0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Yönetmek

“Dünyayı kim yönetiyor?” sorusuna, genellikle bazı büyük aile şirketleriyle cevap verilir. Peki gerçekte bu zenginler küresel karar verici midirler, yoksa yaptıkları bir muhasebecilikten mi ibarettir? Bu aileler yönetimde bir “vasıta”dır ve de meselenin parçasıdırlar. Bu ailelerin dünyanın gidişatına bir miktar etkileri mümkündür ama bu, “bir miktar”dır ve “yöneten” bunlar değildir. Olup bitenlerden ve önlerine konan raporlardan bunlar da etkilenirler. Dünyanın idaresinde tamamen ve sadece bu ailelerin söz sahibi olduğunu söylemek, farkında olarak ya da olmayarak, meselenin diğer yarısını örtmeye, bu aileleri de kullananları gizlemek isteyenlere hizmet eder. 

Dünyayı idare edenlerin amacı, çok paraya sahip olmak mıdır? Asla, öyle olsa, savaşlara ne gerek var, karşılıksız dolar basan para makinalarına yeni makinalar eklenerek ve biraz daha mesai yapılarak bu elde edilebilir. Para, hayal edilen dünyaya ulaşmak için sadece bir araçtır. 

Dünyayı idare etmek çok boyutludur ve bu bahis ne zaman gündeme gelse, akla hemen CIA gelir. Oysa “istihbarat” da dünyanın idaresinin sadece bir parçasıdır. Ekonomi, diplomasi, kültürel propaganda ve askeri güçler de vardır. 

Mesela; dünyanın gidişatı bakımından önemli yerlerde bulunan ülkelerin hangi ideolojiyi benimseyecekleri, kendi insiyatiflerine bırakılmaz. Çünkü istenilmeyen bir ideolojinin kabulü, burada, Hegemon güçlerin çıkarlarıyla çatışan başka güç dengelerinin oluşması manasına gelir. İstenilmeyen ideolojinin mimarı bir idarenin darbeyle devrilmesi için, kamuoyuna karşı, başka milletlerin içişlerine karışılmayacağı söylenirken, alttan alta en zinde kuvvetler iş başındadır. Hedef ülkenin ekonomisini iyi bilen ekonomistler, ekonomik kriz çıkarmaya çalışırken, İstihbarat; provokasyonlar düzenler, yeni yönetici kadrolarını hazırlar, Hariciye, yeni idareci sınıfının listesini yapar, askerler de orada kendilerine yakın askerleri seçerler. Bunların her biri, bütünün bir parçasıdır ve her biri, vazifesini icra ederken, toplamda ortaya çıkacak olandan genelde habersizdirler, yaptıklarının dünya üzerinde ne anlama geldiğini bilmeyebilirler. 

Diğer taraftan herkesin ne yapacağına karar vermeye, ne akıl yeter ne de güç! Dolayısıyla Büyük Güç, herkesin ne yapacağına değil, ne yapılamayacağına karar verendir. Hegemonlar adına dünyanın temel gidişatını bir esasa bağlayan emperyal jeostratejinin üç temel şartı şudur: “Diğer güçlerin gizli anlaşmalarını önlemek ve yürürlükteki küresel sisteme tâbi ülkeler arasında güvenlik bağımlılığını sürdürmek (NATO bunun için vardır), Küresel sisteme tabi toplulukları koruyup, yumuşak başlı olmalarını sağlamak, Rakip güçlerin bir araya gelmelerini önlemek.” 

Bu önlemler altında dünya için çizilmiş genel çizgi devam ediyorsa, çizginin etrafındaki salınımlar, ateşli muhalif açıklamalar hiç te önemli değildir. 
Bir karşı-istihbarat servisinin veya bir istihbarat servisinin karşıt-istihbarat boyutunun yapısı veya işlevlerinin, esas olarak büyük rakiplerin faaliyetleri tarafından belirlendiği yönünde bir varsayım vardır. Büyük güçlerle yönetilen ülkeler arasında da benzer şekilde bir etkileşim söz konusudur. 

Geri kalmış toplumlara gelince, bunlar genellikle duydukları ve gördüklerine inanırlar. Oysa çoğu zaman, “görünen” ve “gerçek” farklıdır. Atılan sis ve ses bombaları, hadiselerin doğru anlaşılmasını zaten zorlaştırır. Duydukları ve gördükleriyle amel etme hali, bu ülkeleri yönlendirmek isteyenlerin işini kolaylaştırır. “Söylenen” ve “yapılan”ların tetkikinden, -zihin gerisindekiler ve yapılmak istenilen yönlendirmeler gibi- çok daha fazla şeyler öğrenmek mümkündür. 

Lider değişikliklerine rağmen bir ülkenin gidişatında eğer olumlu yönde ve düzenli bir seyir yoksa, birbirlerini ihanetle dahi suçlayan liderler arasındaki fark, bu ülke için çizilmiş genel çizginin etrafında sadece salınımdan ibaretse, bu, o ülkenin sorunlarının sebeplerinin, insanların çok üstünde ve yapısal olduğu manasına gelir. Bir çalışmayı başlatıp, sürdürüp, ürün alıp, bu ürünleri devşirecek kadar devamlılığa sahip olmayanlar, yapısal sorunlarını kolay kolay çözemez. Bunlar, Küreselciler için asla bir tehdit değildir ve yeni bir dünya inşa edemezler. 

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX