0530 708 54 54
0530 708 54 54

YAZARLAR

Türk-Rus İlişkisi 

1917 Devrimi ile Çarlık Rusyası’ndan krallık, İngiltere’den de küresel liderlik gitti. Çar’ı tahtta tutamayan İngiltere, Osmanlı İmparatorluğu’nun bazı bölgelerini işgal etmek mecburiyetinde kaldı. Osmanlı’yı Almanya’ya kaptıran, Çarlık Rusyası’nı kaybeden İngiltere, ABD’nin küresel oyunun liderliğine soyunması ile yeni bir tabloyla İngiltere’nin baskın olmadığı bir dünya ile karşılaştı.  

Komünist Rusya ile Yeni Türkiye Cumhuriyeti arasında var olma ittifakı kurulurken, Almanya 1. Dünya Savaşı’nın kayıplarını telafi etmek için etno-ideolojik bir kulvara doğru kayma yolunda ilerliyor, İngiltere, Fransa, Almanya birbirini kolluyor, SSCB genişleme stratejisini oluşturma incelemeleri yapıyordu. İngilizlerin büyük yatırımlar yaptığı Kafkaslar ve Ortadoğu’da SSCB ve ABD’nin gölgesi giderek koyulaşıyordu.  

Almanya, Fransa, İngiltere, SSCB, ABD ve Küresel Network, Türkiye’ye odaklanmış, Türkiye’nin siyasal, kültürel, ekonomik, dinsel, tarihsel koordinatlarını yeniden belirleyişinin olası sonuçlarını öngörmeye çabalıyorlardı. 1. Dünya Savaşı’nda Almanya’nın müttefiki, 2. Dünya Savaşı’nda kendisinin (İngiltere’nin) müttefiki olan Türkiye’nin tutumu, planlanan dünya sistemlerinin kuruluşuna daima engel oluyordu. 

Türkiye’nin İstiklal Savaşı’na, SSCB’deki soydaş ve dindaşlarının desteklerine engel olmayarak ve organize ederek cumhuriyete destek veren SSCB ve başka hiçbir devletin müttefiki olmayan Türkiye Cumhuriyeti, duruşu ile tüm egemenlerin şimşeklerini üzerine çekerken bölgesindeki diğer milletler için de tehlikeli bir örnek olmak gibi bir vasıf kazanmıştı. Türkiye Cumhuriyeti’nin yeni koordinatları, Orta Doğu ve Afrika’daki ülkelerin de bağımsız olabilecekleri fikrini mayalıyordu ve bu hali ile de tehlike teşkil ediyordu. 

2. Dünya Savaşı ve sonrası Türkiye Cumhuriyeti’ni tarafına çekmek isteyen ülkeler arası mücadeleyi tüm renkleri ile o dönemin Türk medyasından izlemek ve günümüzde yeniden okumak, küresel ve bölgesel bekâmız açısından bir zarurettir. 

Avrupa’nın Osmanlı’ya hâkim olma çabaları 1699’dan sonraki Türk tarihinin en önemli safhasını oluşturmaktadır. Doğunun Hasta Adamı, Avrupa’nın tüm ülkeleri ile tehlikeli tahteravalli oynuyor, hem Avrupa’ya esir olan hem de Avrupa’yı esir alan ülke gibi karmaşık bir jeopolitik tablo oluşturarak beka kanallarını inşa etmek istiyordu. 

Kafkaslar, Orta Asya ve Orta Doğu’da SSCB (Rusya) kadar istihbarat sahibi olan bir diğer devlet İngiltere’dir. Rusya etnik ve kültürel mühendislik, İngiltere dinsel ve ekonomik mühendislik ile Orta Doğu’da tüm rakiplerinden ilerideydiler. Oysa Almanya, Fransa, ABD ve Küresel Sistem de Orta Doğu, Orta Asya ve tabii ki Türkiye’de  jeo-stratejik ve jeo-istihbâri bir etki alanı oluşturup Rusya ve İngiltere’yi dengelemek istiyordu.  

Yarın devam edelim.

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca hazırlanan aydınlatma metnimizi okumak için buraya, mevzuata uygun çerez politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya, gizlilik politikamızla ilgili detaylı bilgi almak için buraya tıklayabilirsiniz.
closeX