Zorlu dönemler 

ABD'nin İran ile yapılan nükleer anlaşmadan çekilmesine tepki veren ülkelerin önümüzdeki süreçteki duruşları, İslami Asya, ABD ve Uzakdoğu için kaderi belirleme niteliği taşıyor. 

ABD, İsrail ve İngiltere'nin İran'a yönelik stratejileri, İran'dan çok Türkiye ve Rusya'yı da sarsacak bir içerik taşıyor. İran'ın ufalanması planının Türkiye ve Rusya'yı da kapsayacağını İslâmî Asya dağlarındaki çobanlar bile biliyor ve konuşuyor. 

İslami Asya ilgili Batı'da yazılan eserleri toplasak, bölge ülkelerinin tüm kütüphanelerinden büyük yer tutar. Yani uzun yıllardır çalışılan, hazırlanılan ve nihayet uygulama aşamasına gelmiş bir strateji iş başında. 

Bunun İslami Asya'nın hayrına olup olmayacağını anlamak için tarihe müracaat etmek gerekecektir. Fakat acil ihtiyaçlar, fanteziler, kehanetler, güç sarhoşluğu ve hazineler, aklı, basireti ve feraseti iptal edince geriye büyük acılar ve facialar kalıyor. “Çok bilen çok yanılır” mottosu İslami Asya'da hep işlemiştir ve işlemeye devam edecektir. Bu yanılgılardan herkese pay düşecektir. 

İslami Asya'nın kaderini belirleyen temel faktör petrol olarak görülür. Bunun böyle olup olmadığını tartışan ezoterik okullar, Tanrı'nın gazabının İslami Asya'da ilmik ilmik örüleceğine ve gazabın buradan tüm evreni yakacak kutsal bir ateşe dönüşeceğine inanırlar. Bunun için de birçok kutsal kaynak olduğunu bilirler. 

Dinozorların ve dev canlıların ölümü sonucunda onların vücutlarındaki yağların toprağa karışması ile oluştuğu ileri sürülen petrol, yine ezoterik okullarda, negatif enerjinin ışıması ve negatif ruhun evrene yayılması olarak tanımlanır. Ve bu negatif enerjinin maddi bedene dönüşerek, bir bakıma deccalleşerek dünyayı imha edeceğini öngörürler. 

Semavi üç dinin mensuplarının şu anda İslami Asya'da petrol ve kutsal kitaplara dayalı tezler üzerinden sürdürdüğü, önce Irak'ın sonra Suriye'nin imhasına sebep olan kapışmanın; askeri, siyasi, ekonomik, finansal, sosyal, dini ve diplomatik  sonuçları zaten biliniyor. 

Tanrı'yı kıyamete zorlama tezlerini bir tarafa bırakırsak, Tanrı'ya atfedilerek yapılana Tanrı'nın ne tür bir fatura çıkaracağını da ezoterik okullardan öğreniyoruz. 

Tanrı'nın rızası ve bilgisi dışında Tanrı adına tasarrufta bulunmanın cezası din olgusu içinde pek öngörülmüyor. Tanrı'yı kullanarak insanları ve kitleleri manipülasyona ve dezenformasyona tabi tutanların akıbetleri için dinler tarihine ve dünya tarihine bakmak kafidir. 

Evrensel yasa hep şöyle işlemiştir: İnsanlar aciz kalınca Tanrı devreye girer ve düzeni yeniden kurar. Fakat insanlar bu düzeni bozmak için sürekli olarak sistemli bir çaba içinde olurlar. 

Allah'ın devreye gireceği küresel bir yıkımda küresel bir adalet de tecelli eder. Allah'ın nimetlerini adil şekilde bölüşerek gönülleri teskin etmezseniz kan ve gözyaşı denizinde boğularak inanılmaz facialar yaşarız. Zor zamanlardayız. Kritik anlar psikolojisi çalışacak ve tarih, genel geçici bir mizanı önümüze koyacaktır.