, aynı zamanda kişisel ve ticari hatta son dönemde örnekleriyle sıkça karşılaştığımız gibi ulusal güvenlik konusunu da kapsıyor. Türkiye, 2020-2023 Ulusal Siber Güvenlik Stratejisi ve Eylem Planı ile bu konuda da önemli bir adım atmış durumda. Bu kapsamda siber güvenlik çerçeve mevzuatının hazırlanması, ulusal siber güvenlik ekosisteminin güçlendirilmesi ve uluslararası rekabet seviyesinin artırılmasına yönelik bir uluslararası siber güvenlik iş forumu düzenlenmesi gibi pek çok konu üzerinde Dijital Dönüşüm Ofisi çalışıyor. İş dünyası da siber güvenlik konusunda gerekli adımları atıyor. Ancak Türkiye'nin bu konuda insan kaynağı sıkıntısının olduğu da bir gerçek. Özellikle eğitimde siber güvenlik konusunda uzmanlaşan lise-fakülte düzeyinde yapılanmalara ihtiyacımız bulunuyor. Aslında bu sorun, bulut çözümü mimarları ve yapay zeka uzmanları konularında da mevcut. Bu nedenle gerek Bakanlığın çalışmaları gerekse Milli Teknoloji Hamlesi'nde açıklanan adımlar bulunuyor. Ancak bunların daha hızlı hayata geçmesi ve iş dünyasına bir an önce katılım sağlanması da gerekiyor.

BULUT BİLİŞİM

Bu noktada bulut teknolojilerine de bir parantez açmak gerekiyor. Sadece özel şirketlerin değil, kamu kuruluşlarının da bulut teknolojisini kullanmak için önemli bir isteği var. Dijital Dönüşüm Ofisi tarafından hazırlanan Kamu Bulut Bilişim Stratejisi'nde de açıklandığı gibi kamuda bulut bilişim kullanımının; ölçeklenebilirlik, veri güvenliği, esnek kaynak kullanımı, personel ve enerji giderlerinden tasarruf, amaca uygun ödeme yapısı ve rekabet üstünlüğü gibi özellikleri sayesinde kamu kurumlarına avantaj sağlaması bekleniyor. Bu alandaki çalışmalar halen devam ediyor. AWS Türkiye Genel Müdürü Burak Aydın, Türkiye'de bulut teknolojisi kullanımının henüz gelişmiş pazarların çok gerisinde olduğuna dikkat çekerek "Colombia Business School ile geçen yıl yaptığımız araştırmaya dünya genelinde bulut teknolojisinin kullanım oranının yüzde 49'larda olduğunu görüyoruz. Türkiye'de ise bu oran yüzde 24'te" diyor. International Data Corporation'ın (IDC) verilerine göre 2025'e kadar bulut bilişim endüstrisi harcamaları 809 milyar dolara ulaşacak.

DİJİTAL YOLCULUĞUN HARİTASI

Yapay zekanın artık sadece 'uzaktaki' bir olgu olarak konuşulduğu değil, bizzat devreye girerek hayat kurtardığı, işletmelerin stok yönetimini yaptığı, muhasebede çalıştığı ve hatta algoritmaların borsada hisse senedi portföyü yönettiği bir dünyada yaşıyoruz. Yeni dünyada birey, şirket ya da devlet olarak var olabilmek için dijital dönüşümü tüm hayatımızda uygulamamız gerekiyor. Türk iş dünyası dijital güven inşa etmeye çalışıyor ve bu sınırlar içinde yeni kurallara adapte olarak uluslararası rekabette öne çıkmak için farklı stratejiler geliştiriyor. Platin Dergisi olarak bu sayımızda Türk iş dünyasının dijital çağdaki dönüşüm yolculuğuna göz attık. Üretim, finans, otomotiv, sağlık ve bilgi işlem teknolojileri ana sektörlerindeki yol haritalarını inceledik. Yapay zekayı iş süreçlerine adapte eden şirketlerin çalışmalarını analiz ettik (sf. 98). Dijital dönüşümü ana stratejilerine adapte eden şirketlerin hikayelerini çıkarttık (sf. 113) ve dijital dönüşümdeki son trendleri (sf. 64) inceledik. Şirketlerin dijital dönüşüm yolculuğunda önemli bir kaynak olarak kullanacağı haber ve dosyalarımıza gelin bir göz atalım...

https://www.platinonline.com/ markası üzerinden tüm gelişmeleri takip edebilirsiniz.

Etiketler : cumhurbaşkanlığı dijital dönüşüm ofisi türkiye dijitalleşme dijital dönüşüm platin dergisi
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX