0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Paranın sırrı 

Suudi gazeteci Cemal Kaşıkçı bağlamında gelişen tartışmalar para, iktidar ve vizyon gibi kavramları mercek altına almamız gerektiğini bir kez daha ortaya koymaktadır. Paranın elde ediliş şekli, paranın hükmünü nasıl icra edeceğini belirler. Çünkü para öyle sırlı bir nesnedir ki, sahibini yönetebilir ve onun beynini aklını, ahlakını, ruhunu ve bilgisini kullanma şeklini değiştirebilir. 

Paranın bağışladıkları ile aldıklarını veya alabileceklerini muhasebe edebilenler bu nesnenin bilgesi olurlar. Bunun analizini yapamayanlar ise paranın kölesi olurlar. Bu bakımdan mesela Almanlar sanayi üretiminden kazanırlar, İngilizler ise uluslararası ilişkilerden, Fransızlar yine İngilizler gibi bazı üretimler ve uluslararası ilişkilerden, Hollandalılar finansal dinamikler üretmekten, Arapların elit kesimi önemli oranda petrolden ve ABD; bilim, yeni teknoloji, uluslararası hegemonik kompleksler kurmaktan, doların konvertibilitesinden ve finansal enstrümanlardan kazanır. Bu analizleri genişletmek mümkündür. 

Cemal Kaşıkçı vakası, paranın sihrini gösterdiği en çarpıcı olaylardan biridir. Çünkü paranın ve iktidarın kullanımını bilenler bunun sırrını vermezler. Bu sebeple para olgusunun sebep olduğu toplumsal, siyasal ve uluslararası sarsıntılar dünya tarihini oluşturur. 

Para her zaman güç ve iktidar vermez. Bu sebeple İslami Asya’nın bilgeleri, parayı değil ilmi istemişlerdir. İlmi para gibi kullanmak isteyenler de çeşitli şekillerde ilginç portreler haline getirilmiştir. 

Suudi Arabistan'ın trajedisi oluk oluk akan petrodolarlar ile yeni bir kulvara evrilmiştir ve bu kulvar, derin Suudi heyetin çizdiği şekilde yoluna devam etmektedir. Yani bir sürpriz yoktur, Cemal Kaşıkçı olayı da buna dahildir. 

Suudi Arabistan'ın tarihi iyi analiz edildiğinde varlığını ve iktidarını devam ettirmenin asıl olduğu görülmektedir. Bunun için gereken bedeller ne ise ödenir. Petrol olgusu Arapların tümüne yeni bir format atmıştır. Bu format, kadim Arap ticari ve siyasi zekâsını da sıfırlamıştır. 

Suudi hanedanının tasfiye ettiği portrelerin ortak özellikleri “reform” talep etmeleridir. Reform talebi iktidar şeması ile doğrudan ilişkilidir.  

Ortadoğu ve genel olarak dünya, iktidar olgusunu anlayanlar ve anlamayanlar diye ikiye ayrılabilir. Cemal Kaşıkçı liberal ve seküler kimliği ile reform talep eden halkın sürükleyici propagandisti olmaya en yakın uluslararası bir portre idi. Bu haliyle asimetrik tehdit olma özelliği en yüksek “Aydın”dı. Suudi hanedanının “laikliğe” doğru yolculuğu, reform talebinin toplumda artması ile paralel gelişmektedir. “Laiklik”e ve sekülerliğe giden bu sürecin kontrolden çıkma olasılığı da hanedanı tedirgin etmektedir. Bu sebeple Kaşıkçı’ya operasyon yapıldığı analiz edilmelidir. 

Suudi hanedanının halkın reform talebini tedrici bir şekilde karşılama ihtiyacı da çok belirgindir. Çünkü reform sürecinde oluşacak yeni iktidar şeması iyi örgütlenmek istenmektedir. Çünkü “Suudi reformu” tüm İslami Asya'yı radikal şekilde etkileyecek enerjiye fazlası ile sahiptir. 

Reform için gerekli olan güç ise ilimden ve kültürden geçmektedir. Reformist kanat bu bakımdan güçlüdür ve sorun da budur. Arap coğrafyası söz konusu ise tüm “reformlar” şiddetle ve aşırı kanla sonuç vermiştir. Bu tarihi gerçekler bölgenin bariz özelliğidir. Şiddet=reform (iktidar) denklemi; siyasal, kültürel ve ekonomik vizyondan ne kadar yoksunsa şiddet o kadar fazladır. 

Suudi Arabistan'ın reform çizgisi devam edecektir. Reformun iktidarını üst iktidar bileşenleri belirleyecektir. Büyük olasılıkla Arap “liberalleşmesi” düşünülenden hızlı gerçekleşecektir. Bu “liberalleşme”nin önündeki en büyük tehdit Türkiye’dir. Çünkü Türkiye’nin modernleşmesi Arap dünyası ve İslami Asya’da en ciddi referans olmaya devam etmektedir. AK Parti ve Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan, Türkiye’nin bu statüsünü kaliteli şekilde takviye etmiştir. Bu bağlamda Suudi Arabistan'ın Türkiye ile modernleşme rekabetine değil işbirliğine ihtiyacı vardır. 

Paranın delisi veya kölesi değil efendisi olmak için kadim ezoterik okulların/odakların irdelenmesi zaruridir. Kitlelerin bilgeliği, şiddetle elde edilen iktidarı her zaman minimize eder. Bunun için SSCB’ye bakmak yeterlidir.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX